14. Bölüm

68 7 3
                                    

"Demir Adam!"

Liam, büyümüş gözlerle, hayranlık içinde Tony ile oynarken ona demir adam diye bağırıyordu. Tina, mutfakta elindeki dandik malzemelerle soslu bir makarna yapmaya çalışıyordu. Ama eli ayağına dolaşmıştı. Tony'nin evinde yediği onca güzel şeyden sonra adamın önüne yemek diye koyacağı bulamaca bakarken yüzünü ekşitti. 

Tony, aklını okumuş gibi içeriden seslendiğinde yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı. 

"Tina! Liam ve ben yemeğimizle oynayabileceğimiz bir yere gitmek istiyoruz!"

Ocağı kapatırken "Nereye?" diye bağırdı içeri, sevgilisine. Tanrım! Tony Stark'ın sevgilisi miydi? Kendi kendine yükseliyordu! Aralarındaki şeyin henüz bir adı yoktu ama Tony dün gece ona öyle tatlı şeyler fısıldamıştı ki...

Adamın ellerinin karnının üzerinde birleştiğini hissederken kıkırdadı ve sırtını Tony'nin göğsüne yasladı "Bir kedi kadar sessizsiniz Bay Stark. Mutfağıma geldiğinizi duymadım?"

Tony, kadının kulağının arkasına, Tina'nın içini hoplatan bir öpücük bırakırken fısıldadı "Benimle böyle konuşmaya devam et de Liam'ı çatlak komşularınıza bırakıp seni hemen yukarı taşıyayım!"

Tina geriye dönüp, adamın içini hoplatan bir bakış attı "Buna hayır demezdim." öpüşmeye başladılar. Kendilerini kaybettikleri yarım dakikalık uzun öpücükten sonra nefeslenmek için ayrıldıklarında panikle "LIAM!" diye sıçradı Tina "Nerede?"

Tony kıkırdadı "Ah, harika bir anne olurmuşsun! Şuna bak." Kadının burnuna nazik bir öpücük bıraktı "Dışarıda, Happy'nin yanında. Sanırım kız arkadaşı gelmiş."

Gülüştüler. Tina hazırlanmak için yukarı çıktığında, Tony de kızın pişirdiği makarnaya bir göz attı. Tezgahtaki çatalı alıp, makarnayı denedi "Harika bir anne ve bu kadar kötü malzemelerle bu kadar iyi yemek yapabildiğine göre ayrıca harika bir aşçı olurmuş." Kendi kendine sırıttı. Yeni kız arkadaşının yeteneklerinin sınırları adamı büyülüyordu. Kız arkadaş mı? Gözlerini devirdi. Kendi kendine yükseliyordu. İlişkilerinin henüz bir adı yoktu. Tina'nın onun kız arkadaşı olmak istediğine emin değildi. 

*   *   *

Pepper, Peter'ın manevi annesi gibi olduğundan, kadının evinde Peter için özel bir oda vardı. İşte tam şimdi, bu odadaydı oğlan. Odasının içindeki banyo kapısından yükselmeye başlayan buharı görünce, yatağında doğruldu Peter. Debbie'nin kapıyı bilerek açık bıraktığına emindi. İç çekti. Tanrım! Yağmurun altında sırılsıklam olmuş kızın titreyen görüntüsünü hatırlayınca içi üşüdü. Yaptığı şeye rağmen nasıl hala onu düşünebiliyordu? Kalbini çıkarıp atmak istedi. Debbie'yi ikna etmek kolay olmamıştı. Onunla konuşacağına söz verdikten sonra ancak içeri girmişti. Üzerinden sular damlayan kızı odasına çıkarıp, sıcak bir duş için banyoya girmesini sağlamıştı Peter. Hasta olacağından endişe etmişti. Sıkıntıyla iç çekti. 

"Peter!"

Debbie ona seslenince gözlerini tembelce kaldırıp, aralık olan kendi özel banyosunun kapısına dikti "Evet?"

"Havlu getirir misin?"

Kız için bir sweat ve eşofman altı çıkarıp, yatağının üzerine koymuştu. Havluyu banyoya götürmemiş miydi? Giysilerin yanında duran açık sarı havluyu görünce istemeyerek kalktı ve eline aldığı havluyla banyoya girdi "Gözlerimi kapatıyorum Debbie. Havluyu elimden alman gerek. Erkek arkadaşın kızsın istemeyiz, değil mi?" diye sordu alayla.

Bir homurdanma sesi duydu. İtiraz gelmeyince, gözlerini gerçekten kapadı ve elleriyle havayı yoklayarak perdesi çekili küvete doğru yürümeye başladı. Debbie'nin ıslak elini kendi bileğinde hissederken ürperdi ve gözlerini açtı. Ona yaşattığı onca şeye rağmen nasıl hala tek düşünebildiği kızın parlak cildinin her santimini öpmek olabiliyordu?

outrageous | tony starkWhere stories live. Discover now