13. Bölüm

119 12 47
                                    

Zemo'nun yanına gitmeden önce biraz soluklanıp, makyajını düzeltmek için Gallagher evinin hemen yanındaki diğer evin önünde durdu Elena. Telefonu çalarken içinden küfretti ama telefonu eline alıp, Iolanda yazısını görünce hemen açtı.

"Bebekler hakkında ne düşünüyorsun?"

Sinirle homurdandı Elena "Son kez söylüyorum, Iolanda. Aynı anda hamile kalıp, çocuklarımızı aynı anda filan büyütmeyeceğiz. Şunu söylemekten vazgeçer misin? Zemo yeterince üstüme geliyor!"

Bir kahkaha sesi duyuldu "Hemen şimdi çalışmaya başlarsanız, çocuklarımızı hala beraber büyütebiliriz."

"HAYIR DEDİM!" durakladı Elena "Stephen olacak hayvan seni hamile mi bıraktı?"

"Evet ama Stephen hakkında böyle konuşma dememiş miydim?"

Öfke yükselirken "Gitmem gerek." diye telefonu yüzüne kapadı Elena. 

Stephen'a olan nefreti ölümsüzdü. Iolanda, Elena'nın en iyi arkadaşıydı. Çocukluklarından beri beraberlerdi.  Ve Stephen, üniversitenin ilk yılında, Iolanda'nın doktoru olarak hayatlarına girdiği ilk günden beri, Elena, adamdan nefret ediyordu. Iolanda'ya derin derin bakması içini ürpertiyordu. Birkaç yıl önce evleneceklerini söylediğinde, Elena o kadar karşı çıkmıştı ki sonunda Zemo müdahale etmek zorunda kalmıştı. 

Gallagherlar'ın bahçesine girdi ve hışımla dış kapıyı açıp eve daldı "Zemo!"

Salonda oturan Tony, Tina ve Zemo aynı anda ona döndüler.

"Görüyorum ki Iolanda seni de aramış." dedi Zemo.

"Buna inanabiliyor musun?"

Tony gözlerini devirdi "Onlar evli! Seks yapıyorlar! Şimdi de bebek yapmışlar! Bu kadar inanılmaz olan ne Elena?"

Az önce yaptığı şey yüzünden hala ona kızgın olan Elena adama bağırdı "Kapat çeneni, Tony!"

Zemo sakin bir tavırla ayağa kalktı "Sizinle tanışmak zevkti Tina." dedi kadının ona söylediği ismini kullanarak "En kısa zamanda Tony'i ve seni ağırlamak isteriz, değil mi Elena?"

Elena başını salladı ve onlara el sallayıp kısaca veda ettikten sonra Zemo ile birlikte evden ayrıldı.


*   *   *


Yatak odasının banyosundaki aynada, az önce yıkadığı yüzünü inceleyen Iolanda ensesinde hissettiği öpücük yüzünden kıkırdarken bağırdı "Stephen, kes şunu!"

Stephen, yüzünü kadının saçlarına gömerken, kollarını sıkıca Iolanda'nın göğüslerinin altında birleştirdi "Tanrım, yumuşacıksın."

"Uslu dur." 

"O zaman yatağa dönelim?"

"Elena ve Zemo'yu görmeye gideceğiz."

Stephen yüzüne yayılan gülümsemeyle karısının aynadaki görüntüsüne baktı "Elena bana öldürücü bakışlar atarken sessizce yemek yemek için hala birkaç saatimiz var?"

Iolanda gözlerini devirdi ama sonra geriye dönüp kollarını adamın boynuna sardı "Tamam, pes ediyorum." kocası onu kucaklayıp ayağını yerden keserken kıkırdadı. 

*   *   *

Masaya üç çeşit tatlı taşıyan yardımcıların yanına hızlı adımlarla vardı Elena "Tatlı servis edilmeyecek."

Yemek odasını kütüphaneye bağlayan kapı açıktı bu yüzden Zemo, okuduğu kitaptan başını kaldırıp sakince içeri seslendi "Tatlı servis edilecek. Elena, lütfen buraya gelip, kapıyı kapatır mısın? Bırak insanlar işini yapsın."

Kadın homurdandı ama çalışanlara özür dileyen bir bakış atıp, kocasının söylediğini yaptı. Kütüphaneye girip, kapıyı kapattı. Okuma gözlüklerinin üzerinden onu süzen Zemo'nun ayaklarının dibinde diz çöktü. Çenesini adamın dizine yaslayıp gözlerini büyüttü "Beni çağırdın kocacığım?"

Zemo iç çekti "Şu köpek yavrusu bakışlarına dayanamadığımı biliyorsun, değil mi?"

Gözlerini sevimlilikle kırpıştırdı Elena "Hangi köpek yavrusu bakışlarıma?"

"Tanrım!" karısına doğru eğildi ve kadına uzun bir öpücük verdikten sonra geri çekildi "Ne diyordum?" Afallamıştı "Lanet olsun, Elena. Aklımı başımdan alıyorsun."

Kadın kıkırdadı "Akşam yemeğini iptal edip, bana bir iki bilimsel proje gösterebilir misin diyordum, yakışıklı?"

Zemo zorlukla kendine geldi ve geri çekildi, yalandan öksürdü ve kitabını eline aldı "Iolanda ve Stephen yemeğe gelecekler ve Stephen'a nazik davranacaksın."

"Asla!"

"Elena!"

Hışımla dizlerinin üzerinden kalktı ve adamın yanına oturup, kitabını elinden aldı "O bir canavar."

"Sevgilim..."

"Iolanda'yı resmen büyüledi. Kelimenin tam anlamıyla."

Zemo gözlerini devirdi "Adam cerrah, büyücü değil!"

"Ona bir şey yaptı, biliyorum!"

"Bebeğim..." Zemo, karısını kendine çekti ve sıkıca sarıldı "Kabullenme zamanın geldi." yutkunan Elena'nın alnına çenesini yasladı "Pietro öldü ve Iolanda olması gerektiği gibi hayatına devam etti. Ondan sonra mutlu olması harika değil mi? Pietro da bunu isterdi, inan bana."

Elena hıçkırdı "Ama bu haksızlık."

"Şşş..." Zemo, ağlayan karısını iyice kendine çekti "Pietro'nun hatırı için, Iolanda'ya göz kulak olmak zorundasın. Lütfen geldiklerinde olay çıkarma."

Elena ağlamaya devam ederken başını salladı "Tamam."

Bir süre sessizce durdular. Ağlaması şiddetini düşürürken sessizliği yine Elena bozdu "Zemo?"

"Sevgilim?"

"Biz de bebek yapalım mı?"

Adam kütüphaneyi çınlatan bir kahkaha atarken Elena da gülümsedi. 

"Bu konuyu kesinlikle bu akşam konuşacağız."

"Güzel." 

Kocasına  böyle bir konu hakkında yalan söylemek Elena'nın vicdanını sızlatsa da bir şeyler döndüğüne emindi ve bunu araştırırken Zemo'nun dikkatini üzerine çekmek istemiyordu. Bebek fikrinin adamı bir süre oyalayacağını düşünerek biraz rahatladı.




Eveeeeeeet... Buradaki Iolanda'nın Pietro'su, Evan hani Peters olan ejdfwjkvgbslfgngjl Olay şu... Pietro ve Iolanda'nın aşkı o kadar güçlüydü ki Strange alternatif bir gerçeklik yarattığında, bu gerçeklik, Iolanda için başka bir Pietro yarattı. Yani aslında Luna'nın babası olan Pietro, Strange'ın Iolanda'dan ayırdığı Pietro. Evan Peters versiyonu onun kopyası... Bir de Elena ve Pietro kardeşti. Bu evren, Iolanda için sahte Pietro'yu yaratır yaratmaz Strange onu öldürdü. Zemo bundan bahsediyordu. Ama tabi bir kazada filan öldüğünü sanıyorlar.


Nasıl gidiyor?




outrageous | tony starkOnde as histórias ganham vida. Descobre agora