My fault | Taekook

26

"Sen kocanla ne zaman seviştiğini bilmiyor musun?"

"Taehyung sen kocanla ayda yılda bir mi sevişiyorsun? Haftada 2-3 kere birlikte oluyoruz işte."

Ağzım şaşkınlıkla açılırken elimi karnından çektim. Ben bile düğünden sonra Jungkook'la 2 kere birlikte olmuştum?

"Ne kadar azgınsınız! Utanın biraz! "

Üzerime yastık yemeden önce kahkaha ve çığlıklarla kaçtım odadan. Kapıdan çıktığım gibi çarptığım sert beden yüzünden yüzümü buruşturup acıyan burnuma dokundum.

"Niye bağrıyordun bebeğim?"

"Babanla konuşuyorduk sevgilim.Uyuyalım hadi."

Ağzımdan bir şey kaçmasın diye dudaklarıma işkence ediyordum. Biraz daha durursam söyleyebilirdim, bu yüzden uyumak en iyisiydi.

"Babam ağlıyor mu?"

Aralık kalan kapıdan içeri bakmaya çalıştığında kapıyı kapatıp elini tuttum. Soru yağmuruna başlarsa susmazdı.

"Ağlamıyor, uyuyalım lütfen! Çok uykum geldi."

Bacaklarımdan ve belimden tutup kucağına aldığında boynuna sarılıp gülümsedim. Bugün çok güzeldi. Önce bebeğimin cinsiyetini öğrenmiş, sonrasında babamın hamile olduğunu öğrenmiştim.

Ben asla karşı değildim böyle şeylere. Zaten Sejun babam gençti, yani yaşı biraz vardı ama onu uzaktan gören olsa en fazla 35 falan derdi. Hem Jungkook'un babalarının ilişkisine aileleri karşı olduğu için çareyi çocuk yapmakta bulmuşlardı anlattıklarına göre. Sejun babamın ailesi homofobik olduğu için hamile kaldığında bunu yeneceklerini düşünmüşlerdi. Ama umdukları gibi olmamış, ikisini evlendirip Sejun babamı evlatlıktan reddetmişlerdi.

İşte, Jungkook'un doğum hikayesi böyleydi. Babası 18lerinde doğurmuştu onu. Hatta benim yaşımı ilk öğrendiğinde de o yüzden tepki göstermişti o kadar.

M

uhtemelen bana da o yüzden anlatmıştı. Çünkü annemi neredeyse her gün evlenip yaşı geçmeden bir çocuk yapması için zorluyordum. Evet komikti biraz ama benim annem çok gençti? Henüz 36 yaşındaydı, bebeği olabilirdi.

"Hayatıııımm! Neler düşünüyorsun acaba?"

Sırtım yumuşak yüzeyle buluştuğunda yüzümün her tarafına konan öpücüklere gülümsedim. Ne ara odaya gelmiştik biz?

"Dalmışım..."

"Fark ettim onu. Üzerini değiştir hadi."

Kısa sürede pofuduk pijamalarımı giyip annemden çaldığım bakım ürünleriyle yüzüme bir şeyler yaptım. Zaten çok güzeldim ama formalite işte...

"Uykun yok muydu senin?"

Arkamdan gelip ellerini karnıma saran eşime aynadan bakıp yüzümdeki kremi yedirmeye devam ettim. Jungkook muhtemelen çenemden korktuğu için susuyordu ama yüzümü öpemeyeceğinden içi içini yiyordu.

"Bugün çok güzeldi."

Sessiz kalıp kalktıktan sonra kollarımı boynuna doladım. Üzerinde sadece iç çamaşırı olduğu için şımarık düşünüyordum ama bunun için de çok yorgundum.