10

17 2 22
                                    

Owa ile sohbet ediyordum ve onunla sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Onla sohbet edince onu daha yakından tanıyor ve kendimi ona daha yakın hissediyordum. Konuşurken bir anda duraksayıp başka bir tarafa bakıp düşünceli bir şekilde bakmaya başladı. Ben ise ona 'ne oldu acaba' bakışlarıyla bakıyordum. Bir süre sonra bana bakmaya başladı gene.

"Şey Albert sana sorularım olacak. Soru sormamda sakınca yok demi?"

"Yoo hiç sorun olmaz benim yanımda rahat olabilirsin Owa , kendini kasmana gerek yok."

"Off.. o kadar belli mi ediyorum?"

"Yani evet bana göre belli oluyor."

"Tamam , şey insan dünyasıyla ilgili aslında küçüken bize sadece Jojo'nun anlatıklarını anlatırlar bizde dinlerdik ve bize o yeterdi ama senle tınıştığımda daha çok öğrenmek istemeye başladım çünkü ne bileyim belki insan dünyasını öğrene bilirsem senle de ilgili birşeyler öğrene-... yani arkadaş- evet şey...OFF YA.. umm ben niye böyle  batırıp duruyorum..batırdım dimi."

Dediklerine dayanamayıp kıkırdamıştım.

"Birileriyle konuşmakta zorlana bilirsin bunda utanılacak bir şey yok."

Bir an utanmış haliyle geri bana baktı limon gözler.

"Şey aslında herkesle konuşurken böyle değilim. Sadece senle konuşurken böyle oluyor."

Dedi. Bunları söylerken yüzünün pembeleştiğini görünce biraz şaşırdım ve yanaklarımın kızardığını hissetmeye başladım. Tam bir şey diyecekken kapının çalması sözümü kesti.

Kalkıp kapıya bakmaya gitti.

Ben yatağın orada olduğum için kimin olduğunu net görememiştim. Sadece konuşmaları dinliyordum.

"İyi akşamlar efendim!"

"Dinliyorum?"

"Insanlara ait bir eşya bulduk insanın olup olmadığını öğrenecektik ama insanı bulamadık!"

"Benle birlikte."

Kapıdaki kişiden bir süre ses gelmemişti. Acaba ne oluyordu. Kalkıp bakmaya karar verdim.
Kapının oraya gidip baktığımda adamın şaşkın gözleri beni görünce iyice büyüdü.

"A-ama nasıl yani...efendim babanızın kurallarını biliyorsunuz bu-"

"Siktir git ve eğer babama en ufak bir şey dersen seni bulup sen hala yaşarken organlarını yerinden sökerim anladın mı beni!?"

Adam bir şey diyemeden Owa eşyayı alıp , sertçe kapıyı kapattı.

"Tamam bu neydi şimdi ne kuralından bahsediyorlar ve ne bu öfke , ne konuştuk biz daha demin he?!"

Owa bana bakmıyordu bile kendi kendine düşünüp söyleniyordu onun bu halini görünce bir şey diyememiştim.

"Albert şuan dışarı çıkma hadi yat uyu ve yarın eve git."

"NE! ama vaşileşmene 3 GÜN KALDI ve ben yanında olacağına söz verdim...Niye niye böyle yapıyorsun! Ben-"

Owa ben konuşurken arkasına döndü ve öfkeli bakan gözleriyle bana bakarak sözümü kesti.

"Zarar görmeni istemiyorum tamamı! Babama göre iki aynı cins kişinin yalnız aynı yerde kalması(yaşaması) günah ve ben
... Ben sırf...(ağlamaklı ses tonuyla) ben senin güvende olduğunu ...bilmek istiyorum ben... onlar gibi-"

Owa ağlamaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilemedim ama gözlerine bakınca kötü şeyler yaşadığı belliydi. O , konuşmaya çalışırken ben onu yatağa ittim.
Bana şaşırmış şekilde bakarken, bir şey diyemedi , gözünden akan göz yaşlarıyla limon gözlerine baktım.

Limon Gözler (bxb)Where stories live. Discover now