Aris güldü. "Ben nasıl bu saate kadar uyudum, şaşkınım. Uzun zamandır ilk kez olabilir. Hatırlamıyorum bile bu saatte kalktığım bir günü."

"Eh, dün gece beşte yattık, hatırlatırım," dedi Seçil. "Öncesinde ikimiz de uyumamışız."

Aris bu kez doğrularak gerinmeye devam etti. "Evet, bu doğru. Her anı çok iyiydi. İyi ki de beşte yatmışız. Keşke altıda yatsaydık."

Seçil kıkırdayarak ona doğru döndü. Hayranlıkla Aris'in gerilen ve kasılan çıplak kaslarını izledi.

"Dün gece kulübüne de gidemedik. Bari bu akşam gidelim. Valla içimde kaldı benim."

"Gideriz gideriz. Taze aşk kuşları bize geri bildirimlerini versinler, en güzelini seçer gideriz."

Seçil gözlerini kısarak Aris'e baktı ve ne demek istediğini anlamaya çalıştı. Aris de birkaç saniye ona baktıktan sonra "Dün gece onları duymadın mı?" diye sordu.

"Duydum da... Sarhoşlardı. Hatta bence sadece Burcu sarhoş olabilir. Cihan'ın o kadar sesi çıkmıyordu."

Aris gülümsedi. "Demek üst kata sağ salim varabilmişler, bu da başarı... Burada girişte sevişirken ortalığı yıktılar çünkü."

"NE?!" diye çığlığı bastı Seçil bir anda şak diye doğrulurken.

"Hayatım buna bu kadar şaşıramazsın. Ben baştan söyledim bunun olacağını."

"Ama girişte... girişte seviştiler diyorsun."

"Maalesef çok net duydum. İyi ki üst katta kalmamışız dün gece."

Seçil ağzı açık bir halde yataktan çıktı. Aris de kalkıp dosdoğru tuvalete gitti ve elini yüzünü yıkamaya başladı. Seçil pijamalarını geri giyerken şaşkınlığını koruyarak kafasında konuyu tartıyordu. Sürekli "Vay canına" falan diye söylenip durdu. Aris tuvaletten yüzünü kurulayarak çıktığında ona bakarak gülümsedi.

"Yuva yapanın yuvası olurmuş. Öyle düşün, iyi bir şeye vesile olduk."

"İyi de bunlar yıllardır yüz yüze bakıyor zaten. Şimdiye kadar akılları neredeymiş?"

"Bu işler böyledir. Biz de bir buçuk yıldır aynı yerdeyiz ama bak! Gitar işi olmasa birbirimizi tanıyamayacaktık."

"İyi de biz birbirimizi görmüyorduk bile ama! Sen benim kim olduğumu bilmiyordun hatta. Anca bir ben bakıyorum 'ne havalı adam' diye. Tüm fikrim de o kadardı yani."

Aris çapkınca gülümsedi. "Demek eskiden sadece havalı adamdım, ha?"

Seçil gözlerini devirerek Aris'i sollayıp yanından geçmek istedi. Fakat Aris buna izin vermeden onu belinden yakalayıp durdurdu ve kendine çekti. Seçil onun gözlerine bakarken "Ne demek istediğimi çok iyi anladın sen," dedi.

"Evet. Anladım. Ama diğer konuya ilgimi kaybettim." Aris bir anda eğilip Seçil'i boynundan öpmeye başladı. Seçil gözlerini kapatıp kolayca ona teslim olurken Aris onu kucağına aldı ve tuvalet kapısının eşiğine dayadı. Bir anda sanki az önce bambaşka bir konu konuşanlar onlar değillermiş gibi öpüşmeye başladılar.

Seçil daha yeni giyinmişken işin yine soyunmaya gittiğini fark edince "Buradaki tüm prezervatifleri bitirmemiş miydik?" diye sordu. Dün gece bunun yoksunluğu da yaşanınca odadan çıkıp almaları gerekmişti.

Aris onun vücudunun muhtelif yerlerini öpmeye devam ederken "Hı hı," diye mırıldandı. "Ama bence onsuz da bir şeyler yaparız, dert değil," diye ekledi. Seçil gergin bir heyecanla yutkundu.

Aşağı yukarı on beş dakika sonra odadan çıktıklarında ikisi de yaramazlık yapmış çocuklar gibilerdi. Seçil dikkatle ortalığı kontrol edip asayiş berkemal olduğunu görünce yukarı çıktılar. Üstlerine deniz kıyafetlerini giyip hazırlandıktan sonra geri inip kahvaltı işine girmeye karar verdiler. Tam mutfağa girdiklerinde Aris birden "Kahvaltıyı dışarıda edelim mi? Zaten geç kaldık. Bir şeyler atıştırırız sahilde. Ne dersin?" deyiverdi.

Etkili AnlaşmaUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum