"Tamam o zaman." Dedi usulca. Daha sonra alakasız bir şekilde "Acıktın mı?" Diye sordu.

"Ay biraz acıktım galiba." Derken Alparslan geldi yanımıza.

"Selamün aleyküm." Dedi sandalyeye otururken.

"Aleyküm selam." Dedi Zehra usulca.

Yanına oturan adama çevirip başını bakmadı bile.

"Fuat sende otur artık şuraya!" Dedim dayanamamış bir şekilde. "Cahit, bir şey söylesene."

"Otursana oğlum."

Kaç kere söylememe rağmen oturmayan Fuat, Cahit'in tek lafıyla sandalyeye oturuverdi.

"Ne yemek istersin?"

"Ne?"

"Acıktım dedin ya."

"Biraz ya." Dedim. "Yemesem de olur."

"Olmaz. Düşün bakalım canın ne istiyor?"

Biraz düşündüm ama aklıma bir şey gelmedi.

"Bilmiyorum."

"Buranın hamburgeri çok güzel oluyor." Dedi Zehra. Bakışlarımı ona çevirdim. "Gelmiştik ya bir kaç kere abimler ile, hatırlamıyor musun?"

"Hatırlıyorum." Dedim düşünerek ama tam olarak hatırladığımda söylenemezdi. "Hamburger yiyelim o zaman."

Cahit ben acıktım diye yemek yememi söylerken bir anda hepimiz yemek yerken bulmuştuk kendimizi. Neyse ki hatırlamadığım hamburgerin tadı çok güzeldi de yediğime pişman olmamıştım. Diğerlerinin de yüzlerine bakılırsa gayet memnun duruyorlardı.

"Ben gideyim artık." Diyerek ayaklandı Zehra. "Aslında hiç gitmek istemiyorum ama yarın erken yola çıkacaksınız, dinlenirsiniz biraz."

"Nasıl gideceksin eve?"

"Abim mesaj atmış, şirkette işi daha yeni bitmiş o alacak beraber geçeceğiz."

"Anladım."

Zehra ile uzun bir vedalaşma yaşadıktan sonra Zehra gitmişti. Bende masaya geri dönmüştüm.

Başımı yanımda oturan Cahit'in omzuna yasladım ve onları dinlemeye başladım. Bursa hakkında bir şeyler konuşuyorlardı.

"Ama Fuat bir durgunlaştı değil mi Bursa'ya gelince." Dedi Alparslan, Fuat'a takıldığını belli eden bir ses tonuyla.

"Yok abi." Dedi Fuat hemen. "Neden durgunlaşayım?"

"Yoksa beğenmedin mi Bursa'yı?" Diyerek muhabbetlerine dahil oldum.

"Yok beğendim tabii." Dedi. "Zaten daha önce de gelmiştim."

"Ne zaman gelmiştin?" Diye sorunca duraksadı.

"Oldu baya ya, hatırlamıyorum." Dedi. Ama hatırladığı ve şuan beni geçiştirmek için öyle söylediği gözlerinden belliydi. Belliydi fakat yine de uzatmadım. Demek ki anlatmak istemiyordu.

"Vaktimiz olsaydı ben size Bursa'yı gezdirirdim." Dedim.

"Bende öyle hayal ediyordum yenge." Dedi Alparslan. "Ama kocan yine işleri bozdu."

"O ne demek lan? Sanki benim elimde olan bir şey."

"Evet." Dedim hızla. "Sanki kocamın elinde olan bir şey mi?"

"Aman tamam demedik kocana bir şey ya." Dedi Alparslan.

"Diyemezsin."

Cahit'in güldüğünü hissedince bakışlarımı ona çevirip yüzüne baktım. Yorgun bir tebessüm vardı dudaklarında. O da bana baktı.

Zemheri | TamamlandıWhere stories live. Discover now