1.

215 28 2
                                    

Aynı yavaşlıkla binanın içine doğru ilerledim. Sanki içeride beni silahlı biri bekliyor ve girersem beni öldürecekmiş gibi hissediyorum.

"Mai!" kıvırcık saçlı cılız bir çocuk koşarak bana doğru geliyordu. Tepkisizce yanıma ulaşmasını bekledim. " Sen Mai Turner' sin değil mi? " nefesini kontrol etmeye çalışsada koştuğu için konuşması zor olmuştu. "Evet .Evet benim." eliyle okuldaki açık camlardan birini gösterdi. " Müdür seni çağırıyor." teşekkür etme gereği duymadan adımlarımı biraz hızlandırarak gösterdiği kata çıktım.

Üzerimde olan bakışlar beni rahatsız etsede ilk günden olay çıkarmamak için görmezden gelerek tarif ettiği odaya girdim. Ama pek müdürün olabileceği biryere benzemiyordu müzik sınıfı gibi bir yerdi sanırım. Dalga geçtiklerini düşünüp geri çıkmaya çalıştım ancak tuttuğum kapı kulpu elimde kaldı.

Panikle kapıya vurmaya başladım ama çalan zil hem benim sesimi bastırmış hem de koridorun boşalmasını sağlamıştı. Sesli birkaç küfür savurarak çantamı sıraya koyup içinde telefonumu aramaya başladım.

Iki kitabın arasından zorla çıkardım çıkarmasına da telefon çekmiyor! Cidden mi? Beş katlı binanın en üst katındayım ama lanet telefon çekmiyor !

Sinirle çantamı yere fırlatıp telefonu cebime tıkıştırdım ve az önce çantamı koyduğum masaya oturdum.

Yaklaşık on dakika sonra sert 1-2 tekmeyle yada her neyse işte , kapı açıldı. Kapıyı açan kahverengi saçlı , uzun boylu yapılı bir çocuktu. Tabi ben onu tanıyorum. İan .İan Wood.

"Iyi misin?" kafamı sallamakla yetindim ve yere attığım çantamı alıp sınıftan çıktım.

Özellikle onunla konuşmamıştım çünkü Ashton buna izin vermiyordu. Sanırım aralarında bir tür popülerlik yarışı falan var. Sebepsiz yere birbirlerinden nefret ediyorlar .

Konuşmak istemememe ramen peşimden gelmekte ısrarcıydı. " En azından bir teşekkür edebilirdin." "Teşekkürler İan." daha çok yaklaşarak tam yanımda yürümeye başladı. Gözüm istemsizce koridorda dolandı Ashton 'ın görmesini istemiyordum. "Eee." sinirle çantayı tuttuğum elimi sıktım .Konuşmak istemediğimi anlamıyormuydu bu çocuk ?

"Ne istiyorsun Ian , plaket falan mı?" sinir bozucu sırıtışı genişledi ve adımlarını benimle aynı anda atacak şekilde ayarladı."Hem sen niye dışardasın?" yüzünü buruştururken bir eliylede saçını düzeltiyordu. "Atıldım." gülümsememe engel olamadım nedense dersten atılması hoşuma gitmişti.

___

Eve geldiğimde annem yoktu. "Anne?" çantamı kapı girişine atıp koşarak merdivenleri çıktım. Yatağının üzerinde bağdaş kurmuş babamın resimleri elindeyken hıçkırarak ağlıyordu.

Elindeki fotoğrafları odanın bir köşesine atıp yanına uzandım ve onun önceden yaptığı gibi saçlarıyla oynamaya başladım. Zaten yarım saate kalmadan uyumuştu. Odamdan kalın bir mont alıp işe gitmek için evden çıktım.

Yürürken omzumda hissettiğim elle yerimden sıçradım. "Selam." bu çocuktan nefret ediyorum. " Sanada İan." "Senin sayende adımı ezberliyeceğim." omuz silkip adımlarımı hızlandırdım.

  " Şu ana kadar ezberlemiş olman gerekiyordu, 18 yıl önce falan." gülerken o da adımlarını hızlandırdı ve benim hizamda yürümeye başladı. "Nereye gidiyorsun?" elimle elli metre önümüzdeki kafeyi gösterdim. "Ne büyük şans ben de orada çalışıyorum!" "Hayır ,çalışmıyorsun." "Ama çalışabilirim." sessiz kalıp cam kapıyı ittirdim ve İan 'ın geçmesine zaman kalmadan yeniden kapattım. Sanki geri açamayacak gibi.

O da peşimden mutfak kısmına geldiğinde ciddi olduğunu yeni anlamıştım. "Canın istedi diye öylece girip burda çalışamazsın İan."

"Neden olmasın ,Mai ?" adımı söyleyiş şekli hoşuma gitmişti diğer kelimelerin aksine daha alayla ve üstüne basarak söylemişti. Ama onu umursamadan önlüğe benzer siyah şeyi giydim ve omzuna çarparak tezgahtan aldığım tabakları masalara dağıtmaya başladım.

Psikopat Hırsız||n.mWhere stories live. Discover now