Sıfır Noktası : 17 (Part I.)

En başından başla
                                    

Ellerimi yumruk yaparken, sırtım yumuşak bir şeye koyuldu. Gözlerimi açmadım ama. Hemen yanımda, yatağın bir yerinde çöküntü olurken Boran'ın uzadığını hissettim. Elleri ise uzun saçlarımda gezindi.

Ben ise onun saçlarımda gezinen elleri yüzünden, mayışmaya başlamıştım. Bedenimi tamamen ona döndürüp beline tutundum. Göz kapaklarımda bu sefer dudaklarını hissettim.

Yaşlı gözlerimi açtığımda, Boran'ın yüz ifadesi okunmayan yüzüne denk geldim.

"Boran..."

"Söyle bebeğim?"

Biraz daha ona döndüm. Bedenlerimiz tamamen birbirine dönüktü artık.

"Bana hiç kızgın değil misin?"

"Ne için?"

"Bugün Mizgin'in dedikleri hakkında?"

Boran yüzüme ters bir ifade ile baktı. Eski ben olsam bu bakışlardan korkardım ama biraz daha yaklaşıp, bedenine tutundum.

Yüzündeki gerginlik yavaş yavaş kaybolurken, o da bana yaklaşıp, boyun girintime koydu kafasını. Kendimi onun dudaklarında huylanır gibi bulmuştum. Ama kafamı geri çekmedim.

Sorumu da geri çekmeyecektim elbette ki. Artık bir şeylerin açığa kavuşması gerekiyordu.

Çok suskun kalmıştık.

"Sen de Mizgin gibi mi düşünüyorsun hala?"

Bu sorunun onu fazlaca sinirlendirdiğini anlamıştım ama elimde değildi. Bunu onun ağzından da duymak istiyordum. İçimi rahatlatmak için sadece.

Boran eğer Mizgin gibi düşünüyor olsaydı yanımda bu sakinlikte olmazdı. Ya da saçımı şefkatle okşuyor olmazdı.

Boran tüm hislerini en uçarı noktalarda yaşayan bir adamdı. Öfkesi de, nefreti de, şefkati de hep üst noktalardaydı. Yüzüme bakıp, gerçekten bunu merak ettiğimi anlayınca yine gerildi yüzü.

Ama bu sefer korkmadım.

"Sana yalan söylemeyeceğim yaban gülü, çünkü yalan söylersem hem seni hem de kendimi kandırmış olurum. Buraya, bu şehire gelene kadar aklımda bir sürü senaryo vardı. Ama böyle bir şeyin olma ihtimali geçmedi. Ceza evine bile düşebilirdim ama bu, şu an yaşadıklarımı, o kadar tasarlanmamış bir şey..."

Nefesimin kesildiğini hissettim. Öldürmeye bile niyetlenmişti? Gözlerimdeki korkulu bakışı incelerken, Boran bedenini bana yaklaştırdı.

"Benden korkuyor musun?"

Yüzündeki ifadeden, bundan hoşlanmadığı anlaşılıyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum ki. Asla da bilemeyecektim.

Boran öfkeliydi. Hem de çok öfkeli. Mizgin ve ailesine de aynı şekilde.

"Bana hak vermiyor musun Roza?"

Kafamı hayır anlamında salladım. Ona, öfkesi yüzünden kızamazdım. Benim abilerim de Boran gibi öfke doluydu.

"Sana hak veriyorum." İlk defa normal bir şekilde konuşmaya başlamıştık onunla. Yatak dışında.

Sonunda, yavaş yavaş gerçekliğe, ve durumun ciddiyetine girebilmiştik.

"Bana da kızgın olmanı anlıyorum."

Sıfır Noktası +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin