15

211 22 33
                                    

"Katsuki, Aiko'nun biberonunu dolapta unuttum!" dedi İzuku kucağında Aiko ve kolunda bebek çantası ile çıkarken. Katsuki elindeki bavulları girişe bırakıp mutfağa koştu ve dolaptan biberonu alıp geri girişe geldi. Biberonu ağzına alıp bavulları da elinde taşıyarak arabanın yanına geldiğinde İzuku ve Aiko gülmüştü. Katsuki biberonu ağzından çıkarmış, ardından "Neye gülüyorsunuz be?" demişti. İzuku elinden biberonu alıp çantanın yan tarafına koyduğunda "Hiç canım." demiş ve arabaya binmişti. Aiko'yu çocuk koltuğuna oturttuktan sonra kendisi de çantadan oyalansın diye birkaç oyuncak çıkarmıştı.

Katsuki'de en sonunda bindiğinde arabayı çalıştırdı ve arkaya dönerek "Bu araba senin gibi geleceği göremiyor hayatım, öne geçip adresi girsene." dedi. İzuku arkadan öne geçtiğinde navigasyona adresi girmiş ve kemerini takarak oturmuştu. Arada arkaya dönerek Aiko'yu gözlüyordu. Dört araba birlikte gideceklerdi. Herkes Minaların orada toplanmıştı. Yol üstü olduğundan navigasyon sorun değildi.

Geldiklerinde hepsi hemen hareket etmişlerdi. Önlerinde altı saatlik bir yol vardı. Bu yer, her yerden uzakta olduğu için tercih etmişti İzuku. Yol her ne kadar onları perişan etsede sonuç güzeldi. En sonunda vardıklarında hepsi evin yakınına park ettiler arabaları. İzuku Aiko'yu alarak anahtarı Katsuki'ye verdi. Katsuki evin kapısını açtığında hepsi eve hızlıca girip kendilerini koltuklara atmışlardı. Hagakure "Ben hamileyim ya! Hadi odalara geçelim!" diye söylendiğinde hem evi gezmeye başlamışlardı, hem oda seçiyorlardı.

"Biz çocukluyuz, en büyük oda bizim olmalı." der demez bir odaya girdiklerinde gördükleri beşikle İzuku hemen odayı sahiplenmişti. İçerisi oldukça ferah ve genişti. Aynı şekilde banyosu da öyleydi. Katsuki valizleri getirip bırakırken diğerleri de kararlaştırmışlardı nerede kalacaklarını. Herkes işini hallettiğinde ne kadar yorgun olsada kalkıp akşam yemeği hazırlamıştı İzuku. Verandaya masayı kurduktan sonra herkesi çağırmış ve oturmuştu. Hem Aiko'ya yediriyor, hem kendi yiyordu. Aynı zamanda oyun oynuyordu onunla. Beğendiğine dair sesler çıkararak sallandığında o da babasını taklit ederek sallanmıştı. Onu tutup yanaklarından öptükten sonra uzaklaşıp yemeğini yedi.

Yemekten sonra da çay içip sohbet etmiş, ardından da odalara çekilmişlerdi. Yarın sabah kahvaltıdan sonra sahile ineceklerdi. İzuku yarın için lazım olabilecek herşeyi almıştı. Özellikle Aiko'ya gerekebilecek herşeyi eksiksiz almaya çalışmıştı. Odada Katsuki telefonuyla ilgilenirken kendisi de Aiko'yu beşikte sallıyordu. En sonunda uyuyakaldığında yavaşça sevgilisine yaklaşmıştı. "Neye bakıyorsun sevgilim?" dediğinde Katsuki gülerek telefonu gösterdi. Twitter ekranı açıktı. Bir kullanıcı ikisi hakkında 'Önceden ikisini sahilde bir restorantta görmüş ve bayağı da yakıştırmıştım. Bence ikisi sevgililer. Şimdi Kahraman İida'nın oğluna birlikte babalık yapıyor olmaları da beni çok sevindiriyor. Umarım sevgililerdir!' böyle bir yorumda bulunmuştu.

İzuku güldü. "Fanların bayağı zeki." Katsuki'nin göğsü gururla kabardı. "Eh, idolleri benim." demişti. İzuku sevgilisinin yanağına bir öpücük bırakıp "Öylesin sevgilim. En iyisi sensin." diyerekte pohpohlamıştı. Ardından yatağa uzandı. "İlişkimizi açıklamalı mıyız?" diye sormadan da edemedi. Sevgilisi gülmeye başladığında İzuku şaşkınca ona baktı. "Ne?" dedi. "Güzelim, seni gördüğüm ilk andan sonra ben Twitter'da paylaşım yaptım. Hatta göstereyim." Telefonda hesabını açıp tweet'i bulduğunda çevirdi ona.

'Beyler bayanlar sanırım zaafımı buldum. Hani cerrahlar hep yaşlı olurdu? Çıtır mı çıtır, yeşil gözlü yeşil saçlı bir oğlandı vallahi.' İzuku okuduklarıyla gülmeye başladı. "Üstü kapalı bu, niyetinde belli değil hem. Doğru düzgün bir açıklama yapmamız lazım." dedi İzuku. Katsuki başını salladı. "Sen bu konuda kafanı yorma. Tepkileride umursama açıklayınca. Her zaman buradayım."

doktor civanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin