13.BÖLÜM

4 3 0
                                    


Bazı insanlar olur ya dıştan sürekli mutludur hiç derdi yoktur gibi gözükür ama içi herşeyin gerçeğini yansıtır.
Doruk da böylemiydi acaba? Neden böyle bişey sormuştu ve benim sorduğum soruda içmişti.
Doruk gözüme artık bi kilitli bir kutu gibi gelmeye başlamıştı açmak imin tek bir anahtar lazımd. Peki Doruğu içindeki kutu nun anahtarı kimdi ne zaman açılıcakyı o kutu.
Beynimi sorular kurcalarken elime ı'm kimi aldım ve bir yudum aldım. Doruk boş bakışlarla çimlerde oynuyordu.
Kolundan dürt tüm ama umursamadı.
"Doruk içsene sende. Doruk! "
Uraz,
"Damla sızdı hadi dağılalım. Ben damlayı alırım. "
Eren , Gizem ve ilke bir arabaya bindi utanmadan damlayı kucağına alıp arabasına yöneldi. Ben yerde çimlerle oynayan doruk'la baş başa kaldım.
Önşne oturum başıno kaldırdım. Elinden içkisini aldım ve iki elimin arasına yüzünü alıp bana bakmasını sağladım.
Doruğuna gözünde hayal kırıklığı vardı,
Sanki gözleri bir şeyi anlat değil de haykırmak ister gibi bakıyordu.
"İsteyerek yapmadım Ece. "
Doruk gerçekten birinin ölmesine mi sebep olmuştu.
Doruğun tamamı ile sarhoş olduğunu düşünmüyorum.
Elime düşen damlayla gözlerim gözlerine kenetlendi.
'Bana inan der gibi bakıyordu'
Ağlamaya başlayan Doruğa ne diyeceğimi bilemedim. Konu ile alakalı bir bilgim yoktu.
Sadece şunu biliyordum Doruk birin ölümüne sebep olmuştu.
Doruk göğsüme yaslanıp ağlamaya başladı.
Belki yarım belki bir saat ne kadar oldu bilmiyorum ama Doruk lâ hala aynı şekilde oturuyorduk tek farklı olan şey Doruğun ağlamıyor oluşuydı.
"Doruk.. "
"Hı."
"Gidelim mi sevgilim? "
"Hıhı."
Doruk benim iki katım dı sırtıma alamiycağıma göre yürümesi lazımdı.
Kollarımı destek vermek için ona doladım.
"Doruk bana yardım etmek lazım hadi! "
"Ben isteyerek yapmadım Ece. "
"Doruk bana bak, "
Yüzünü kaldırıp gözlerini gözlerime kenetlendi,
"Sen yapmadın, şimdi kalk hadi bana yardım et."
Doruk ona inandığımı anlayınca yavaşca Doğruldu, sendeleyince hemen kolunun altına girdim ve bana yaslanmasını sağlayarak arabaya yürüdüm.
Yurdun giriş saatine daha yarım saat varfı içim rahattı.
Doruk fısıldar gibi,
"Ece beni yanlız bırakma, sende gitme litfen. "
"Ben seni bırakırmıyım hiç, niye öyle düşünüyorsun? "
"Beni sarılarak uyutur musun , çok özledim onu lütfen. "
Koridorun ortasında durmuş Doruğun konuşmasını dinliyordum.
Sarhoş olduğu çok belliydi yayık yayık konuşuyordu.
"O kim Doruk? "
Derin bi nefes verdi titrek sesiyle konuşmaya başladı.
"Ablam."
Kanım donmuştu, Doruk ablasının ölümünden kendini mi suçlu tutuyordu. İyi ama neden ?

Doruk kukağıma eğilip,
"Aynı onun gibi kokuyorsun, ona benziyorsun. Sende bırakmazsın dimi beni? "
"Bırakmam bırakmam tabi, bak bakiyim bana. Ağlama aaa çoçuk oldun iyice yeter bak heryerin sümük olmuş gelde silelim şunları.
Doruk'la birlikte odama doğru yürüdüm ve kapımı açıp onu direk banyoya götürüp elini yüzünü yıkadım.
Yatağa oturmuş ve ağlaması durmuştu.
" Doruk ayık mısın? "
"Sayılır."
"Anlatmak için zorlamak istemiyorum istersen başka bi zaman anlatırsın. "
"Ece, "
"Efendim sevgilim, "
"Beni kollarında uyutur musun bir gece lütfen bir daha istemiycem. Onun kokusuna ihtiyacım var. "
"Doruk... Ben. Tamam ama böyle olmaz ben sana gidip pijamalarını getiriyim , olur mu? "
"Ben kendim gidip alıp gelirim. "
"Emin misin? "
"Hıhım"
Doruk kapıdan çıkıp üstünü değişmek için çıktı.
Bende üstüme hızlıca pijamalarımı geçirdim.
Doruk ne yaşamıştı da bu kadar etkilenmişti .
Bana ablasına benzediğimi söylemişti. Doruk'un ablası olduğunu bile bilmiyordum. Bilmeme sebebim Doruk'un tam bir kilitli kutı gibi olmasıydı o benim nerdeyse herşeyimi bilirken ben onun hiç bir şeyini bilmiyorum dum.
Doruk kapıyı tıklatınca gidip kapıyı açtım ve Doruk'u kolundan tuttum.
Odama doğru ilerledik. Işıkları kapattım ve yatağa girdim.
Bu Doruk'la ilk defa birlikte uyuyuşumuz değildi daha önceden iki kez birlikte uyumuştuk.
Doruk da yatağa girip bana doğru yanaştı. Direk üstüme yatıp kafasını boynumun girintisine koydu.
Aldığı her nefesi hissediyordum.
Nefesini bir anda üflemesiyle ürperdim
Ellerimi Doruk'un saçlarına geçirdim ve okşamaya başkadım.
Yarıya sarhoş olan Doruk mayışarak hemen uykuya dalmıştı bende uykunun beni çekmesine dayanamayıp kendimi uykunun ve Doruk'un verdiği huzur kokusunun içine bıraktım.
Gece boyu birçok kez uyanmıştım. Doruk kabus görmüştü sürekli 'hayır ben yapmadım 'diye sayıklamıştı.
Sabaha karşı tekrardan ikimizde derin bir uykuya dalmıştık.
'Tak. Tak. Tak. "
Sabah uykumu kapı sesi böldü.
Doruk bana öyle bir sarılmıştı ki nefes alamıyordum.
"Doruk, Doruk kalk. "
"Hı."
"Kalk üstümden doruk nefes alamıyorum. "
"Doruk kalk kapı çalıyor. "
Kapı ısrarla vurulmaya devam ediyordu.
En sonunda Doruk üstümden kalkınca doğrulduk ve derin bir nefes aldım.
Kapıya doğru yürüdüm ve parmak uçlarıma yükselip kapı deliğinden baktım.
Abimle babam kapıda duruyordu.
Ama pazartesi gelecektiler.
Hemen odama koştum ve Doruk'u uyandırdım.
"Doruk kalk Doruk abimle babam burda kalk! "
"Ne güzel işte tanışırız Güzelim,"
" Doruk şakanın zamanı mı? Kalk şu dolabın arkasına gir Doruk çabuk ol! "
Doruk kalkıp dolabın arkasına girdi,
Dün geceden sonra böyle ani bişi yaşaması iyi olmamamıştı.
Kapıya koştum ve büyük bir heyecanla kapıyı açtım.
"Abi, baba! Bu ne sürpriz böyle. "
Abim hemen hızla bana doğru yürüdü ve sarıldı. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim.
"Abim hoş geldin. "
Abimin kucağından inip babamın yanına gittim elini öpüp sıkıca ona sarıldım.
"Otursanıza ayakta dikilmeyin."
Abim, "kızım çok özlemişim seni ya."
"Bende sizi çok özledim . Ama siz pazartesi gelecektiniz bişey mi oldu?"
Babam lafa girdi, "şirkette acil bir iş çıkınca bizde geldik abinin de işe gitmeden seni daha çok görebilmek için erken geldi. "
"Annemle Ahu nasıl? Keşke onlarda gelseydi "
"Apar topar gelmeseydik onlarda gelmeyi düşünüyordu ama yapacak bişi yok . Ee kızım sen nasılsın keyfin yerinde mi istediğin bişey varmı? "
"İyiyim babacım bişeye ihtiyacım yok. Derslerim de iyi. Hatta bahsettiğim maket işinde baya da ilerledik. "
"Ne güzel, bu gün dersin kaçta? "
Telefonumu elime aldım, şanslıydım bu gün ders iptal olmuştı. Abim ve babamla doyasıya hasret giderebilirdim.
"bugün ki dersim iptal olmuş. "
Abim,
"Ee karnımız aç bizim, "
"Tamam hemen bişeyler hazırlarım."
"Lavabo ne taraftaydı abicim? "
Lavabo tam odamın yanındaydı. Abimin odama girmemesini diliyorum.
Abime yolu göstermek için yürüdüm oda peşimden geldi .
"Burası."
"Kızım bırak şimdi lavaboyu sen niye leş gibi erkek parfümü kokuyosun. Ece benim bilmediğim bişi mi var? Burasımı odan? "
Abim kapıyı açtı ve içeriye girdi,
"Kızım burasıda aynı kokuyor ne yaşadın sen. Delirtme adamı söyle! "
Ne desem ki abime sevgilimi koynumda uyuttum desem bina başıma yıkılırdı.
"Ee.. Ben gece tütsü yakmıştım ama yanlış tütsüyü almışım o yüzünden her yerime sindi koku. "
"Tütsü mü. Koekuttun beni ya? Neyse hadi karnım zil çalıyo, ne yapcan bana abin kurt gibi aç? "
"Ne ister benim aç abim. "
"Omlet iyi olurdu aslında. "
"Yapmazmıyım hemen"
Abim salona dönünce koşarak odama girdim.
Dolabın olduğu yere doğru yürüdüm.
Beni gören Doruk,
"Tütsü he , nasılda geldi aklına. "
"Ya Doruk bunu mu sorgulaycaksın az kalsın yakalanıyorduk.Abim beni diri diri gömerdi."
Doruk bana doğru bir adım daha yaklaştı.
"Yakalansaydık, " ellerini belime doladı. Hala sarhoş muydu ne yapmaya çalışıyordu? "Abinle babana çok güzel açıklardık durumu. " derken kafasını yine boynumun girintisine sokmuştu.
"Doruk sen hala sarhoş musun bırak beni hadi, "
Doruk boynumu öpüp benden ayrıldı.
"Tamam git hadi ama ben nası çıkıcam burdan daha ne kadar burda durucam. "
"Halledicem.arkanı döner misin üstümü değişicem"
"Hay hay. "
Doruk arkasını döndü bende dolaptan bir eşofman ve bir tişört alıp hızlıca giyindim.
Güzel bi kahvaltı hazırlamış ve birlikte kahvaltı etmiştik.
Babam çoktan çıkmıştı abimse işine gitmek yerine koltukta uyumayı tercih etmişti. Zaten çağrılmadıkça işe gitmiyor du.
Ben abimi koklarken Doruk odadan çıkacaktı.
Abimin yanına gittim ve çömeldim.uyuduğunu kontrol ettim ve Doruk'a geçmesi için işaret yaptım doruk hızlı adımlarla kapıya yürüdü ve bana son kez bakıp kapıdan çıktı.
Doruk'un ne yaşadığını çok merak ediyordum. Onu bu kadar hırpalayan bir tek ablasının ölmesi olamazdı.

Uyuyan abimin yanına doğru yürüdüm.
İçimden üçe kadar saydım ve abimin üstüne atlayıp avazım çıktığı kadar bağırmaya başkadım.
"Abi! Uyaannn.Abii!"
"Kızım kalk üstümden kalk,
noluyor ya?"
"Kız kardeşini görmek için geldin buraya ama sen uyuyosun. Dışarı çıkmaycak mıyız? "
"Sakın işim var deme! "
"Yok yok bi bu günümü sana ayırdım. Nere gidelim? Bence ben senin sevgilinle tanışıyım nasıl fikir? "
Sevgilimi abim nerden anlamıştı.
"Abi sevgilim olduğunu nerden çıkardın, ne alaka şimdi. "
"Seni deniyordum bana yalan söylemediğini düşünüyorum. Var mı yok mu? "
Abime yalan söylesem anlardı ki şüphelenmişti.
Telefonun çalmasıyla içimden bir 'ohh' nidası döküldü.
Abim ayağa kalkıp telefonu açtı bende üstümü giyinmek için odama gittim.
Odaya girer girmez burnuma Doruk'un o erkeksi kokusu doldu.
Uzunca nefes aldıktan sonra dolabıma koştum.
Dolaptan yeşil çiçekli eteğimi ve beyaz buluzumu alıp üstüme geçirdim.
Hızlıca saçlarımı ve makyajımı yaptım.
Odaya giren abim,
"Nereye gidiyoruz? "
"Arkadaşlarımla tanışmak mı istersin yok sa sadece birlikte takılmak mı? "
"Arkadaşlarınla tanışsam iyi olur. Bazılarını tanıyorum zaten. Ama istersen farklı yerede gidebiliriz. "
"Sahilde ki bir kafeye gidiyorlar bizde gidelim. "
Arbanın anahtarını alıp abimle odamdan çıktık. Doruk'a mesaj yazmayı unutmuşum ama bizimkiler Doruk da gelsin demişlerdi.
Abim beklerken ben Doruk'un kapısına yürüdüm.
Kapıyı tıkladım biraz bekledim kapı açılmayınca ses geldiği için tekrar tıkladım.
"Ben arabaya iniyorum. "
"Tamam abi. "
Abimmin arkasından bakarken kapı açıldı.
Üzerinde bornozla "selam bebeğim. "
"Ba... Başak! "


GÜNAHSIZ AŞKIN KURBANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin