"Anne" dememle bakışları bana döndü. Babam öldüğünden beri pek beni umursamasa da ya da sürekli ablamla kıyasla da onu severdim.

"Alança.." diye fısıldadığında gözünden bir yaş düştü.

"Ne oluyor burada? Siz kimsiniz?" dedim. Sorumun hedefi salonumuzdaki tanımadığım insanlardı.

Saçları kahveyle kızıl arası kadın ayağa kalktı ve elini uzattı "Nare Saruhan ben. Buraya DNA testi yaptırmak istediğimizi söylemek için geldik" demesiyle dizlerimin titrediğini hissettim.

Koltuğa tutundum ve ayakta kalmak için çabaladım.

"Ne?" diye fısıldadığımda gözlerim dolmuştu.

Bu kez adam konuştu " Bende Miran Saruhan. Eğer DNA testi pozitif çıkarsa sen bizim kızımızsın"

"Ama... nasıl olur?" Daha çok kendi kendime sorar gibiydim bu soruyu.

Nasıl olur da 17 yıl boyunca büyüdüğüm ailem gerçek olmazdı.

"Alança'da geldiğine göre teste gidelim." diyen Miran Bey'le Nare Hanım ve annemde ayaklandı.

Bense sanki yerime mıhlanmış gibiydim.

Annem Miran Bey'in peşinden evden çıkarken Nare Hanım yanıma geldi ve sırtımı sıvazladı "Anlıyorum zorlanıyorsun Alança ama ağlama lütfen" dedi ve nahifçe belimden tutarak beni kapıya yönelendirdi.

🍓

Kanlar verilmişti ve şimdi hastanenin kafeteryasında sonuçları bekliyorduk.

"Evde de söylediğim gibi adım Miran Saruhan eşim Nare Saruhan. Normalde Mardin'de yaşıyoruz ama sizinle tanışabilmek için buraya geldik." demesiyle kafamda bazı parçalar birleşti.

Hastanenin önündeki üç passat, Mardin ve Miran Bey'in üzerindeki beyaz gömlek kumaş pantolon kombin aklıma tek bir şey getiriyordu; Aşiret!

Bu kez Nare Hanım konuştu "Beş oğlumuz bir kızımız var." demesiyle aklıma karışmış olduğum kız yeni gelmişti. Ayrıca altı çocuk neydi?? Sıkıldıkça üremişlerdi sanırım.

"Kızınız nerede peki?" diye sormamla kadın hafif gerildi "O sabahtan kan verip gitti." demesiyle kafa salladım.

Miran Bey telefonuna baktı ve gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi "Sonuçlar açıklanmış" demesiyle gerginlikle ayağa kalktım ve tırnaklarımı avuç içlerime batırdım.

Gerilince midem bulanır, ellerim ve ayaklarım üşürdü. Ve şuan kusmak üzereydim!

Yavaş yavaş yuları çıkarken kusmamak için savaş veriyordum.

En sonunda geldiğimizde elinde zarf olan doktor bizi görünce dikleşti.

Benim babam öldüğü için yalnızca benden ve Miran Bey'den kan alınmıştı.

Tabii onlar babamın öldüğünü bilmedikleri için sabah kızları da kan vermişti.

"Çilek Alança Yıldırım ve Miran Saruhan arasında %99.9 kan bağı bulunmaktadır." diyen doktorla gözlerimin karardığını hissettim.

Yani ben Saruhan'ların kızı mıydım?

"Dilan birazdan gelir Şebnem Hanım sizde kızınızla tanışırsınız bizce en uygun olan herkesin kendi çocuğunu alması." diyen Miran Bey'le hızla anneme döndüm.

Gözlerinin için baktığımda bomboş bana bakıyordu. "O halde Dilan'la tanışalım sonra da eve gidip Alança'nın eşyalarını toplayalım" demesiyle burukta olsa gülümsedim.

Ne beklemiştim ki? Kızımı vermem demesini falan mı? Eğer karıştırılan kişi ablam Çiçek olsa yaygara kopardı.

Annem yanıma geldi "Sen bize iyi hayırlı bir evlat oldun. Umarım Saruhan'larla mutlu olursun" dedi.

Tam cevap verecektim ki arkadan gelen sesle tüm ilgisi benden dağıldı "Merhaba!" diyen yabancı kız sesiyle hepimiz oraya döndük.

Beyaz tenli, açık kahverengi saçlı bir kız gelmişti. Biraz garip bir enerjisi vardı.

"Kızım" diyen annemle ona döndüm ama o diğer kıza bakıyordu.

Bir kez daha kırıldım ve dolan gözlerimi kapattım. Açtığımda dikkatle bana bakan Nare Hanım ve Miran Bey'le karşılaştım.

"O zaman herkes kendi kızını alsın. Hadi Alança gidelim" diyen Nare Hanım yürümeye başladığında son kez anneme bakıp onu takip ettim

Çilek Kız Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon