Beşinci Bölüm

12 2 0
                                    

"Gökçe! Hadi uyan!"

Gözlerimi açmak istemedim. Daha da sıkı yumdum gözlerimi.

" İstemiyorum uyanmak falan." dedim uyku mahmuru sesimle.

Beynim uyanmıştı ama ruhum bunu reddediyordu. Böyle bir hayata uyanmak falan istemiyordum.

"Hadi uyan güzelim." diyen sesi duyduğumda bedenim titredi adeta.

Annem? Annem beni hep böyle uyandırırdı ama annem artık yoktu. Beni bir başıma bırakıp gitmişti. Gözlerimi araladığımda karşımda annemi değil bir başkasını görmek canımı çok yakmıştı. Gözyaşlarım yanağımdan aşağı süzülürken koluma giren kadının beni yönlendirmesine izin verdim. Arabadan indiğimde üç katlı bir apartmanın önündeydik. Kapıya yönelip cebinden anahtarı çıkarttı Ali.

" Yenge Gökçe'yi annemin evine götür. Zaten sonrasında ne yapacağını bilirsin."

"Tamam yengem. Hadi size iyi geceler." dedi kapıda dikilen iki adam bakarak.

"Bir şey olursa mutlaka ara ama bizi Zeynep'im." dedi Ali'nin yanındaki adam.

"Tamam Ömer bir şey olursa ararım." dedi merdivenlere benimle beraber ilerlerken.

"Üçüncü kata çıkacağız. Biraz zorlanacaksın güzelim."

" Ah ah! Kaç kez söyledim Ömer'e bir asansör yaptıralım şu eve diye. Dinler mi? Dinlemez ki. Yaşlanınca 'Zeynep bastonumu getir.' dediğinde göreceğim onu ben." dedi sitem ederek.

" Ömer Bey kocanız mı? " dedim merakla.

" Bey mi? Alemsin Gökçe." dedi gülerek.

"Ömer şu dediğini duysa gülerdi. Bey, siz falan yok. Ömer abi, Zeynep abla var." dediğinde anlamazca baktım suratına.

" Tabi bana direkt Zeynep de diyebilirsin istersen. Kaç yaşındaydın sen? "

" Yirmi iki." dedim.

" Aramızda dört yaş var ama olsun. Ben sorun etmem. Ne demek istersen onu de." dedi samimi tavırlarıyla.

" Evet, Ömer benim kocam. Üç senedir evliyiz. "

Zeynep abla konuşurken çoktan üçüncü kata gelmiştik. Önünde durduğumuz kapının ziline bastı. Tekrar basmaya gerek kalmadan kapı annem yaşlarında bir kadın tarafından açıldı. Göz göze geldiğimizde gözünün dolduğunu görebilmiştim.

"Hoş geldiniz kuzularım." dediğinde sesindeki titremeyi hissetmiştim.

Beynimde dönen onlarca soru vardı. Bu insanlar beni nereden tanıyorlardı? Acıma neden ortak oluyorlardı? Ben neden onlara emanettim ki? Babam beni hiç tanımadığım insanlara mı emanet etmişti?

"Gökçe!" dedi Zeynep abla ellerini gözümün önünde sağa sola sallarken

"Hadi girelim canım içeriye." dedi.

Kapıdan içeriye bir adım attığımda evin sıcaklığı yüzüme vurmuştu. Zeynep ablanın arkasından yürüdüğümde bir salona girmiştik.

" Sen şimdi annemle burada otur! Ben alt kata senin için kendi giysilerimden almaya gideceğim. Seni duşa sokup yaralarına pansuman yapmamız lazım." dedi.

Sesimi çıkarmadan başımı salladım. Kapıdan çıktığında bize kapıyı açan kadın karşıma oturdu.

" Amine ben. Ömerle Ali'nin annesiyim. Zeynep de benim gelinim. " dedi gözlerimin içine bakarak.

Başkasının evinde olmanın verdiği huzursuzlukla gözlerimi kaçırdım.

" Hiç utanma bizden Gökçe! Sen bize Ahmet ağabeyimin emanetisin. Burası senin de evin kuzum."

Getir BaharlarınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin