1.7

223 36 54
                                    

Bu bölümün başında minsung öncesi biraz changlix dozu var, damardan alalım bakalım

*

"Gençler soyunma kabinlerinden sadece 2 tanesi boş var ya."

Jeongin kafası karışmış bir şekilde Hyunjin'e baktı. "Soyunma kabini niye?"

"Jeongjeong ıslandık şimdi." dedi Hyunjin, az önce çıkarıp eline aldığı ıslak beyaz gömleğini işaret ederek. Yedek kıyafetler getirmişti ama giyinmek için kabine ihtiyacı vardı tabii. Aquaparkta oldukça eğlenmişler, sudan çıkmış balık gibi ıslanana kadar tüm oyuncaklara binmişlerdi. "Yaz falan demeyin hiç, cidden hasta oluruz. Üstümüzü değiştirmemiz lazım. Biri arkadaki biri burada, çabuk olun kabinleri tuttum ben!"

Seungmin kaşlarını kaldırarak sırt çantasını eline aldı ve Chan'ı elinden tutup oturduğu banktan kaldırdı. "Önce giden kapar!"

Mızmız bir şekilde tek ayağını yere vurdu Felix. Islak saçları alnına dökülüyordu. "Chan hyung, sıranı bana ver bari!"

"Gir işte diğerine Felix, ben Seungmin'in yanında girerim."

Bu fikir aklına yatan Felix, omuzlarını silkip çantasını kaptı ve arka tataftaki diğer kabine doğru yürüdü. Çocuklar biraz geriden geliyor, Jeongin Hyunjin hasta olmasın diye kollarını çıplak dırtına sarmış bir şekilde yürüyordu. Hyunjin de gülerek Jeongin'in ıslak saçlarını eliyle dağıtıyordu çabuk kuruması için.

Chan ve Seungmin kabinlerden birine girerken Felix de diğer taraftakinin kulpuna elini atmıştı ki birisi daha kulpa tutundu. Başını kaldırıp baktığında elin sahibinin Changbin olduğunu gördü. Yavru kedi bakışlarıyla dudaklarını büzerek konuştu. "Changbin, ben gireyim önce ne olur. Çok üşüdüm."

"Bence ikimiz birden girersek daha çabuk hallederiz."

Felix şaşkınca kaşlarını kaldırdı. O sırada Changbin hiç beklemeden ikisini de kabine sokmuş, kapıyı kilitlemişti. Çantasını açıp içinden kuru yedek kıyafetlerini çıkarırken Felix'e ithafen konuştu. "Rahatsız olacaksan arkanı dönebilirsin."

Aklı kısa bir anlığına daha önceden düşündüğü, daha doğrusu hayalini kurduğu olaya giderken dalgınlıkla başını salladı Felix. "Ne? Ha yok. Olmam."

Anlık bir gülümsemeyle tişörtünü eteklerinden tuttuğu gibi çıkardı Changbin. "Tamam o zaman." Felix'in resmen kaslı vücuduna bakarak dona kaldığını görünce ise gülümsemesi büyüdü ve keyifli bir hal aldı. "İşte tam olarak insanların yüzünde bu ifadeyi görmek için yaptım bu vücudu."

"Şaka yapıyor olmalısın."

Tam bir Amerikan dublajı olan cümle karşısında sesli bir kahkaha attı siyah saçlı olan. "Hadi Lix, değiştir üstünü."

Felix ne yaptığını, nasıl yaptığını bilmez bir şekilde komut verilmiş bir robot gibi çantasını açtı. Beyaz, uzun bir tişört ve siyah, kısa bir şort çıkarırken daha üstünü giyinmeden altını çıkaran Changbin'i izliyordu. Changbin onun durduğunu fark edince ise bir şey söylemek için doğruldu fakat Felix'in elindeki kısa şortu görünce ise aklındakileri tamamen unuttu.

Elindeki şortun ne kadar kısa olduğunu biliyordu Felix. Aslında tam da sıcak bir yaz gününde aquaparka gelecekleri için bu şortu giyecekti ama son dakika altındaki diz boyuna gelen kot şortu giymiş, üzerine de sarı bir tişört geçirip çıkmıştı. Changbin'in karşısında, bakışları altında nefesini tutarak kot şortun düğmesini açtı ve fermuarını indirdi. Karşısındaki gencin neden giyinmeyi durdurduğunu ve kelimenin tam anlamıyla yarı çıplak kaldığını anlayamamıştı bile.

Domates Biber Patlıcan | minsung ✔️Where stories live. Discover now