Ada, yılbaşında gittiği barda yere düşen telefonu sahibine geri vermek için ona Instagram'dan yazar; ancak muhabbetin çok uzayıp onunla uzak mesafe ilişkisine başlayacağı gerçeğini işin içine katmamıştır.
🕊
"Afterglow, güneş batımı sonrası kızıll...
Bölüm için beklentiniz çokyüksekmişgeçgeldiğiiçin ama ben dün pek bir şeyyazamadığımiçinbölümgeçgeldi. Misafirlerimiz vardı, çok beklenti ile başlamayın. Ne olursa olsun hayal kırıklığınauğramanızıistemem.
Bölüm texting kitabına nazaran uzun oldu, keyifli okumalar dilerim. Satır arası yorum ve oy sayısı çok olursa yeni bölümü gün içinde gönderebilirim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Meet me in the afterglow)
AFTERGLOW
İtalya'daki ikinci günüme çoktan başlamıştım.
Tabii bu gün benim için biraz garipti çünkü ben saat dokuzda uyanmıştım. Giray'ın okulu on birde başlıyordu ve ben uyandığımda Giray'ı oturma odasında projesini yaparken görmüştüm. Belli ki benden önce uyanıp projesini yapmaya koyulmuştu ama beni uyandırmamıştı.
Telefonuna baktığımda saat beşe kurduğu alarmı gördüm. Yani benden dört saat önce uyanmıştı ve sadece bir kupa kahve ile dört saat boyunca benim uyanmamı beklemişti. Ona beni neden uyandırmadın diye kızamamıştım çünkü o kadar güzel uyuyordun ki uyandırmak istemedim deyip bana kitaplarda bol bol okuduğum ama daha önce hiç duymadığım o cümleyi kurmuştu.
Aşağılık Ateş. Gerçekten Giray'dan sonra ben bu dağdan inme ayı ile nasıl sevgili olmuşum diye sürekli düşünüp duruyordum.
Kahvaltımızı yolda durup aldığımız kruvasan ve kahve ile yapmıştık. Ben yeni uyandığım için aç değildim, Giray da Çarşamba gününki son kurulu için çok stresliydi bu yüzden pek fazla iştahı olmuyordu.
Araba yolculuğumuz boyunca kahvaltımızı yapmıştık ve en sonunda Giray arabasını okulun park alanına park edince ikimiz aynı anda arabadan çıkıp okuluna baktım. Çok garip bir adı vardı ama belli ki adı gibi kendisi de havalı bir üniversiteydi. Elimdeki kahveden bir yudum alıp Giray'a baktım.
Giray arabanın arka koltuğundan bilgisayar çantasını çıkarmıştı ve bir eliyle bilgisayar çantasını tutup diğer eliyle sol elimi tuttu. Ellerimize bakıp gülümsedim ardından onun peşinden adımlamaya başladım. "Arkadaşlarınla hangi dilde konuşuyorsun?" Birazdan arkadaşlarıyla tanışacaktım.
Ki sadece bunun için değil ben şu an gerçekten çok heyecanlıydım. Resmen İtalya'nın en bilindik üniversitelerinden birinin kampüsündeydim. Bundan çok değil birkaç yıl önce bana şu anki konumumu söyleseler hadi oradan derdim.
