24. Bölüm - Çıkrıkçı İlyas

165 22 0
                                    

Dinçer'in evinden döndüğüm diğer günlerde nedenini tam kestiremediğim bir moralsizliğe sahiptim. Aslında az çok bunun Dinçer'in söyledikleri ile alakalı olduğunu anlayabiliyordum.

Çünkü zaman ilerledikçe Dinçer'in üstündeki baskının da yoğunlaştığını görebiliyordum. Normalde sosyal medyanın eleştirileri kısa sürerdi ama Dinçer'in muhabbeti niye bu kadar uzamıştı bilmiyordum.

Günlük rutin olarak yeniden twittera girdim ve Dinçer'in adına yazılanları okumaya devam ettim.

-Dinçer Şahaplı'nın hala adam akıllı bir özür dilememesi camiayı utanca sokmaktan başka bir şey yapmıyor.

-Şahaplı ailesi bu utançla nasıl yaşıyor?

-İkinci bir Arda Turan vakası daha.

-Son oyunlarda şans eseri galibiyet alan bir Dinçer Şahaplı var. Bu nereye kadar böyle gidecek. Gördüğümüz oyun oynatıştan belli ki Dinçer Şahaplı teknik direktörlüğe uygun değil.

-Hala Tuana ile aynı yerlerde görüntülenebiliyorlar ya, deliriyorum.

Kaşlarımı çatıp iki resime baktım. Birisinde Tuana'nın mekanda attığı story vardı. Diğerinde ise Dinçer bir hayranı ile aynı mekanın önünde fotoğraf çekiliyordu.

O an Dinçer'in Tuana ile aynı zamanlarda orda olmadığına yemin edebilirdim. Ki zaten o gün Dinçer ile konuşmuştuk. Yanındaki insanları da biliyordum ki hayranıyla çekildiği resmin arkasında da bahsettiği insanlar vardı.

-Bu ikisine öyle bir küfretmek istiyorum ki... Allah Mücahit ile Ela'ya sabırlar versin.

O sırada üstten telefonuma bildirim düştü. Mesaj gelen isme baktığımda heyecanla mesajlara girdim.

Yeşim Hanım'ın üç dört tane attığı fotoğraf vardı.

Sonrasında yeni bir mesaj daha geldi.

Yeşim Hanım:

-Kızım yayınlanacak fotoğrafları kontrol ederken buldum, hemen çıkarttırdım. Yayınlamayacaklar, için rahat olsun. Sadece sizde bulunsun diye attım. İyi günler dilerim :)

Fotoğrafları açtığımda ise geçenki galeride olduğumuz gündendi. Bir tanesinde normalde biz çekilmemiştik ama kenarda balkon camından dışarı bakıldığında balkondaki biz görünüyorduk. Hemde Dinçer elini yanağıma koymuş, gülümsüyordu. Bir diğerinde ise iki eli yanağımda alnımda öpüyordu.

Onun dışında iki tane de tabloların önünde olduğumuz açık ve net iki fotoğraf vardı. Bir tanesinde omuz omuzaydık. Ellerimiz görünmüyordu ama ben el ele tutuştuğumuzu biliyordum.

İkimizde başımızı çevirmiş gülerek birbirimize bakıyorduk. Bu fotoğrafa gülümsedim.

Sonuncusunda ise yine Remzi Taşkıran'ın tablosunun önündeydik. Çok yakındık ve Dinçer hafifçe bana doğru eğilmişti. Yüzlerimiz arasında az mesafe vardı ve Dinçer gülümsüyordu. Bende oldukça dikkatle Dinçer'e bakıyordum.

Fotoğraflara gülümserken dikkatlice Dinçer'in yüzündeki ifadeyi inceledim. Mutluydu. Gözlerinden anlamamak imkansızdı.

Onun bu bakışları altında benim de mutlu olmamam imkansızdı. Sadece... O geceyi unutamıyordum. Dinçer'in yüzündeki hayal kırıklığını, üzüntüyü...

Taç Kimde?Where stories live. Discover now