Balon

16 1 18
                                    

Ekim ayının başlarındaydık. Kızım beş aylık olmuş, dik oturabiliyordu artık. Oyuncak da almıştık ona. Tatlı tatlı oynuyordu. Bulut denilen cüce de yanında onunla beraberdi.

"Ya biz niye evde kutluyoruz?"  Eren'in isyanına karşı omzumu silkmiştim.

"Keyfim ve kahyası öyle istedi."

Rehayı evden bir şekilde yollamış, herkesi eve çağırmıştım. Reha'nın doğum günüydü bugün. Ruzi ve Bora onu oyalamak için dışarı çıkarmışlardı zorla.

Paçama asılınmasıyla beraber ödüm kopmuştu. Bakışlarımı aşağı çevirdiğimde Bulut cücesini gördüm.

"Yeha!" Bulut Yekta diyemiyordu. O yüzden kendince bir çözüm bularak Reha yada bana da  Yeha demeyi uygun görmüştü. Ortamda Reha olmadığı için bana seslendiği aşikardı. Bulut'un tombul parmakları ile gösterdiği yere baktığımda ise Erna'nın uyuyakaldığını gördüm.

Buluta cevap vermediğim için sinirlenmiş olmalı ki, bu sefer daha yüksek sesle konuşmuştu. "YEHA! NENNİ!" Bir yandan da ısrarla Ernayı gösteriyordu.

Dizlerimi kırıp Bulut ile aynı hizaya geldim. Saçlarını hafifçe karıştırarak teşekkür ettim.

Yerinden kaldırdığım anda uyanacağını bildim için kızımın üzerine bir battaniye sermiştim.

Diğerlerine sessiz olmalarını söyledikten sonra yeniden balon şişirme işine dönmüştüm. Salonun etrafı balondan geçilmiyordu. Neden bu kadar çok balon olduğunu kimse bilmiyordu.

"Pasta nerde kaldı? Bora, Reha kızımı özledim ben diye ağlıyo gidecem ben evime evim de evim diye tutturdu, diye mesaj attı." Mim'in sözlerinden sonra gülmemi engelleyememiştim. Beklerdim.

O sırada kapının çalması ile beraber yanlarından ayrılarak kapıyı açmıştım. Zil çalınması riskine giremezdim. Kızım yeni uyumuştu zaten. Uyanmamalıydı, uyanınca huysuz oluyordu Reha gibi.

Ela elinde pasta kutusu, pastayı sallıyordu. Hızla pasta kutusunu elinden alarak, hararetli ama sessiz bir şekilde azarlamıştım Elayı.

"Neden böyle sallıyorsun? Bozulsun mu istiyorsun?"

Ela ağzına fermuar çekmiş, içeri geçmişti. Homurdanarak pastayı buzdolabına koymuş, balon şişirme işine geri dönmüştüm.

Naki elindeki pompayla son hız balon şişiriyordu. Nakiye tam daha fazla şişirmemesini, balonun patlayacağını söyleyecekken balonun patlaması ile hızla kızıma dönmüştüm. Erna'nın uyanmaması imkansızdı bu sese.

Korkuyla kızıma baktığımda mışıl mışıl uyuduğunu görmüştüm. Bulut denilen cüce ise korkmuş, annesinin dibine girmişti.

"Duymadı mı," dedi Ela şokla.

Kafamı olumsuz anlamda sallamıştım aynı şokla. Bu sese nasıl uyanmazdı?

"Çok yorulduysa," dedi Mim gülerek. "Duymamıştır."

"Olabilir," demiştim sessizce. Olabilirdi, ama olmayadabilirdi. Reha son zamanlarda kızımızın sol taraftan gelen seslerle ilgilenmediğini söylemişti, ama üstünde durmamıştım. Belki de sol kulağında bir problem vardı? Bilmiyordum.

Kızımın ağlamaya başlamasıyla kucağıma almış, içeri geçmiştim. Ela da arkamdan gelmişti.

"Neden suratın asık? Naki'nin patavatsızlığından mı yoksa?"

Kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. "Hayır Naki bir patavatsızlık yapmadı ki, sadece." Dolan gözlerimi kızıma çevirmiştim. "Rehaya göre soldan gelen seslere tepki vermiyor kızımız. Üzerinde çok durmamıştım ama, bugün sağ kulağının üstünde yatıyordu, ve çıkan sesi sende duydun.  Kesinlikle bir bebeği uyandıracak bir sesti, ama uyanmadı. Endişeleniyorum."

HayranWhere stories live. Discover now