Sinir

31 2 2
                                    

Ela'nın mesajlarını okuduktan sonra irileşmiş gözlerimle Poyraza bakmıştım. İşte şimdi sıçmıştım.

"Ne oldu? Neden bana öyle bakıyorsun?" Poyraz'ı duymamış gibi davranıp gözlerimi hızla yola çevirdim.

O anda içeri giren üçlü ile olduğum yere daha da çok sinmiştim sanki.

Reha, Naki ve Bora içeri girmişti.

"Allahım gene hayırsız kulun olarak karşındayım..." kendi kendime mırıldanırken Naki'nin sesini duymuştum.

"AA YEKTA! Sende mi buradaydın?" Naki'nin samimiyetten uzak, yapmacık sesini duymuştum. Yanımıza gelmişlerdi şimdide.

Rehayla kısa bir süre için göz göze gelmiştik. Yeşil gözlerindeki siniri anlamayan salak olurdu. Gerginlikle yutkundum.

"Ben size buraya gelmeyelim demiştim." Dedi Reha. "Yektayı rahatsız etmeyelim demiştim." Reha'nın sözleri ile gözlerimi kocaman kocaman açmak istesem de kendimi durdurmuştum.

"Sıkıntı yok, gelin beraber yiyelim." Dedim kibarca.

"Olur," dedi Naki ardından sandalye çekip yanıma oturmuştu. Reha'nın şaşkın suratıyla onunda, Naki'nin oturmasını beklemediğini anlamıştım.

"Ne yiyorsun?" Dedi Bora oturunca.

"Bolonez soslu makarna." Dedim kısaca.

"Ama sen Alfredo soslu seversin?" Dedi Reha soru sorar gibi.

"Öyle denk geldi." Diyerek geçiştirdim Rehayı. Reha anladığını belirterek kafasını sallamış, ardından da yanına gelen garsona siparişini vermişti.

"Biz tanışmadık sanırım." Duyduğum sesle şoka girmiştim. Ben Poyraz'ın burada olduğunu unutmuştum.

"Evet," dedi Bora. "Ben Bora, yanımda Yekta'nın tabağından geçinen herifte Naki. Arkadaşlarıyız." Bora'nın cümlesiyle tabağımdan otlanan Nakiyi fark edip eline vurmuştum. Siparişi gelecekti zaten az sonra. Niye bana dadanıyordu ki?

"Poyraz. Memnun oldum."

"Ben olmadım ama," yanımdaki Naki kendi kendine konuşsa da ben duymuştum. Sessizce, belli etmemeye çalışarak dürttüm onu.

"Böbreğimi delme güzel yengem Yekta. Böbreğim daha bana lazım. Uyumlu olduğumuzu düşünmüyorum, böbreğini veremezsin bana..."

"Ne diyorsun oğlum?" Reha'nın sesiyle Naki dudaklarına fermuar çeker gibi yapmış, yemeğimden yemeye devam etmişti.

"Yemeğin bitmiş Poyraz. Kalksan mı artık?" Dedim hızlıca. Bu ortamdan en kısa sürede kurtulmak istiyordum.

"Tatlı yemeden kalktığımı gördün mü hiç Yekta?"

Cevap vermemiş, ilgimi önümdeki tabağa vermiştim. Herhangi bir mimiğimi bile cevap olarak algılayabilirdi.

"Siz ne zaman sevgili oldunuz?" Poyraz tatlı menüsünü incelerken konuşmuştu.

Ona tam çekirmek üzereyken Reha'nın sözleriyle susmuştum.

"Sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum."

"Sizli bizli konuşmaya gerek yok." Dedi Poyraz gülümseyerek. "Sen ve ben yeterli bence."

"Sizinle o kadar yakın olmadığım için, öyle konuşamam." Dedi Reha sakince. "O yüzden sizden de aynı saygıyı görmeyi bekliyorum."

"Peki," dedi Poyraz şaşkınca. "Siz nasıl isterseniz öyle olsun." Poyraz'ın ilgisi yeniden bana kaydığında küfretmemek için dilimi ısırıyordum artık.

HayranWhere stories live. Discover now