14: Otel Odası

532 24 18
                                    

Evlenmiştik. Ferit ile gerçekten evlenmiştik. Ben... ben artık Seyran Korhandım. Evet dedikten sonrası zaten bölük pörçüktü zihnimde. Birileri beni bi o yana bi bu yana çekiştirmiş. Tebrik edenleri kabul etmiştim. Sarhoş gibiydim ama hayatımda hiç sarhoş olmamıştım. Ferit ve Gülgün Hanım'ın (daha doğrusu Gülgün annenin) beni tutup arabaya bindirmesi ile biraz daha kendime geldim. Camdan evime, aileme baktım. Onları arkamda bırakıp gidiyordum...

Arabadan indik. Lüks bir otelin önündeydik. Ferit eliyle işaret ederek bana yolu gösterdi. Tam olarak şuan dank etmişti kafama. Bu bizim feritle ilk gecemizdi. Ve ben en başından beri istemediğimi ona fark ettirdim hatta fark ettirmeyi geç ağzımla söyledim. Acaba... ben istemeden bana dokunur muydu? Benimle birlikte olmak ister miydi buna teşebbüs eder miydi ? Bu düşüncelerin beynimi karıncalandırdığını hissettim. Ama etrafa renk vermemeye çalıştım. Düşüncelerimi Gülgün annenin sesi kesti.
"Kızım, oğlum. Biz odamıza gidiyoruz babanla. Size iyi geceler" diyip başka yöne yürümüştüler. Ferit ile baş başa kalmıştık. Asansör bekliyorduk.

*Ferit*
Seyranın yüzü bembeyazdı. O kadar soluk bakıyordu ki. Gözlerine bakan insan şuan bu kız yaşamıyor derdi. O derece soğuk ve titrek bakıyordu etrafa. Usulca onu korkutmamaya çalışarak omzuna dokundum. İrkildi. "Seyran, iyi misin?" Diyebildim sadece. Sessiz bi şekilde gözlerini kapatarak. "İyiyim" dedi.
Korkuyordu... o kadar belliydi ki halinden. Gerçekten de hazır olmayabilirdi evliliğe sonuçta 19 yaşında evinden ayrılmıştı. Ama ona bir şey yapacağımı mı zannediyordu. Ki haklı da olabilirdi. Beni daha tanımıyordu.
Asansör gelmişti beraber asansöre bindik.

*seyran*
Feritin omzuma dokunup iyi misin diye sormasıyla kendime geldim. Demek ki halimi fark etmişti. Umarım bunu fark edip insanlık yapar ve bana ilişmez diye düşünerek gelen asansör kabinine bindim. Allahım vakit o kadar yavaş geçiyordu ki sanki gökyüzüne çıkıyorduk asansörle. Alt tarafı bir kaç kat nasıl bu kadar uzun sürebilirdi ki? Sonunda gelmiştik. Ferit önden ilerledi. Cebinden çıkardığı kart ile kapıyı açtı. Kapının ağzında içeri girmem için bekledi.
İçerisi kırmızı güller,balonlar ve mumlarla kaplıydı. Midem kalktı. Burası nasıl bi odaydı böyle? Midemin bulandığını belli etmekten çekinmedim ki Ferit de fark etmiş olmalı ki ufak bir gülüş attı.
"Bu odayı bu hale getirtmek zorunda mıydınız?" Dedim. Ferit ise " gerdek gecesi paketi böyleymiş, ben de bayılmıyorum" dedi. Gerdek gecesi... bizim ilk gecemiz... hala düşüncelerle boğuşuyordum.
Usulca ferite döndüm.
"Ferit,daha adam akıllı tanışmıyoruz bile. Bunu biliyosun dimi?" Lütfen. Lütfen buna göre davran olur mu?"
Ferit anlamış gözlerle bana baktı.
"Seyran, korkma lütfen. Sana hazır olmadığın sürece dokunmayacağım. Ki bence bu gece oturup bi konuşup tanışmalıyız. Öncelikle beni tanımanı ve benden korkmamanı, bana güvenmeni istiyorum. Ne de olsa biz artık karı kocayız."
Feritin bu sözleri karşısında şaşırmıştım. Çünkü asla böyle bi tipte bi insan değildi. Sarkıntılık yapar diye düşünmüştüm. Belki de güvenebilirdim. Bu tavrı mutlu etmişti
"Teşekkür ederim Ferit. Birbirimizi tanımak gerçekten de iyi fikir" dedim ufak bi gülüş atarak.
Ferit de gülümsememe gülümsemesi ile karşılık verdi. Bi anda yerde olan bi çantaya yönelip "ben üstümü değişiyorum içerde sen de burda rahatça değişebilirsin" diyip içeri geçti.

*ferit*
Kıyafetlerimin olduğu çantayı alıp diğer odaya geçtim. Seyran ile bu mesafede olmak şuanlık iyiydi. Korkuyordu ve haklıydı. Tanımadığı bi adam ile karı koca olmuştu. Seyranı ilk gördüğüm andan beri hoşlanmıştım ve onu korkutmak, bu işi mahvetmek istemiyordum. Bi yandan da pelin mevzusunu açsam mu diye düşündüm. Ya mahvedersem her şeyi. Tam bu düşünceler zihnimde sıralanırken seyran içeriden seslendi.
"Ferit! Gelebilir misin?"
"Seyran, müsait misin bi sorun mu var ne oldu?"

*seyran*
Fermuarım sıkışmıştı. Şaka gibi bu nasıl başıma gelmişti. Deniyorum ama açılmıyordu bi türlü. En son çare ferite seslenmem gerekiyordu
"Ferit! Gelebilir misin?"
Ferit de içeriden bana seslendi.
"Bi gel nolur fermuarım sıkıştı!"
Ferit kapıyı açtı ve fermuarla cebelleşmemi görünce ufak bi kahkaha patlattı.
"Yardım edeyim mi?" Dedi bir kaşını havaya kaldırıp.
"E o yüzden çağırdım ya ferit! Lütfen."

*ferit*
Seyrana doğru ilerledim. Fermuarı kumaşa sıkışmış bir kaç saçak da arasına girmiş arap saçına dönmüştü. Bir elimle sırtından destek alıp diğer elimle fermuarı tutarak açmaya çalıştım. Sağdan soldan çekiştirdim fermuarı kurtarmaya çalıştım ama yok tık ilerlemiyodu. Elimi sırtından beline doğru kaydırdım seyranın. Daha çok destek almam gerekiyordu. Biraz daha asılarak fermuarı az da olsa hareket ettirdim. Seyran dokunuşlarımdan rahatsız olmuş ki azcık kımıldandı. Saçları engel oluyordu.
"Seyran, saçlarını öne çeker misin?"dedim. Seyran tuttuğu gibi saçlarını öne çekti. Çekmesi ile kokusu burnuma doldu. O kadar güzel kokuyordu ki sanki çiçek bahçesine dalmış orada yuvarlanmışım gibi. Bir kaç saniye seyranın kokusu ile meşgul olmuş olacağım ki seyran bunu fark edip "ferit,hadi açsana niye durdun?" Dedi. Kendime gelip fermuarı birazcık daha zorlayarak açtım. Seyrana bakmamaya özen gösterdim. Fermuarı bırakmamla gelinliğin bir tarafı omzundan düştü. Bi anda "ay" diyerek kendini toparlamaya çalıştı. Hemen arkamı dönerek "vazifemi tamamladım tekrar gidiyorum rahat rahat giyin seyran" dedim ve odaya döndüm. Kokusu ve saçları büyüleyiciydi. Bana böyle bir şey yaşatmış olmasını hala idrak edemiyordum.

*seyran*
Ferit fermuarımı açtığı gibi arkasını dönüp odaya geri dönmüştü. Bu hareketi hoşuma gitmişti. Namı çapkın olan adam bana anlayışlıydı ve karısı olmama rağmen korkularımı fark edip sarkıntılık yapmıyordu. Feritten böyle hareketler beklemiyordum. Beni şaşırtmıştı. Üstüme bir şeyler giymek için bu gece için hazırlanan çantaya elimi attım. İçinde sadece 3 karış kumaşla hazırlanmış dantelli mini gecelikler ve dantelli iç çamaşırlarından başka hiçbir şey yoktu. Şok geçirdim ve hemen köşede duran valizime yöneldim. Yarın istanbula gidecektik bu yüzden tüm eşyalarımı odaya getirtmiştik. Valizden bir eşofman altı ve beyaz bi tişört aldım. Hızlıca üstümü giyindim ve yatağın bi köşesine oturdum.
Ferit içeriden seslendi
"Seyran, giyindiysen geliyorum."
Gel gel dedim ona. O da siyah bir eşofman ve siyah bir tişört giymişti. Geldi etrafta yanan mumları söndürdü. Yere oturdu ve sırtını yatağa yasladı.
"Yanıma gelsene biraz konuşalım" dedi.
Ben de yataktan inip yanına oturdum ve konuşmaya başladık.
Ben tam bir şey diyecekken beni susturdu ve
"Seyran, biliyorum ki önemli bir şey diyecektin ama lütfen ilk ben konuşayım" dedi.
Başımla onay verdim.
"Seyran. İkimiz de ailemizin zoruyla evlendik."
İkimiz? Daha ilk cümleden heyecanlandırmıştı beni. Merakla devamını dinledim.
"Evet ben seni baklavacıda gördüm. Beğendim de bu doğru lakin dedemin zoruyla evlendirildim ben seyran. Senin gibi. Ben evlenmek isteyen biri değildim asla."
Duyduklarımı idrak edemiyodum. Ferit de benimle aynı durumdaydı öyle mi?
"Hatta..." dedi ve duraksadı. Tam konuşacaktı ki kapı çaldı.
Ferit kalktı ve kapıya baktı. Ben de kafamı eğip kapıya doğru baktım. Ferit sessizce birisiyle tartışıyordu. Sesler gelince ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Bi kız vardı.
"Ferit, kim bu kız." Dedim. Kız bi anda feriti aşıp odaya girdi ve elini uzattı.
"Merhaba seyrancım" adımı nerden biliyordu? "Ben pelin, feritin sevgilisiyim."
...

Yalı ÇapkınıWhere stories live. Discover now