Çünkü sen hep yalnızdın!

Start from the beginning
                                    

Seonghwa zorlukla gülümsedi, lideri gözlerini yüksek tavana dikmişken kendine bir kez daha acıdı. Jongin'in yerinde olmak isterdi, onun yerinde olabilmek için pek çok şeyi feda eder ve gözünü kırpmadan birilerini öldürebilirdi. Ama Sehun onun birisini öldürmesini ya da Seonghwa'nın değerli hayatını feda etmesini asla istemezdi.

Sağ elini yavaşça liderine doğru uzattı Seonghwa, eğer Sehun yıkanmak isterse onu yıkardı aksi takdirde bu kokuyu nefret ediyor olsa bile kabullenir ve bir kez daha konusunu açmazdı. Avucunun içine kayan parmaklar onu şaşırtsa bile ifadesini bozmadı ve Sehun'un yataktan kalkmasına yardımcı oldu. İlk önce Sehun'un istemeyerek giydiği kumaş ceketi çıkardı, parmakları soğuk kahverengi tonundaki tül gömleğin düğmelerine ulaştığında lideri tekrar konuştu.

''Konsey ne zaman toplanacak?''

''Uyandığınızı bildirdim. Muhtemelen yarın toplantı için bilgilendirilirsiniz. Destekçilerimiz bu konunun cezasız kalmasını kabul etmeyeceklerini söylüyorlar ve eğer sizin ceza almanıza karar verirlerse yaptırım uygulayacaklarını iletmemi istediler.''

''Kim Minseok planını çoktan hazırlamıştır, öylesine sessizce ceza almayı bekleyeceğini düşünüyor musun gerçekten?''

''Size saldırı düzenlediği kanıtlandı bunun için ceza alacağını biliyor, eminim. Ayrıca Kim Jongin'de bizim tarafımızda ve ...''

Sessizleştiğinde Sehun kaşlarını çatarak ona baktı, devamı gelmeyen cümlelerden hiç haz etmezdi ayrıca şu an konuşulan kişi alfa iken kelimelerin devamının gelmemesi onu kızdırmıştı. Gömleği omuzlarından aşağıya düştüğünde sırtına, beline ve karnına dokunan ılık rüzgarla ürperdi. 

''Bir şey mi saklıyorsun benden? Neden sustun?''

''Bunu bilmek daha iyi hissetmenizi sağlamayacak ayrıca alfa bunun konuşulmaması konusunda herkesi uyardı.''

''Sen!'' dedi, Sehun onun üstüne yürürken dişlerinin arasında. Koruyucu elf üzerindeki baskıyla başını eğmiş sessizliğinde boğulmaya çalışuyordu adeta. Onun omuzlarını kavradığında anlık düşünceyle gözleri parmaklarına kaydı Sehun'un.

Kanla kaplı parmaklarına.

İrkildi tutuşu zayıflayıp geri çekilmeden önce. Jongin 'kimseye zarar vermeyeceksin'derken yalan mı söylemişti?  Zarif elleri havaya kalktığında titriyordu ve acı verici bir şekilde uyuşmuşlardı. 

Kaba eller titreyen parmaklarını görünmez hala getirene dek Sehun ağlamaklı bir ifade ile sallanıyor, kusmamak için direniyordu. Başını elfin omzuna yasladı ve derin derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı. Parmaklarındaki uyuşma hissedilir şekilde geçmişti ancak zihnindeki karmaşa hala canlıydı ve onu yiyip bitiriyordu.

''O senin liderin değil Seonghwa onu nasıl dinleyebilirsin?''

''Söylediği ve istediği şey sadece sizin iyiliğiniz içindi bu yüzden ona uymak dışında yapabileceğim bir şey yoktu.  ''

''Bana söyle!''

''Hayır efendim, söyleyemem.''

''Lütfen!''  Gözlerini sıkıca kapattığında Seonghwa derin bir nefes aldı. Ona söylemese bile yarın kendi gözleriyle görmeyecek miydi? O zaman kendisini daha kötü hissetmeyecek miydi? Herkesin içinde kendinden emin bir halde konuşurken bir anda karanlığın içinde tek başına kalan o olmayacak mıydı? 

''Alfa, o gece Kim Minseok'un kolunu kopardı.'' Sehun inanmak istemedi ilk önce ama karşısındaki elf kolay kolay yalan söyleyen birisi değildi, sır da saklamazdı. Jongin'in böyle bir şey yaptıktan sonra bu işten kolayca kurtulabileceğini zannetmesi tam bir delilikti her ne kadar mühürlendiğini söylüyor olsa bile bu kadar ileri gitmemeliydi. ''Bunu sizin için yaptı onlara yaptıkları şeyi ödetmesi gerektiğini söyledi. Konseye sunduğu ifade bundan pişmanlık duymadığını belirtiyordu üstelik onun size mühürlendiğini ve sizi korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu da itiraf etti. ''

REDWhere stories live. Discover now