RED

Kaçmamız gerek

Kris karakterini Ateez- Seonghwa olarak değiştirdim 🐥

Jongin aynı zamanda hem olabildiğince öfkeli hem de şaşkın hissediyordu. Kardeşi için duyduğu öfke şimdi ikiye bölünmüştü, aynı zamanda kurdu tehlikede olduğunu hissettiği Sehun için de karşısındaki adama öfke duymaya devam ediyordu. Neden Chanyeol'ün böyle bir soru sorduğunu, böyle bir düşünce üzerinde yoğunlaştığını bilemiyordu, zihni hiçbir soruya yanıt bulamayacak kadar karmakarışıktı.

"Atalarım ve ben, onlarla doğrudan savaştık." Dişlerinin arasından tıslarcasına çıktı kelimeler. Gözleri bir an olsun karşısındaki adamın yakışıklı yüzünden ayrılmıyordu. "Bu yüzden bahsettiğin kolay ölüme dair bir şey bilmiyorum."

"Şu an bir savaşın içinde değiliz görebildiğin gibi ama tekrar onlardan birini öldürmen gerekebilir diye sana ipucu vereceğim. Eğer bir elfin elinden çok değer verdiği ya da sevdiği bir şeyi alırsan bu onu günden güne yok etmeye başlar. "

Jongin hafifçe masanın üzerine eğildi. Gözleri şüpheyle kısılmış, kurdu ise avına yavaşça yaklaşmaya başlamıştı.  " Bunu neden yapayım? Eğer savaş tekrar başlarsa belki bu kez elfleri değil sizi hedef alırız. "

" Hiç düşünmediğin çok belli alfa Jongin. Bütün gün ormanın içinde dolaşıp, vahşi hayvanlarla mı takılıyorsun yoksa?" Kendi kendine kıkırdadığında, bu odanın içindeki gergin havayı yumuşatmak yerine daha da kötüleştirmişti. Jongin'in ifadesi olabildiğince sertleşti, elinin tersiyle iteceği birisi onunla alay ediyordu hem de olayları onun açısından dinlemeyi reddettikten sonra.  "Birbirinizden ne kadar nefret ettiğinizi biliyorum, kolayca aşılmayacak duygular var aranızda ancak o gün olanlar sence de tesadüf müydü?  Kardeşin daha önce bu kadar kötüleşip birine saldırmış mıydı? Ya da her ne olursa olsun bir elfin ona karşılıksız bir şekilde yardım etmesi sence mantıklı mı? "

" Hiçbir şeyi bilmiyorsun. " diyebildi sadece. Geri çekilmeden önce tehditkar bir bakış atmış ve az önce oturuyor olduğu koltuğa kendini bırakmıştı. Düşünmek istemiyordu söylenilen sözlerin üzerine ama çoktan üzerinde düşünmeye ve Kyungsoo'nun bir şeyleri atlayarak ona doğruları anlattığına emin olmaya başlamıştı. Evden uzaklaşmak için ona yalan söylemiş olabilirdi, kurdunu yok etmek, belki de ölmek için elflere sığınmış olabilirdi.

"Yüzünden anlaşıldığı üzere sana anlatılmayan şeyler varmış. Konsey bu gece toplanacak, kardeşin ile ilgili kararı bu akşam alacağız. O zamana dek istediğin kadar düşünebilirsin alfa Jongin." Eliyle kapıyı gösterdiğinde Jongin boğazından yükselen hırlamaya engel olamadı.

"Kötü bir kurtla karşı karşıyasın Park Chanyeol. Bu kurt senin kanının tadına bakmadan, kafanı gövdenden ayırmadan asla yolundan çekilmeyecek." Alfa sesi odanın içinde yankılanırken Chanyeol konuşma boyunca ilk kez irkilmişti. Onun bağı altında bulunan bir kurt değildi ancak derinden gelen, fısıltı halinde çıkan ses sanki bir çığlık gibi onu etkilemiş, oldukça korkmasını sağlamıştı. Çarpılan kapıyla birlikte iyice sersemledi, üzerindeki etki kırılmıştı aynı anda ancak parmak uçlarına dek uyuşmuş hissediyordu. Jongin küfürler ederek asansöre yürürken kendi şeytanlarıyla ölüm anlaşmaları imzalıyor, ardında bırakacağı kaosa gülerek bakmaya yemin ediyordu o anda. Kızıl - kahve gözleri gördüğünde bakışları ilk önce durgunlaştı ama onun hala burada duruyor olmasına tekrar kızdı. Parmakları vampirin kolunu kavradı hızlıca ve onu da kendisiyle birlikte kabine çekti.