* Final 2. Kısım (Son) *

722 36 69
                                    

Arabadan indiğimde eğilerek, parmak uçlarımda arabanın arkasına yürüdüm. Kalbimin böyle hızlı atabileceğimi doktor söylese inanmazdım. Bagaj kapısına yeterince yaklaştığımdaysa aniden fırladım ve Sinan'a doğru atıldım. Havada savurduğum çakıdan kaçmıştı.

İkinci kez çakıyı ona doğru savurduğumda yine çevik bir hareketle kendini kurtarıp, bu defa beni kolumdan tuttu. Yüzüme indirdiği sert tokatla kendimi bir anda yerde bulmuştum. Çimenlerin üzerine yüz üstü serilmiştim. Elimi dudağıma götürünce parmaklarıma kan lekesi geldi.

Yüzüme aldığım darbeyle yanağım zonkluyor, kulağımda ise fena bir çınlama sesi işitiyordum.

"Şöyle rahat bir ölemez miydin Ece hı?" diye sordu Sinan alayla. "Söyler misin güzelim?"

"Kerem'i öldürmenin cezasını ödeyeceksin pislik!" diye bağırdım. Bana vurduğunda düşürdüğüm çakıyı almak için yerde yattığım yerden elimi uzattığımda, Sinan çakıya tekme atarak uzaklaştırdı. Ayağa kalkmak için avucumu zemine bastırıp, tek kolumdan destek almaya çalıştım. Ama Sinan sırtıma ayağıyla bastırınca inleyerek yine yüz üstü yere serildim.

"Ne zaman pes etmen gerektiğini bilmiyorsun değil mi Ece?"

Bagajdan aldığı silahı elinde tuttuğunu gördüm. Beni öldürecekti. Bu yüzden bizimkiler yetişene kadar zaman kazanmak için boş boş gevezelik yapmaya karar verdim.

"Evet pes etmem," dedim. "Şarkıcı Bon Jovi ne demiş?"

"Ne demiş?"

"Sanırım şöyle bir şey demişti bir şarkısında... Hmm... Hayattayım ve yaşıyorum. Ölünce dinlenirim nasılsa. Öyle demişti sanırım. Ben de böyle yapıyorum işte. Sana da tavsiye ederim Sinan."

"Bu hayat felsefesini mi?"

"Hayır Bon Jovi dinlemeyi," diye onu düzelttim. "Eskilerden bir şarkıcı ama aynı zamanda eskimeyenlerden de. Zamana meydan okuyan şarkıları var. Rock söylüyor. Ve-."

Ben zaman kazanmak için yattığım yerden boş boş konuşurken, Sinan bir anda, "Hoş kızsın Ece," deyince cümlem yarım kaldı. Sanırım sohbetimden daha çok ilgilendiği bir yerim vardı. Açıkta bir yerimi mi görmüştü, nereden esmişti de beyefendi iltifat etmişti acaba diye düşündüğümde eteğimi çekiştirerek bacaklarımın örtüldüğünden emin oldum.

"Ece aslında şöyle yapmalıyız bence," diye mırıldandı Sinan. "Fatih benim sevgilimi benden çaldı ya hani, ben de seninle beraber olup onun sevgilisini çalarsam ödeşmiş oluruz. Ne dersin? Seni öldürmem yerine; burada doğa içinde, kuş cıvıltıları eşliğinde, baş başa beraber olsak daha iyi değil mi sence?"

"Kalkmama yardım eder misin?" diye sordum.

Sinan elimi tutup ayağa kalkmama yardım etti. Ona dönüp, yanına sokuldum.

"Cevabın evet sanırım, akıllı kızmışsın," dedi Sinan.

Bir anda onun suratına tükürdüm. "Cevabım hayır. Akıllı değil, iffetli sıfatını yeğlerim. Seninle olmaktansa da, ölmeyi... Hem kızıl ve uzun saçlıları sevmem."

"Senin cenazen güzelim, keyfin bilir."

Sinan tek eliyle yüzündeki nemi biraz silerken, diğer eliyle ise silahını havaya kaldırdı. Namlusunu bana doğrultmak yerine, tabancasının kabzasını bana doğru uzatmıştı. Silahını almamı ister gibi sanki. Sanırım birazdan hipnotik sözlerini söyleyip tabancayla bana kendimi vurduracaktı.

SİYAH GÜL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin