33:Yalan

0 0 0
                                    

  Keyifli okumalar.^^

33.YALAN

YALAN

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🤍

Her şey çok ani olmuştu her zaman ki gibi. Alkan kollarını açtı ve baka baka doyamadığı kardeşine bol bol sarılmaya başladı.

"Oğlum ne oluyor lan?" Diye sordu Altay şaşkınlıkla. Güldüm, gerçekten ne olduğunu sormak istesem bile bunu yapmadım çünkü zihnimde ufak bir yorgunlukla savaşmaya çoktan başlamıştım.

"Aşkım!" Dedi Alkan kardeşinin yüzüne bakıp yanaklarını öperken. Gözlerimi kısıp ona gülümsediğim sırada bir kez daha kapı çaldı ve hepimizi yeniden derin bir sessizliğe gömdü. Bu sefer kapıya bakan ben olmak için ayaklandım. Dürbünden baktım, yine tek bir kız gelmiş, dürbünden görülen haliyle komik görünüşle kapıya bakıyordu. Kapıyı zaman kaybetmeden açtım ve centilmence içeriye davet ettim. Alkan ve Altay toparlandım diye "Ziyaretçimiz var!" Diye bağırarak kızı biraz oyaladım ve en sonunda hazır olduklarından emin bir halde onu salona aldım. Yine tam ortada şaşkınlıkla dikilen Rabia olmuştu. Kıza oturmasını söyleyerek Rabia'ya yanaştım. Ben söylemeden o sormuştu.

"Yağız abi ne oluyor burada?"

Kolundan nazikçe tuttum ve "Kenara geç Rabiş, on beş dakikaya kalmaz anlatacağız her şeyi." Dedim. O da üstelemedi ve kenara geçerek çantasını çıkarıp yanına koydu. Gerçekten Rabia'yı sevdiğimi hatırladım bir an, Alkan'a benzediğini neredeyse unutmak üzereydim.

Rabia'yı hallettikten sonra ciddiyetimi takınarak yerime geçtim ve ısrarla sandalyenin üzerinde bağdaş kurmaya devam ettim. Her şey garipti ya, bunun da garip olması gerekiyormuş gibi neden kendime acı çektirip durduğumu bilmiyordum. En sonunda bu acıyı umursamayı bırakarak kıza döndüm ve sordum. "Ne öğrenmek istiyorsunuz?" İlk gün ki gibi çıkmıyordu bu soru artık ağzımdan, ilk gün ki kadar cahil ve korkak hissetmiyordum çünkü kendimi. Ama yine de içim içimi yemeye devam ediyordu. Bazen neden bu yola başvurduğumu sorguluyordum, daha basit ve kesin yollar varken neden bu dolambaçlı yola girmiştim?

Aslında biliyordum cevabını. Fakat dile getirmek pek hoşuma gitmiyordu. Ben galiba birileriyle yarış yapıyordum kendi çapımda. Kimle mi? Duru'nun güzelliğinin farkına varan diğer kişilerle. İtiraf etmeyi istemesem de kim bilir kaç kişiden çıkma teklifi almıştı ve ben o kalabalıktan biri olmak istemiyordum. Daha farklı olmalıydım, çünkü benim aşkımda farklıydı. Daha akılda kalıcı olmalıydı her şey, seneler geçtiğinde bile beraber hatırlamalı eğer beraber olmayacaksak etrafına "Böyle biri vardı,beni böyle seviyordu" diye anlatmalıydı.

"Aşk için niyet ediyorum." Dedi kız ve kıvırcık kumral saç tellerini eliyle kulağının arkasına sıkıştırdı. Direkt olarak dile getiren ilk kişi olduğundan şaşırmıştım ve kartları karıştırmaya başladım. Daha tam anlamıyla karıştıramadan elimden bir kart masaya düştü ve kız gözlerini oraya çevirip baktı. Yere düşeni aldım ve elimdeki fazlalık kartları kenara koyarak kızın yüzüne baktım. "Aşka niyet ediyorum." Deyip kartı ona gösterdim ve sonrasında da kendim baktım. Fakat baktığıma anında pişman olarak kartı gözümün önünden çektim ve masaya koydum. Yıldızlar vardı kartta ve hemen altından bir şey uzatırmış gibi görünen çıplak bir kadın vardı. Kıza çevirdim kafamı ve yüzüne baktım, zira cevabı kartlarda aradığımı sansa da yüzünde bulacağımdan bihaberdi.

Aşkta Her Yol MübahtırWhere stories live. Discover now