FİNAL PART 2

11.7K 574 71
                                    


Merhabalar💙

Final bölümüyle geldim.

Her ne kadar ertelemeye çalışsamda kaçınılmaz sona geldim.

İlk kurgum olan Ayliz'in bendeki yeri hep ayrı olacak.

Bu kurguyu yazmaya başladığımda bu kadar sevileceğini düşünmemiştim.

Yaptığınız yorumlar beni mutlu ederken sizlere teşekkürü borç bildim.
  
Beni hiç yalnız bırakmayan siz kıymetli okurlarım iyi ki varsınız🍀

Daha fazla uzatmadan sizi son bölümle başbaşa bırakıyorum.

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💙







1 ay sonra..
.
.
.
 
 
Omzuma attığım çantamın altından saçlarımı kurtarıp aynadan son kez bakıp asansörden çıktım.
  
  
Hastane sürecinden sonra aktif olarak şirkette işe başlamıştım. 
    
  
Yanımda çalışmaya başlayan asistanım Şemin beni görünce yanıma doğru gelip "buyrun Ayliz hanım kahveniz" dediğinde kaşlarımı çatarak "Artık cidden kızacağım, hanım demesene Ayliz demen yeterli.." dedim.
    
 
Mahçup bir şekilde bana bakıp "yani şirket içinde yakışık almaz diye bir de ağız alışkanlığı"
  
  
Şemin daha önce şirkette çalışan bir iç mimarın asistanı olarak görev yapıyordu.
     
  
O iç mimar burnundan kıl aldırmayan burnu biraz havada biri olduğu için altında çalışanlar bir tık kendisinden çekiniyordu.
   
     
"Ben bilmem Şemin, hanım deme bana" diyip elindeki kahveyi alarak odama doğru yürüdüm.
  
  
  
"Geldi mi bizimkiler?" abimle devranın bu saate kalmadan gelmiş olduğunu tahmin ediyordum.
     
  
"Savaş bey henüz gelmedi, Devran bey ise geldiğiniz zaman haber vermemi istedi" beni takip ederken söylediği şeyde takılmıştım.
  
  
Abim bu saate kadar gelmiş olmalıydı yönümü devranın odasına çevirip "tamam Şemin çok yoğun değil bugün sen masana geç ben devran'a uğrayayım, haa bu arada Ayaz abim gelecek bugün toplantıda olursak ilgilenirsin"
     
  
Ben daha elimi kapıya uzatmadan kapı açılmış ve devran beni hızla içeriye çekmişti.
  
  
  
Başını boynuma gömüp "Çok özledim" dediğinde gülümseyip sanki ben özlememişim gibi "abartma hayatım sadece 2 gün görmedin" dedim.
    
  
"Abartma mı? Hem 2 gün 7,5 saat kıskanç abin sağolsun memur mesaisi gibi 17:30'da seni alıp götürdü"
  
  
Haklıydı tabi Ayaz abim düğüne 1 ay kalmış diye nöbetinin olmadığı her gün beni almaya geliyordu hatta bugün evde olduğu için öğleden sonra gelecekti.
  
  
Tabi bunu şimdi devran'a söylersem abim gelene beni yanından ayırmayıp trip atacaktı.
    
  
"Ama ne yapsın zaten düğüne az kaldı" dudak büzerek söylediğim şey biraz cilveli çıkmış olacak ki "yapma yavrum az kaldı sınırlarımı korumaya çalışıyorum" diyip koltuğa oturarak benide göğsüne çekmişti.
       
  
Devranla biraz oturduktan sonra odama geçip toplantı için hazırladığım sunumu düzenledim.
     
  
Çalan telefonla toplantı için beklediğimiz müşterilerin geldiğini öğrendiğimde gerekli olan herşeyi alıp toplantı odasına geçtim.
    
  
Sunumu yaparken devranla arada bir göz göze gelmiş iyi gittiğimi belirtir şekilde kafasını sallayınca yeni otel yapacak firmaya son projeyi gösterip yerime oturdum.
  
    
"Gerçekten çok güzel bir proje olmuş Ayliz hanım, 7'den 70'e her yaşa hitap eden bir çalışma teşekkür ederiz" 
    
  
İmzalar atıldıktan sonra misafirlerimiz gitmiş devranla odada yalnız kalmıştık.
  
   
Tam kapıdan çıkacağım an kapı arkamdan uzanan el tarafından kapatılmış ve beni kıskacına almıştı.
     
  
"Ne-ne yapıyorsun devran?" Kollarından kurtulmaya çalışırken sorduğum saçma soruya kendi kendime göz devirdim.
 
  
"Ne mi yapıyorum dünyanın sekizinci ama benim tek harikam olan seni seviyorum" gözlerimden kalpler çıkarken "sev tabi sev ama şirketteyiz ya hani" 
  
  
Lafımı bölen kapının çalınmasıyla Devran kısık sesli bir küfür savurup benden uzaklaşmıştı.
  
  
Şemin kapıyı açıp "kusura bakmayın Ayaz bey toplantının bittiğini görünce" arkasından abim odaya girdiğinde "güzelim hadi toplantın bittiyse çıkalım" dedi.
    
  
Devran göz devirdi.!
   
Devran abime göz devirdi.!
    
 
Bu haline gülmek istesemde kendimi tutup abimin yanına geçerek "önce yemek yiyelim" dedim.
    
  
Devran bana yavru köpek bakışları atınca abim devreye girdi "hayır hiç bakma öyle sen gelmeyeceksin biz abi kardeş gideceğiz" dedi.
    
  
Şemin arkadan kıkırdayınca abim dönüp ona bakarak "sen gelebilirsin' demişti.
     
  
Şemin şaşkın şaşkın bakınca bende şaşırmıştım. Abim kimseyi istemezken Şeminin gelmesini istemesi ilginçti.
    
  
"Yok Ayaz bey ben sizi rahatsız etmeyeyim, teklifiniz için teşekkür ederim"
    
  
Abimin suratı düşünce bir seylerden şüphelenmiştim.
     
   
"Ne rahatsızlığı ya hem abim kendine takım elbise bakacak bende bu sırada yalnız kalmam" dediğimde Şemin "tamam o zaman çantamı alıp geleyim" diyerek gitti.
     
  
  
Devran  "bende geliyorum o zaman" derken abim bu sefer ağzı kulaklarında itiraz etmeden onaylamıştı.
     
  
Hep beraber mağazaları gezip abim için takım almaya bir mağazaya girdiğimizde abim görevliye bedenini ve istediği rengi söyleyip kabinlere geçti.
      
     
Şemin yanımda durduğunda "sen kendine bir şeyler baktın mı?" diye sordum.

AYLİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin