BÖLÜM 31

13.8K 759 98
                                    

Selam ben geldim..

Mini minnacık bir bölüm bırakıp kaçıyorum.

Bu bölüm hydrangeahortensis okuruma ithafen yazılmıştır.

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕

(Moral ve destek açısından yorumlarınızı ve yıldızlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.)

.
.
.

Asansörden çıkan sesle kapı birden açılınca,

" Yok artık daha neler.."

Gelen sesle birbirimizden uzaklaştık.

"Ayy ben boşuna sizi shiplememisim Allah'ım.. mükemmel duruyorsunuz"

.
.
.
Arkamı dönünce Su'yu görmemle derin bir nefes aldım. Ya o değilde başka biri bizi böyle görseydi...

Hayır düşünmek bile istemiyorum..

Devran çatık kaşları ile ona bakıp " kızım ship felan diyip durma biri duyacak zor durumda kalacak Ayliz.!"

Gizli saklı bir şeyler yaşayacak birine benzemiyordu tabi ki. Ama beni düşünmesi içimi bir his etmişti.

Dalgın dalgın ona bakarken " Leyla olmanın sırası değil babalar şirkete toplantı için geleceklermiş hadi odaya geçelim" diyen Su sayesinde kendimi toparlayıp abimin odasına doğru yürümeye başladım.

Kolumdan tutulmamla Devran " benim odama geçelim tek başına kalma, hem de şu koluna buz koyarız" diyerek kendi odasına yönlendirdi.

"Ne oldu ki koluna?"

Çok güzel Su da öğrenecekti.

Odaya geçince Devran sekreteri arayıp buz torbası ve hepimiz için içecek bir şeyler söyledi.

Su yanıma oturup " noldu canım koluna açsana bir bakayım." diyince " çok önemli bir şey değil ya ufak bir şey zaten görünmez kaza" diye geçiştirmeye çalıştım.

Kapıyı çalan sekreter Devra'nın 'gel' demesiyle içeri girip kahveleri masaya koyup buz torbasını da bırakarak çıktı.

Devran kahve fincanları geriye itip ortadaki masaya oturarak " hadi biricik aç kolunu da koyalım şunu" diyip eline buz torbasını aldı.

Kolumu sıyırınca Su gözlerini fal taşı gibi açıp " neresi ufak bunun ver Devran şunu moraracak neredeyse" buza uzanıp almaya çalıştı ama devran vermeyip, "ben yaparım" diyip bir eliyle kolumu tutarken diğer elindeki buz torbasını koluma yapıştırdı.

Canı yanan bendim ama Devran dişlerini o kadar sıkıyordu ki ağzında diş kalmayacaktı neredeyse.

Kolumun yanması ve ağrısı biraz hafifleyince üstümü düzeltip kahvemi içtim.

Çizim yapmak için odadan çıkacağım sırada tekrar kapının çalmasıyla sekreter aldığı komutla içeriye girdi.

Elinde bir buket çiçek vardı. "Ayliz hanım bu sizin için gelmiş" diyerek çiçeği masaya bırakıp çıktı.

AYLİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin