30 ও

179 27 21
                                    

Hyunjin her yerde küçüğünü aramaya başlamıştı, farklı sınıflara hatta lavobalara baktı fakat bir türlü onu bulamadı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hyunjin her yerde küçüğünü aramaya başlamıştı, farklı sınıflara hatta lavobalara baktı fakat bir türlü onu bulamadı.

Aklına erkek arkadaşının üzüldüğünde gittiği bir yer geldi, çatı.

Çatıya çıkıp gökyüzüne bakarak babasıyla konuşmayı sevdiğini biliyordu. Bu yüzden hızlı adımlarla çatıya çıktı.

Çıktığında Seungmin'i görmüştü, tahmin ettiği gibi gökyüzüne bakıyordu ama bu sefer gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

"Prenses?"

Hyunjin, küçüğüne seslendi ama Seungmin tepki vermedi.

Ardından büyük olan prensesinin yanına oturdu ve onu kendisine çevirerek gözyaşlarını sildi.

"Artık ağlama, güzel bebeğimin ağlamasını istemiyorum."

Seungmin'in dudakları titredi daha çok ağlamak istiyordu, Hyunjin ise küçüğüne güven verici bir şekilde sarıldı.

"A-ağladığım için özür dilerim."

"Özür dilemene gerek yok prenses, sakin ol tamam mı?"

Küçük olan karşısında ki bedenin göğsüne kafasını gömdü ve sakinleşmek için onun kokusunu içine çekti.

"Beni babanla tanıştırmaya ne dersin?"

Birbirlerinden ayrıldılar ve Seungmin gözyaşlarını silerek gökyüzüne baktı.

"Merhaba baba, seni biriyle tanıştırmak istiyorum. Bu erkek arkadaşım Hyunjin, umarım erkeklerden hoşlandığım için bana kızmazsın. Onu çok seviyorum, beni çok mutlu ediyor. Seni çok özlüyorum baba ama Hyunjin bununla başa çıkmama yardım ediyor, o benim hep yanımda."

Seungmin'in hıçkırıkları arasında söyledikleri şeyler büyük olanı da duygulandirmisti. Bunu dinlemek Hyunjin için acı vericiydi, neredeyse ağlayacaktı.

-Flashback-

"Ağlama oğlum."

Bay Kim, Seungmin'in gözyaşlarını silmek için dizlerinin üstüne çöktü.

"B-beni cezalandırıyor."

Karısının oğlunu ses yaptığı için oyuncaklarla oynamasına izin vermediğini biliyordu.

"Bunun için ağlamana gerek yok Minnie."

Babası Seungmin'i kucağına alarak sırtını ovuyordu. Daha sonra kapının çarpma sesini duydu, karısının sarhoş olduğu için yüzünde ki ağır makyaja baktı.

"Haneul, neden o kaltakla ilgileniyorsun?"

Bay Kim, karısının dediği şeye yüzünü buruşturmuştu.

"Ona öyle deme."

"Ben onun annesiyim, istediğim şeyi derim."

Seungmin tekrar ağlamaya başlamıştı, Haneul ise daha fazla dayanamayarak oğlunu da alarak kendilerini odaya kilitledi. Çünkü oğlunun daha fazla annesini bu şekilde görmesini istemezdi. Karısı ise bir yandan bağırıyor bir yandan kapıya vuruyordu.

"Yah! Seni piç kurusu, buna nasıl cüret edersin?! Ah lanet olsun sen zaten iyi bir baba değilsin!"

Karısının dediği şeyler Bay Kim'in canını acıtıyordu ama yine de oğlunun yanında güçlü kalması gerekti.

-Son-

~~~~

"Bay Kim, ben Hyunjin. Merak etmeyin oğlunuz benimleyken güvende."

Seungmin'e dönerek onun yanağına hafifçe dokundu büyük olan.

"Seni seviyorum Seungmin, artık acı çekmeyeceksin söz veriyorum."

Seungmin, Hyunjin'in dudaklarına derin bir öpücük kondurdu.

Hyunjin için bu öpücük tüm acısını dindirebilirdi, bu yumuşak dudaklar ona her şeyi unutturabilir.

Birbirlerinden ayrıldıktan sonra gözlerinin içine baktılar.

"Senin için her şeyi yaparım prenses."

~~~~

Uzun zaman olduğu için fici unutmuş olabilirsiniz, önce ki bölümleri gözden geçirin derim♡

Drunken Start -HyunminWhere stories live. Discover now