19 ও

452 58 24
                                    

Okul yeni bitmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Okul yeni bitmişti. Jeongin, Felix'in evine gidiyordu. Felix bugün okula gelmemişti sözde hasta olduğunu söylüyordu. Fakat Jeongin buna inanmamıştı.

Felix'in iyi olmadığını düşündüğü için huzursuz hissediyordu. Ya Felix üzgünse? Ya ciddi bir hastalığa yakalanmışsa?

Bu düşünceler Jeongin'i daha çok endişelendirdi ve adımlarını hızlandırdı.

Jeongin, Felix'in evine gelmişti kapıyı çaldı ve karşısına çilleri olan tatlı bir kadın çıktı. Jeongin, bu kişinin Felix'in annesi olduğunu anlamıştı.

"Merhaba, yardımcı olabilir miyim?"

"Merhaba Bayan Lee, ben Felix'in arkadaşıyım. Felix'in hasta olduğunu öğrendim. Endişelendiğim için de geldim. Eğer müsaitse görüşebilir miyim? Değilse başka zaman da gelebilirim."

"Oh hayır hayır içeri gel. Felix bütün gün odasındaydı ve yemeğini yemiyordu. Ona iyi geleceğini düşünüyorum. İçeri girebilirsin." Jeongin, kadının nazikliğine gülümserken içeri girdi.

Eve girdi ve sağına baktığında üzeri yıldızlarla boyanmış bir kapı gördü. Felix'in çizimleri iyi olduğunu bildiği için o odanın ona ait olduğunu anlamıştı.

Kapıyı usulca tıklattı ve gir komutunu alınca kapıyı açtı.

"Selam."

Felix üzerindeki battaniyeyi kaldırdı ve Jeongin'e baktı. Gerçekten İnnie mi gelmişti?

Fakat Jeongin gördüğü manzaradan memnun değildi.
Felix'in ağlamaktan kızaran ve şişen gözleri, dağınık saçları ve ayıcıklı pijamalarıyla berbat görünüyordu.

Jeongin, küçüğünün yanına adımladı ve yatağa oturdu. Felix'i kucağına doğru çekti ve saçlarını nazikçe okşadı.

Felix ise Jeongin'in nazik hareketlerine ağlamaya başladı.

"Şşhh ben buradayım, ağlama."

Felix kendine gelince, Jeongin küçüğünün elini tutarak konuşmayı başlattı.

"Ne oldu hyung? Bana anlatır mısın?"

"Kendimi değersiz hissediyorum."

Jeongin'in kalbi kırılmıştı, Felix gibi mükemmel birisi nasıl böyle hissedebilir?

"Ne? Sana bunu düşündüren ne?"

"S-sadece herkes benden nefret ediyor. K-kimse icin yeterince iyi değilim. İ-insalara yük olmaktan başka yaptığım birsey yok." Dedi felix hıçkırıkları arasında.

Jeongin, Felix'in çenesini tutarak kendisine bakmasını sağladı.

"Hayır, sen yük değilsin. Öyle hissedebilirsin ama yemin ederim ki çok özel ve değerlisin. Benim için mükemmelsin."

"S-sana bunu düşündüren ne? Y-yeterince iyi değilim bile-"

Jeongin, Felix'in dudaklarına öpücük kondurarak sözünü kesti. Felix ise şaşkınlıktan karşılık verememişti.

"Çünkü senden hoşlanıyorum Felix. Aslında senden 3 yıldır hatta belki daha fazla zamandır hoşlanıyorum."

Felix bu itiraf karşısında genişçe gülümsedi ve Jeongin'in yanağını binlerce kez öptü.

"Ben de senden hoşlanıyorum Yang Jeongin."

~~~~

İtiraflarının ardından saatler geçmişti ve hâlâ yatakta yatıyorlardı. Felix, Jeongin'e sarılarak sakinleşmişti. Jeongin ise parmaklarını Felix'in yumuşak saçlarında gezdiriyordu.

"Hyung?"

"Hm?" Felix başını kaldırarak Jeongin'e baktı.

Jeongin daha sonra Felix'in yüzüne dokunmaya başladı. Ardından Felix'in burnunu dürtünce Felix kıkırdamıştı.

"Innie ne yapıyorsun?"

"Çillerini sayıyorum, çok güzeller."

Jeongin, Felix utancından tatlı tatlı kızarırken onun bu haline gülümsedi ve saymaya devam etti. Felix ise Jeongin'in çillerini sevmesinden hoşlanmıştı.

Hayatı boyunca çillere sahip olmak ona garip gelmiş fakat Jeongin için güzellerdi. Önemli olan buydu...

Felix, Jeongin'in gözünde çok güzeldi. Onun her parçasını çok seviyordu.

Drunken Start -HyunminWhere stories live. Discover now