気持ち悪い景色

71 10 44
                                    

"Kimochiwarui Keshiki"
"Disgusting Scenery"

Oda sonraki birkaç gününü bara gitmeyi planlamıyor olsa bile, barın olduğu mahellenin sokaklarını gezerek geçirdi. Çocuk o sabah evden kaybolduğundan beri, belki bir daha karşılaşma umuduyla aynı yerleri gezmeye devam etti Oda.

Tabii, tam olarak bir umut sayılmazdı bu. Çünkü çocuğu yeniden orada görmesi yeniden başına bir iş açtığı ve berbat durumda olacağı anlamına gelirdi. Oda'nın istediği tek şey ise, olurda yine aynı duruma düşerse ona yardım edebilmek için bulabileceği bir yerde olmasıydı.

Çocukla ilgili bilgisi, dış görüşünüşü ve kendi teorileri hariç, sıfır olduğu için bazen onu nerede arayacağını bile bilmiyordu Oda. Başına bir şey gelse bile o mahallenin sokaklarında olmayabilirdi. Hatta, onu aramasında bile bir anlam bulamıyordu. Rastgele bir gece, rastgele bir sokakta şans eseri bulduğu rastgele bir çocuk için bu kadar endişe etmesi ne kadar doğru, doğruyu geçersek mantıklıydı ki? Bu işten ne bir çıkarı ne de bir kaybı vardı. Ama sanırım Oda daha çok, her hangi bir kaybı olmamasına dayanarak çocuğu aramaya devam ediyordu.

Onu buldu da. Onu ikinci kere bulduğu zaman ilki kadar olmasa da miden bulandırıcı bir haldeydi.

-

İsteksizce yine aynı döngüyü izleyen Oda, kendini ikinci kere sabahlayacağı bir gecede bulmuştu.

Çocuğun bedenindeki sargılar değiştirilmişti. Ondan aldığı sargıların en azından işe yaradığını görmek güzeldi. Ama sargıları yeniden kullanmasına sebep olacak bir durum olmuş olması, keşke hiç kullanmasına gerek olmasaydı düşüncesini döndürüyordu Oda'nın aklında.

Çocuğun kıyafetleri kelimenin tam anlamıyla leş bir haldeydi. Üzerine kusulmuş ve salyası her yere akımıştı. Ağzından çıkmaya başlamış köpükler de cabası. Bu sefer yerde can çekişirken değilde, direk baygın bir şekilde onu bulmuş olduğu için Oda ne kadar şanslı olduğunu düşündü kendi kendine. Biraz daha öyle kalsaydı kim bilir başına neler gelecekti.

Kendi kusmuğunda boğulabilir, vücudu desteksiz ve kan akışı yavaş olduğu için donabilir, doz vücuduna fazla geldiği için kalbi bir daha atmamak üzere durabilirdi. Hepsinin sonu ölüme çıkıyordu ve Oda, daha bu kadar genç olan bir çocuk için bunu düşünmek bile istemiyordu. Bu düşünceleri kafasından ne kadar atmak istese de, gözlerinin önündeki mahvolmuş görüntü sadece o düşüncelere daha da fazlasının eklenmesine sebep oluyordu. Kaçış olmadan seni lanetleyen hayaletler gibi hep başının etrafında dolanıyordu hepsi.

Bu sefer izin beklemeden çocuğun üzerini değiştirdi Oda. O berbat kıyafetlerle oturmasına daha fazla gerçekten gönlü el vermiyordu. Sadece iç çamaşırını bırakıp diğer her şeyi banyoya yıkamak üzere attı Oda. Onları çamaşır makine atarsa makineyi bile tıkayabilecek kadar çok kusmuk ve pislik vardı orada. Oda tiksinmiyordu, sadece çamaşır makinesine acıyordu. Kabasını eliyle aldıktan sonra yine makineye atacaktı sonuçta.

Sargılarını istemeye istemeye değiştirdiği hala adını bile bilmediği çocuğun. Tahminleri tutmuştu. Kolları büyük olasılıkla kendi eseri olan kesiklerle doluydu. Ancak diğer sarılı yerler için aynı şey söylemezdi. Bacakları ve boynu morluklarla kaplıydı. Hatta bazı izler yeşermeye bile başlamıştı. Bu da sözde ailesinin işi olmalıydı. Gözünü neden sardığını anlayamadı ama Oda. Etrafında herhangi bir yara görmedi. Ve göz kapağını hafifçe kaldırdığında ise ışığa düzgünce tepki verdiğini gördü. Rengini kaybetmiş gibi de görünmüyordu. O yüzden orayı yeniden sarma gereği duymadı. Belki sadece anlık bir durum dolayısıyla sarılmıştır sonuçta.

Ağzından hala hafif hafif akmaya devam ettiğini bildiği köpükler boğazına kaçmasın diye ağzını sürekli açık tutuyordu çocuğun Oda. Bu da salyasının da kontrolsüzce akmasına sebep oluyordu. Sorun etmedi ama. Dış kirler her zaman tenizlenebilir sonuçta. Şu an bu çocuğun hayatta kalmasından daha önemli değildi biraz temizlik.

Neyse ki ikinci sefer ateşi çıkmadı çocuğun. Yine de bilincinin kapalı olduğu süre boyunca soğuk terler akıtıp durdu. Sayıklıyor gibi sesler çıkardı bazen. Kabus görüyor olmalıydı. Kendini,acımaktan alı koyamıyordu Oda. Bu yaştaki bir çocuğu bunlara maruz bıraktığı için gökyüzündeki sözde tanrıları asla affetmeyecekti.

Zaten tanrılar herkese eşit değildir. Dua etmen, inançlı olman veya iyi bir insan olman tanrıların seni sevmesini sağlamaz. Onlar sadece bir gösteri ister. Tanrıların favorisi olmak istiyorsan, onları sürekli olarak güzelce eğlendirmen gerekir. Yoksa varlığın bile unutulmuş bir şekilde kenara atılırsın. Yukarıda bir tanrı olduğuna inanmıyordu Oda, ama varsa bile böyle işlediklerine fazlasıyla emindi.

Oda Sakunosuke, Dazai Osamu'nun bir kenara atılıp unutulmuş benliğine bir anlam katmak için elinden geleni yapmak istediğini hissetti.

Yaptı da.





cinnamon boyWhere stories live. Discover now