"Kahve alırım."

"Tamamdır." Lena dönüp giderken Seçil onun kıçını gördüğüne yemin edebilirdi. Seçil'in pantolon içine giymeye zor alıştığı tangayı, Lena yatarken falan da mı giyiyordu?

'Nasıl evde böyle dolaşabilirsin ya?' diye mırıldandı kendi kendine. Oturduğu yerde ürpererek titredi. O asla böyle olamazdı. Seçil için çıplaklık sadece yatak odasında olurdu. Yapabileceği en iddialı şey ayıcıklı pijamasıyla salona kadar gitmek olabilirdi.

'Bambaşka dünyalarda büyüdüğünüz için şunu anlamaman normal. O da seni anlamaz zaten. Ama bu sana onu yargılama hakkı vermiyor. Onun gibi modern bir dünyada büyümüş insanlar bu şekilde yaşıyor, kabul etmen gerek' dedi sinir bozucu iç sesi ona.

Bir iki dakika sonra Lena'nın gelmesini beklerken, koridorun diğer tarafından saçlarını kurulayarak Aris geldi. Seçil ağzı açık ona bakarken, Aris kafasını salona çevirmediği için onu fark etmedi bile. Salonu pas geçip mutfağa doğru giderken "Sen hala burada mısın? Dersim başlayacak birazdan," diye seslendi Lena'ya doğru.

Adam bildiğin altında havluyla, üstünden sular süzüle süzüle geçip gitmişti. Seçil'se olduğu yerde kıpkırmızı kesilmiş, onu gördüğünü çaktırmamak adına nefes bile almamıştı. Panikle telefonunu eline alıp ona dalmış gibi yapmaya karar verdi.

Lena "Seçil geldi bile! Ben karşıladım, görmedin mi salonda? A-ah? Aris böyle mi geçtin kızın önünden?" dedi. Bir da kahkaha patlattı. Seçil Lena'nın yüksek sesle konuşmamasına rağmen onu duydu. 'Aris'in dinine küfreden Müslüman olsa bari' dedi içinden kendi kendine. Sonra ikisinin de Müslüman olmadıklarını hatırlayınca atasözü kendi kendini imha etti.

Aris "Seçil geldi mi?!" diye bir çıkış yaparken mutfaktan çıkıp salonun önüne geldi. Lena arkasından bir kahkaha daha patlattı. "Git git, tam görmediyse komple görsün!"

Aris ancak Lena gülerek böyle bir uyarıda bulununca yaptığı hatanın farkına vardı. Seçil de o kadar telefona bakmaya kendini hazırlamıştı ama boş bulunup kafasını çevirme gafletinde bulunuverdi. Baktığı gibi tekrar panikle önüne döndü.

"Aris lütfen üstüne bir şeyler geçirir misin? Hatta kız arkadaşını da bir çıtır uyarırsan çok iyi olur..." diye mırıldandı sadece onun işiteceği şekilde. Elini yüzüne siper ederek tamamen camdan tarafa döndü Seçil. Aris şoktan ancak üç saniye sonra çıkabildi ve duvarın arkasına saklandı. "Pardon! Pardon Seçil ben görmedim seni. Erken gelmişsin. Dur şimdi toparlanıyorum. İki dakika ver bana. İki dakika!"

Koşarak odaya gidip giyinirken içinden küfürler etti. Lena buradayken—hele de bu haldeyken—Seçil'le denk gelmelerini istemiyordu. Utanmadan karşısına gecelikle çıkmıştı. Daha da kötüsü kendisi de üstünde sadece havluyla çıkmıştı. Kendisi duştayken Lena'ya toparlanıp gitmesini tembihlemişti ama giyinmemişti bile.

Üstüne bulduğu ilk şeyleri geçirdikten sonra saçlarını havluya hızlıca kurularken Lena odaya girdi. Lena odaya girer girmez ona sitemle baktı Aris. "Lena... kapıyı böyle mi açtın? Sana inanamıyorum! Senin gitmiş olman gerekiyordu ayrıca. Duşa girmeden sana söylemiştim."

"Bende ne varmış? Gecelik var üstümde. İnsanlar beni podyumda, fotoğraflarda bundan daha çıplak görüyor. Ayrıca o bir kız. Asıl sıkıntı sensin burada farkındaysan..." Lena da soyunmaya başladı. "Merak etme, üstümü değiştirip çıkacağım şimdi. İki saat gitar dersine katlanamam sanırım," dedi gözlerini devirerek. Aris sinirden dilini ısırarak odadan çıktı ve salona geri döndü. Seçil tespih böceği gibi dertop olmuş, telefonuna bakıyordu. Kız artık herhangi bir yerden çıkabilecek çıplak birine karşı önlem almış gibi duruyordu.

Etkili AnlaşmaNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ