"Canım."

Öyle bir iç çekti ki göğüsünde peyda olan o dalgalanma ile deliksiz bir uykunun içinde olan oğlumuzun yüzünde küçük bir alarm belirdi.

Tam karşımdaki koltukta oğlumuzun göğüs ve karın  kaslarına rağmen  rahat bir uyku  uyuyabileceği şekilde oturmuştu.Ona canım diye seslenen dudaklarımı kıvrım kıvrım izleyen gözlerinde çıralar samanlığı yakıyordu.Bir müddet beni öyle izledi ardından aynı anda o dalgınlığı  bakışlarından çekti .

Bir kez daha Amar'ın kınalı avucuna baktı.
Sonra sol bacağının üstüne  geniş elini yavaşça koydu.

"Gelsene güzelim ,"

İyi alışmıştı ikimizi birden kucağına almaya.
Ya Amar büyüdüğünde ne yapacaktı?
Galiba Amar kendisi kadar olsa bile göğüsünün yarısını hep ona saklayacaktı.

Aramızdaki orta sehpanın gümüş yüzeyinde bir ayna vardı o aynanın üstünde duran,ona dakikalar önce içmesi için  doldurduğum o sıcak çay muhtemelen şuan buz gibi olmuştu .

Amar'ı severken ,ona dokunurken çok sevdiği çaya,hatta bazen aç bile olsa ekmek ve suya bile sırt dönüyordu.Ya da unutuyordu. ...

Narin yeşil çaydanlıklarda masadaydı.
Çayını tazeleyip bardağı eline uzattım .
İnce belli bardağı tutmak yerine bileğimi yavaşça kavradı .Ona eşlik edip ayağa kalktım ve ben dizine oturana kadar nabzımı okşamayı hiç bırakmadı.

"Çayı masaya koy."diye fısıldadı .

Uzanıp çay tabağını masaya bıraktım yalnızca bardağı elimi aldığımda sıcak olduğunu hissettim.Ve üflemeye başladım .Sırtımda gezinen eli belimi kavradı.Ona doğru uzanmamı beklediğini biliyordum.

Ama kalın dudaklarının kuruluğu gözümden kaçmamıştı.Zaten akşam yemeğinde evde değildi ,ne kadar bana dışarda yemiş olduğunu söylesede eminim bir şeyler yiyip içmekle vakit kaybedeceğini düşünüp soluğu hemen burda almıştı .

Bebeğimize,bana kollarında adadağı ve adayacağında şüphe etmediğim koca bir ömrü vardı .

Sırtım ona dönük olacak şekilde tek dizinde oturuyor olsamda belimi çevirip ,yüzümü  ona doğru döndüm .Amar 'ı iyice sağ tarafına çekmiş benim içinde soluna doğru düğmeleri açılmış gömleğinin üstünde yer bırakmıştı.

Dikkatle üfleyerek biraz sıcağını almaya çalıştığım çayı ona uzattığımda başını gövdesiyle eş zamanlı olarak biraz daha  doğrultu.

Bir yudumu elimden alıp sonra da bardağı kendi parmakları arasına çekti.

"Vakit kaybettiriyorsun Geşa."

Hızla sıcak çayı boğazından aşağı yollayıp boş bardağı yeniden parmaklarıma tutuşturdu."Yarın yine Van'a gitmem gerekiyor .Ve bu kez Amar'ın yola çıkması doğru olmaz.Daha yeni sünnet oldu  sonuçta ,sende burda kalacaksın demek oluyor bu .Gelde bana iki gece yetecek kadar  sarıl."

Bunlardan haberim vardı tabii ki.
Bardağı masaya bıraktığım gibi beni de yan vaziyette göğüsüne yatırdı .

"Akşama dönersin ."

Elimi Amar'ın üstüne uzattım.
Artık yaz aylarında olsakta odamızın bir saunadan farksız olmasının sebebi Hazerani'nin evinin ısısı konusunda gereğinden fazla uyarıcı olmasıydı.

Hiçbir şey örtmediğimiz halde bembeyaz sünnet elbisesinin altında babasının göğüsüne uzanmak oğlumu terletmişti .
Şakaklarındaki nemli saçları parmak uçlarımla kurulayıp ,bebeğimin şişkin yanağını yavaşça avucuma aldım.

BEYLERBEYİ HAZERANİWhere stories live. Discover now