Son attığı mesaja gülümseyerek görüldü attım

Gülümseyerek görüldü attın?

Kendime kapının yanındaki aynadan son kez bakıp küçük kol çantamı da alıp kapının önüne çıktım, güzel olmuştum sanırım. Böyle giyinmeye çok alışık olmadığım için ilk başta gözüme tuhaf gelse de gayet güzel göründüğümü fark ettim. Sırıtan veya kötü duran bir şey yoktu.

Merdivenleri üçer beşer aymayafak indikten sonra apartmanda çıktığımda karşımda arabasına yaslanmış, kollarıbı göğsünde birleştirmiş ve direkt olarak olduğum yere bakan Akgün'ü gördüm

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।


Merdivenleri üçer beşer aymayafak indikten sonra apartmanda çıktığımda karşımda arabasına yaslanmış, kollarıbı göğsünde birleştirmiş ve direkt olarak olduğum yere bakan Akgün'ü gördüm. O an onu sandığımdan daha fazla özlediğimi fark ettim. Dayanamadım ve koşar adımlarla yanına yaklaşmaya başladım. O da ne yapacağımı anlamış olacak ki sırtını yasladığı arabadan ayrılıp kollarını iki yana açarak beni kucakladı. Anında ellerimi boynuna doladım ve Akgün'ün boyu sebebiyle bir iki saniye kadar havada kaldım. Ayaklarım yere değdiğinde bu sefer o bana doğru eğilmek zorunda kalmıştı. Başını omzum ve kafam arasında kalan yere gömüp boğuk bir sesle konuştu.

"Çok özlemişim." Hâlâ boynunda duran parmaklarımla aşağı yukarı hareketler yapıp ben de aynı şekilde karşılık verdim.

"Ben daha çok özledim." Ayrılıp üzerimi uzun uzun süzdüğünde utanıp sevimlice gülümsedim. Acaba beğenmiş miydi, sorsa mıydım ki?

"Çok tatlı ve güzel olmuşsun." Gözlerimi kaçırıp teşekkür ettim. Utanmıştım. Akgün bir iki saniye bekleyip aniden dudaklarını sertçe yanağıma bastırdı, bir yandan da elleriyle çenemi tutuyordu. İster istemez yüzüne bakmak zorunda kalmıştım.

"Yanakların kızarınca çok öpülesi görünüyor." Utanıp bir şey demeyeceğimi anladığında arabanın kapısını açıp bana içeriyi işaret etti.

"Hava kararmadan gidelim." Dikkatlice koltuğa oturduğumda kapımı da kapatıp şoför koltuğuna geçmişti. Gidene kadar sabredebileceğimi sanmıyordum, meraktan çatlayabilirdim.

"Nereye gideceğiz ki?" Ana caddeye çıktığımızda ban bakmadan konuşmuştu.

"Sürpriz."

"Azıcık ipucu versen peki?"

"Hayır, zaten yirmi dakikaya gideriz. Sabret birazcık." Oflayıp pes eder gibi kafa salladım. Akgün ile sohbet etmek istiyordum çünkü arabada hiçbir ses yoktu fakat araba kullanırken dikkatini dağıtmak pek hoş olmazdı. Bu yüzden daha önce nasıl yapılacağını öğrettiği tuşlara basarak arabayı telefonuma bağladım ve rastgele bir şarkı açtım. Akgün biliyor muydu bilmiyordum fakat çok sevdiğim bir şarkıydı.

BAŞSAVCI || Yarı Texting जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें