6

2K 191 302
                                    

Jungkook, Minji'yle çıkmıştı evden. Jungkook' eve geldiği zaman oturup düzgünce konuşmak istiyordum.

Mutfağa ilerledim su içmek için, mutfak penceresinden gördüğüm görüntü ile bakışlarım dondu.

Areum buraya gelmişti. Ve Jungkook'la konuşuyordu. Hızla yanlarına gittim.

-Ne işin var senin burda!

Jungkook'un dolu gözleri bana döndü.
Ah! Her onu böyle gördüğümde kalbim acıyordu. Siktiğimin sürtüğü hangi boktan sebep yüzünden gelmişti merak ediyordum.

-Taehyung, sakin ol bebeğim...

Minji ağlamaya başlamıştı. Jungkook onu kucağında düzeltip eve doğru ilerledi.

-Jungkook.

Söylediğim şeye kulak asmayıp eve girdi.

-Sikik kadın! Ne arıyosun sen burda!

-Kes bı sesini amk! Ben sanki çok hevesliyim buraya gelmeye! Orda beni sik gibi bıraktın lan! Ekmek alıcak param yok!

Cebimden bir miktar para çıkartıp avucuna tutuşturdum.

-Al şunu siktir git şurdan! Bi dahada karşıma çıkma!

-Ulan sen ne adi herifsin amk! Kim verirse gitmeye başlamışsın artık! Benimki kesmedi mi paşam seni! Jungkook'un kisi daha mı cazip geldi!

-Bana bak kadın! Elimden bı kaza çıkmadan siktir olup git şurdan!

-Allah belanı versin senin götümün Taehyung'u!

Arkasını dönüp hızla yürüdü sürtük kadın. Cidden çıldıracaktım.

Evin kapısını çaldım fakat açmadı Jungkook.

-Jungkook bak-

Kapının açılmasıyla cümlemi kesmiştim.

-Taehyung, burda olman doğru değil. Ben..şimdi konuşmak istemiyorum.

-Jungkook-

-İstemiyorum dedim.

Tam kapıyı kapatacağı sırada onu durdurup kapının kenarında olan bileğini kavradım. Jungkook ilk donup kalsada konuştu hemen.

-Taehyung bırakırmısın.

-Beni dinlemek zorundasın. Bu şekilde kaçamazsın.

-Kaçmıyorum!

-Oturup dinle o zaman beni!

-Bağırma bana!

-Bağırırım!

-Kimsin sen!? Bana bağırma hakkını kim veriyo sana!

-Kimmiyim ben!? Sevgilinim! Tabiki bağırırım!

Güldü bi süre Jungkook.

-Başkasının tenine dokunurken de sevgilinmiydim Taehyung!?

-İsteyerek olmadı!

-Beni terketmendemi isteyerek değildi?!

-Zorundaydım!

-Neye zorunluydun Taehyung! Beni mahvedip gitmeye kim seni zorladı!?

-Bak... Bunları oturup uzunca konuşuruz ama şimdi değil.

-Ben şimdi konuşup hemen burdan gitmeni istiyorum Taehyung.

-
Jungkook'u binbir lafla eve sokmuş,
Minji'yi yurda ben bırakmıştım.
Eve geldikten sonra masaya geçmiştik Jungkook'la.

-Dinliyorum.
Dedi korka korka.
Derin bir nefes alıp başladım konuşmaya.

-O kadının.. yani Areum'un kocası bizi o gece görmüştü. O günden sonra beni rahatsız etmeye ve tehtidler yağdırmaya başladı. Seninle, ailemle, arkadaşlarımla tehtid etti beni. Bende kaçmak zorunda kaldım. Sana gerçekleri söyleseydim yıkılırdın diye düşündüm. Bu yüzden tutuklanmışım gibi gösterdik sana olayı.
Ama yemin ederim senin böyle daha çok incineceğini düşünemedim. Unutursun dedim. Ama...

Dinlediği andan itibaren gözleri ıslak ıslaktı.

-Unutmak? Ben...
Hıçkırdı dayanamayıp.

-Ben seni nasıl unuturum Taehyung...
Dedi gözyaşları içerisinde. Benimde gözlerim dolmuştu onu bu halde görünce.

-Ben seni unutmayı aklımın ucundan geçirmezken sen beni unutmayı denemişsin o kadınla...

-Biz bu muyuz Taehyung! Söylesene! Benim sevgim bu kadar unutulmaya yüz tutmuş, küçük bir sevgimiydi!

-Jungkook... İnan bana pişmanım. Ne desem bilmiyorum. Ama yemin ederim pişmanım. Gittiğim günden beri hep aklımdaydın, kabuslarımdaydın, seslerini duyuyordum Jungkook.

Bı süre öylece ağladı sessizce.

-Çok mu çirkinim?

-Ne?

-...

-Hayır. Hayır değilsin.

-Peki neden başkasını istedin Taehyung?

-Ben...

Ne söyliyecektim şimdi ona. Senden soğudum diyemezdim. Onu iyileştirmeye gelmişken daha beter edemezdim. Ama...belkide bu benim bahanemdi. Ona onu sevmediğimi söylemek gelmiyordu içimden. Bu ilk defa oluyordu. Ve içimi rahatsız ediyordu.

-Bana bir sebep söyle.

-Seninleyken bir çocuğum olmazdı...

-Tek sorun bu muydu?

Kuru bir "evet" diyebildim yanlızca.

-Ben, bilmiyorum belki çok yüzsüzce ama...

-Ama?

-Jungkook, ben seni geri istiyorum...

I'm not like you leftWhere stories live. Discover now