21. Bizim romanımız

1.9K 235 93
                                    

Bu yaşıma kadar beklediğim huzurun bu olduğunu bilmiyordum. Yanımda deli gibi hoşlandığım çocuk otuyorken, havanın soğukluğuna  rağmen omzuma değen omuzun sıcaklığı bütün bedenimi sarmıştı.

İkimiz de birbirine temas etmek için çıldırıyorduk. Vücudunun verdiği tepkilerden onunda benim gibi hissettiğini anlayabiliyordum.  Fakat ikimizde bir adım atmak yerine küçük temasla huzuru hissediyorduk.

Sahile gelmemizin üstüne bir saat geçmişti. Konuşmalarımız uzun sürmüyordu,  yüz yüze konuşmak mesajla ya da görüntülü konuşmak kadar kolay değildi.

Genel olarak taşındıktan sonra düzen hakkında konuşmuştuk. Benimle zaman geçirmek için uykusu ile savaş veriyordu. Ona daha fazla eziyet etmek istemiyordum ama onu  yeni bılmuşken hadi git uyu da diyemiyordum.

Bu saatten sonra onu İstanbul'a gitmek için yolla bırakamazdım. Bizim eve davet etmek istiyordum.  Gelmez diye korkuyordum.  Ailemden çekiniyordu. Sabah ablam ve babam işe gittiği için sadece annem ile iletişime geçecekti. Bu pek sorun değil gibi dursa da asıl olay annemdi.

İkimizde sessizce siyaha bürünmüş denizi izlerken başımı ona çevirdim. "Uykuyla savaşıyorsun resmen." dedim.

Bakışlarını denizden çekti. Dudaklarında beni huzur denizine daldıran kıvırmayla bana baktı. "Her şey sana değer." dedi.

Gülümsemesine karşılık verdim. "Ama bana sağlam bir Sarp lazım." dedim.

Gözleri uykusuzluktan dolayı kan dolmuştu. Hafta sonu işteki sorun yüzünden hiç uyuyamayaşı ve şimdi benim yüzümden bu süreç sürmesi kötü hissettiriyordu.

"Hmm." diye mırıldandı. Gözlerindeki yoğun duyguya dalıp gitmemek elde değildi. "Seni izlemem lazım, büyülü gibisin." dedi.

Donup kaldım. Bazen öyle laflar ediyor ki dakikalar geçse de nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. 

"Tabi kendinden bir habersin." diye mırıldandım.  Gülümsemesi büyüdü. Bak ya nasıl da güzel gülümsemesi vardı.

Dayanamadım elimi kaldırdım ve yanağının yasladım. Kirli sakarları avuç içime batarken bile bu hissi güzel buldum. Yavaşça okşadım.

Sessize bana bakmaya devam ediyordu. Baş parmağım yanağını okşarken dudağına getirdim.  Yumuşak, kuru dudağı parmağımın ucunda hissettiğimde kalbim heyecandan kasıldı.

"Konusu ve karekteri mükemmel olan bir kitaba sıkışmış gibiyim." dedim. "Sonuna gelmek hiç istemiyorum."

Elini, yanağındaki elime yaslayıp okşadı. "Yazılmaya devam eden bir kitap içindeyiz şair çocuk."

Elimi tutup yanağından uzaklaştırdı.  Kısa bir süre birleşen ellerimizi izledi. Baş parmağı ile elimin üstünü okşuyordu.  "Uzun zamandır tamamlanması gereken bir deklem gibi değil miyiz?" dedi kısık sesiyle.

"Öyle." dedi. Diliyle dudağını yalayıp başını kaldırdı. "Ne kadar bana inanırsın bilmiyorum ama ilk defa bu kadar yoğun hissediyorum. Bir parçam seninle olmak için çıldıryor."

"Peki diğer yarın ne diyor?" dedim. İkimizde ortamda oluşan yoğun duygudan dolayı birbirimize dalıp gitmiştik.

"Bunun bir çılgınlık olduğunu söylüyor."

"Bu zaten bir çılgınlık değil mi?"

"Neden çılgınlık olsun?" dedi.

"Şimdi düşünelim." dedim ve düşünür gibi başımı havaya kaldırdım. Beni gülümseyerek izliyordu.  Hâlâ ellerimiz birbirine bağlıydı.

Özgürüz İkimizdeWhere stories live. Discover now