26. Muslera romantikliği bozar mı

1.3K 146 88
                                    


Yarım saat önce İstanbul'a gitmek üzere arkadaşlarımla yola koyulmuştum. Sonunda o büyük gün gelip çatmıştı, yarın iş görüşmem vardı.

Ercüment işimin hal olduğunu, sadece formalite olarak görüşüleceğini, işi anlatacaklarını belirtmişti. Bundan olsa gerek iş görüşmesi için fazla gergin ve heyecanlı değildim.

Beni asıl heyecanlandıran şey, Sarp ile yan yana geleceğimiz olmasıydı. Geçen onunla konuşmamızın üzerine aramızdaki ilişkide daha sağlam bir adım attığımızı hissediyordum.

Kendimizi ifade ederek, birbirimize olan duyguların şüphelerini azaltmış olmuştuk. Sözlerle sınırlı mı değil mi kısa zamanda karar vermek zayıf bir düşünceydi, birlikte yaşayarak anlayacaktık ve tanıyacaktık birbirimizi.

Bilal'in arabası ile gidiyorduk. Ailemin gelmesinin gerek olmadığını söylemiştim. Taşındığımız zaman  evi ve ortamı göreceklerdi. Onlardan önce görmem gerekiyordu.

Onunla yaşama fikri  kalbimi alt üst ediyordu resmen. Fazla uçuk ihtimal gibi dursa da zaten başından beri hasbelkader bir aşktı bizimkisi. Bu yüzden gelişi güzel yaşamak tehlikeli olsa da akışına bırakmıştım.  İhtiyatlı davranacaktım ama onunla aşkı da tadacaktım. Karşıma çıktıysa eğer Sarp, önemli anlara şahitlik edecektim onunla, deneyimleyecektim ve yaşacaktım.

Aylarca tanıyorduk birbirimizi, aylarca flört etmiş sonunda tam anlamıyla birbirimize sevgili diyebilmiştik ve bu süreçte sadece bir kere buluşmuştuk.

Her fırsatta birbirimizi görebilirdik, elimize şanslarda geçmişti fakat böyle olmasa belki de en iyisiydi. 

Arabanın içinde sadece Kerim'in sesi hakimdi. Ona arada tepkiler veriyor genelde gülüyorduk. Önde Lara oturuyor sessizce akan yolu izliyordu. 

Başta gelmek istememişti, iş yerinde yaşadığı sorunlardan dolayı şu sıralar mutlu değildi. Bir yıllık  çalışan olacaktı yakında fakar yeterince dişini sıkıyordu. Yaşadığı psikolojik baskılardan dolayı sosyal hayatımdaki o enerjik kız gitmiş, gende bitkin, evden çıkmayan ve sadece dinlenmeye odaklanan biri haline gelmişti.

Deneyimli biri olmak için çabalıyor ve gelişmeye çalışıyordu fakat ofisindeki şefinin narsist kişiliğinden dolayı sabırı sınırdaydı. Kafası dağılsın diye bizimkilerle zorla arabaya bindirmiştik.

Zaten akşam tekrar geri döneceklerdi. Sarp'ın arkadaş grubu ile anlaşmışlardı. Gelmeleri iyi olmuştu benim açımdan.

Bizimkiler konuşurken telefona gelen bildirimle telefonu açtım. Sarp'tandı mesaj.

Sarp: Bu ibne zaman başka zaman hızlı geçerdi.

Sarp: On saattir sadece bir saat geçmiş.

Attığı iki mesajla gülümsedim. Cidden bana da şu an zaman yavaş akıyormuş gibi geliyordu. Neden hep böyle olurdu? Neden heyecanla beklediğimiz anlara ulaşmak için zamanın işkencesine maruz kalırdık? Zaman aynı akar yoksa biz mi çok fazla saatti kontrol ederdik...

Murat:  Sorma sorma sanki mesafeler hâlâ aynı gibi

Sarp: Bende yola çıkayım,  ortada buluşalım

Murat: yok artık sjakshsdj

Sarp: Bizimler geldi, Ercüment, kanka kudurma motorla hemen gidip alayım diyor

Sarp: Bunlarında diline düşürdün ya beni

Sarp: Gel buraya acısını çıkaracağım.

Murat: Korkmalı mıyım?

Sarp: Yani

Murat: Konu sensen her duygular siliniyor tek bir duygu baskın şu an

Özgürüz İkimizdeOù les histoires vivent. Découvrez maintenant