1

261 23 68
                                    

Acele ile evden çıktım, dersin başlamasına 5 dakika kalmıştı ve jungkook sürekli mesaj atıyordu, edebiyat fakültesi neden erken başlıyordu amk.

Kanatlarım hızlı hareket etmekten ağrımıştı, en nefret ettiğim ama mecbur kaldığım kestirmeyi kullanmalıydım, su yolundan geçmeliydim yoksa jungkook beni, namjoon da jungkook'u parçalardı.

O tarafa döndüm ve daha da hızlandım, köşeyi döndüğümde biri ile çarpıştım

Savrularak düşmeye başladım ama bana çarpan ortadan kaybolmuştu.

Dengemi sağlıyamıyordum, taşa çarptığımda kanadım dan çıt sesi gelmişti, tanrım kanadım kırılmıştı ve acı saniyesinde felaket şekilde vücuduma akın ediyordu.

Suya düştüğümde acı kıpırdama ma engel olurken çırpınmaya başladım ama nefes almam gerekiyordu, ciğerlerim yanıyordu.

Bir anda tutulup su yüzeyine çıktığımda derin bir nefes aldım, derin nefesler alırken gözlerimi sıkıca kapattım, belim deki ve bacaklarımdaki kollar sıkılaştığında gözlerimi açtım.

Beni tutan deniz erkeğine baktım, kaşlarını çatmış ve sinirli olduğu için yüz hatları gerginleşmişti.

"b-ben teşekkür ederim"

Sesim korkudan titriyordu, biz iki düşman taraftık ve o beni geri suya sokarak öldürebilirdi.

Sinir ile konuştu.

"ne yapıyorsun sen, yüzme bilmiyorsun ve suya mı daldın"

"b-ben düştüm, biri bana çarpınca düştüm, kanadım kırıldı, lütfen yardım et" 

Korkudan ağlıyacaktım.

Göz devirdi, kıyıya yaklaştı ve beni çimenlerin üstüne bıraktı.

"bura da bekle"

kafamı salladım, o ise geri suya girmişti, tanrım siyah gözleri elinde olsa beni boğucaktı, solungaçlı yaratıklar fazla asabiydi.

10 dakika sonra yanında biri ile geldi, beni gösterdi.

"kanadı kırılmış, yardım et"

Siyah saçlıya baktığında siyah saçlıda bana baktı ve kafasını salladı

"kanadını göster"

Yanıma geldi, sağ kanadımı yavaşça açmaya çalıştım ama çok acıyordu.

Elindeki sıvıyı kanadıma sürmeye başladı.

"bu özel bir karışım, yarına iyileşmiş olursun, kanadını açma ve kıpırdatmamaya çalış"

"anladım" 

Siyah saçlı "yoongi onu gideceği yere bırak" 

Sudaki çocuğa baktığında mavi saçlı

"ne, asla olmaz jin" 

İğrenir şekilde bana baktı, kafamı eğdim, her taraf su ile çevriliydi, jin

"beni sinirlendirme yoongi"

Yoongi göz devirdi "lanet şey, gel buraya"

Ellerini uzattığında ellerini tutarak suya girdim, kalçalarımdan tutarak kendine çektiğinde utanmıştım ama kollarımı boynuna ve bacaklarımı beline doladım.

"nereye gidiyorsun" diyerek konuştu.

yutkundum "okula"

İlerlemeye başladı, kafamı omuzuna koyarak etrafı izledim, çok güzel kokuyordu

"balık gibi kokmuyorsun"  

"balık mı?  Soysuz atalarınız bizi böylemi tabirliyor"

kaşlarımı çatarak geri çekildim.

"düzgün konuş, atalarıma saygısızlık yapamazsın" dediğimde durdu.

Siktir.

Belimdeki elini sırtıma koyarak kendine çekti

"beni sinirlendirme kuş, ellerimde ölmek istemezsin"

Soğuk nefesi yüzümü dondururken yutkundum.

"soysuz diyen sendin" 

"soysuz atalarınız bize muhtaçken siktiğim gökyüzü kırallığınız bizden otlanıyordu, daha sonra kendilerine yettiler, bu bizi de mutlu etti ama muhtaç oldukları kaba işeyerek bizi küçük görmeye başladılar, yani götleri kalktı, tarih sizin sikik kitaplarınızda yazandan çok farklı, düzgün araştırmanı öneririm"  

İlerlediğinde boynundaki kollarımı sıkılaştırdım.

"sadece soru sormuştum"  

"biz balık kokmayız, yosun ve nilüfer kokuları daha yaygındır ama ben zambak kokuyorum, kokular anne babaya göre değişir, dişiler çiçek gibi kokar erkekler sadece yosun ve nilüfer, çocuklar ise aileden anne ve ya baba kokusunu alır, ben annemin kokusunu taşıyorum"  

"çok değişik" diyerek kokusunu gizlice soludum, ne kadar kokusunu solusam yetmiyordu.

Sonunda karaya geldiğimizde beni bıraktı, kalktım

"teşekkür ederim" 

Islak üstüme baktım, güldü elini bana uzattı, kapattığında üstümdeki sular anında çekilmiş geri denize düşmüştü, şaşkınca kalırken o suya girerek kayboldu.

Bende okula gitmeye başladım, jungkook ve namjoon beni öldürücekti.

/

Ben yine ne yazdım bilmiyorum

Umarım güzel olur

sope : ryuuKde žijí příběhy. Začni objevovat