Taehyung'un dün alıp odasına yolladığı yatağa oturduğunda hala ağlıyordu ve sırada Hoseok sırtını sıvazlıyordu.

"Bana inanacağını düşünmüştüm.." dedi Jungkook, ağlaması şiddetlenirken.Başını Jimin'e çevirip, "Bana neden iftira attın?" Diye masumca sordu.Onun yerinde başka biri olsaydı, Jimin'i yenebilirdi.

"Daha sonra bana kızmasın diye sadece gördüklerimi söyledim."Jimin zevkle konuşurken, Jungkook çaresizce başını yanında oturan Hoseok'un göğsüne gömdü.

Mutfakta onları çok yakın gören Seokjin, "Bence sana güvenmeyen birini sevmektense uzak durmak daha iyi." dedi.

Jungkook'un 'aşk' kelimesini duyduğunda utançtan kıpkırmızı olan yanakları, şimdi o aşk yüzünden ağlamaktan kızarmıştı.Bu en kötüsüydü..

Jimin, "Yakınlığınızın uzun sürmeyeceğini biliyordum," dedi.Jungkook, Jimin'in yüzüne daha fazla bakmak istemiyordu bu yüzden sadece sustu. Bu sırada Jimin devam etti, "Ben gidip efendimize biraz kahve getireyim ki sakinleşsin."

Jimin'den duyduğu sözler, başını kaldırıp odadan çıkan Jimin'i izlemesine neden oldu.Seokjin ona sadece gözlerini devirdi anında.

Hoseok ve Seokjin, Jungkook'u teselli ederek uykuya dalmasını sağladı.

+++

Sabah herkes işini yaparken Jungkook da camları siliyordu.Ama hala dün gece olanları düşünüyordu.Bazen işini yaptığında başına gelenleri hatırlayarak gözlerinden yaşların akmasına neden olurdu.

Jimin'in "Jungkook gel yemeğini ye" deyip mutfağa giden sesini duymamıştı bile, çok düşünceliydi.Taehyung'un dünkü kızgın bakışları her saniye zihninde canlanıyordu.

Pencereye yetişecek kadar uzun olmadığı için pencerenin taş tarafına tırmandı ve daha sonra silmeye devam etti.Aniden odasından uykusuz bir Taehyung'un çıktığını görünce neredeyse düşecekti.Ama uzun kollar onu belinden kavramış ve içeri çekmişti.

Taehyung hala onun belini tutarken, yüzleri, gözleri birbirininkilerle buluştu.Birbirlerine çok yakın oldukları için Jungkook yüzünü başka tarafa çevirdi.Ve belini tutan ellerden kurtulmak için çırpınmaya başladı.

"Bırakın Bay Kim, bu kadar yakın olmamız doğru değil"

Jungkook'un söylediği her kelime Taehyung'un kalbinin yanmasına neden oldu, Jungkook'u sessizce bıraktı ve "Bırak da camları başkası silsin. Sen yapma," dedi donuk bir ifadeyle.
Sözünü bitirir bitirmez oradan ayrıldı.

Jungkook, belinin serbest kalmasıyla bir boşluk hissetse de Taehyung'tan uzak durmaya karar vermişti.Artık tekrar onsuz olmaya alışmak zorundaydı.

Jungkook gergin bir şekilde havluyu bıraktı ve Jimin'e doğru yürüdü.
Yani mutfağa.
Ama Taehyung'un orada kahvaltı edeceğini düşündüğünde derin bir iç çekti.Sonuçta, neden hiçbir şey yolunda gitmiyordu?

Jungkook mutfağa girdiğinde düşündüğü gibi, Taehyung orada kahvaltı yapıyordu."Jimin, git camları sil," dedi Taehyung'a bakmamaya çalışarak Jungkook.

Jimin doğal olarak Taehyung'la kalmak istiyordu.Jimin, bir bahane uydurarak, "Bay Kim'in bir şeye ihtiyacı olursa diye burada duracağım. Sen silmeye devam et," dedi.

Taehyung Jimin'in sözlerine bakıp "Gerek yok Jimin. Gidebilirsin." dedi.
Jimin bunu inkar etmeye çalıştı, ama sonunda Taehyung, sabrı yetmeyince Jimin'i kovmak zorunda kalmıştı.

Taehyung yemeğini bitirip babasının yanına gitmeyi düşünürken Jungkook'u görmüş ve yemesini yavaşlatmıştı.

"Jungkook, bana sütlü çay yap," dedi Taehyung, "Sizi zehirleyebilirim Bay Kim, en iyisi, yapması için Jimin'i arayın." diye yanıtladı Jungkook.

____________________________

____________________________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

En sevdiğim fanart'lar⬇️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

En sevdiğim fanart'lar⬇️





|Would you change for me?|TAEKOOK|Where stories live. Discover now