AİLE

236 6 5
                                    

Kafam kazan gibi olmuştu resmen. bu ne arkadaş ben 25 yıllık hayatımda bu kadar kalabalığı bir arada görmedim.

Evet. Sonunda karakolda işimiz bitmişti bir kaç evraka imza atmış  verdiğim zarar için ise devran bir çek imzalamış  sonunda karakoldan çıkıp eve gelmiştik . Eve girer girmez küçük bir şaşkınlık yaşasamda hemen kendime gelmiş duruma adapte olmaya çalışmıştım. Devranın babasını tek beklerken tüm ailesi gelmişti annesi babası  , üç kardeşi, dedesi ve yengesiyle amcası tabi onlarında üç canavarı. Sanırım devranın gel demesini bekliyorlardı. keşke tüm  ahaliyi toplayıp öyle gelselerdi . Ay kimse kusura bakmasın ben bu kadar kalabalığı en son  onbir yaşımda gördüm sadece oda yetimhaneydi ve kimse kimseyi rahatsiz edemiyordu. Ama şimdi devranın annesi tabi öz değil ve yengesi mutfağıma girmiş bin bir çeşit yemek yapmış neymiş  hepside devranın sevdikleriymiş,  benim niye bundan haberim yok aceba ?

Düşünmeyi bırakıp  tekrar masaya baktım bir birinden güzel yemekler vardı ve bir çoğunun adını bile bilmiyordum.  Hepsi mardin yöresine aitmiş ve ben devranla olan beş yıllık ilişkimin bu gününde kocamin memleketini öğrendim.  Benim kocam mardinin köklü aşiretlerinden olan han'ların en büyük oğluymuş.

Devranın üvey  annesi olan nil hanımın sesiyle ona döndüm

" oğlum hade al şunuda ye bak bi deri bir kemik kalmışsın "

dediğinde resmen gözlerimi belerttim deri kemik dediği kas ve vucuttu ama gel de bunu hanımefendiye anlat.  Anlaşıldığı üzere nil hanımla bir birimizden pek haz etmemiştik. Sürekli yok devranım aç yok bir şey yedirip içermedin faln diye laflar sokuyordu tabi  bendende

" 32 yaşında bu adam benmi tıkıcam yemeği ağzına?"

Cevabıyla susmak yerine

" düzgün yağlı iki yemek yapsaydın çok güzel yerdi benim oğlum "

diyip devranı yanağından öpmüş bende hemen cevap vermeye koyulmuş

" hizmetçisi var yapsın işte "

demiştim. O da Gözlerine belerte belerte

" hizmetli yemeği yapacaksa sen ne işe yarıyorsun? "

demiş iyice sinirimi zıplatmıştı nokta koymak adına

" bakın nil hanım ben oğlunuza eş olmaya geldim hizmetçi olamaya değil "

dedim. susmasını umut etmiş olsamda susmamış, bu seferde bana bakarak

"  oğluma yedirmedin bari kendin yeseydin şu hale bak ele avuca gelmiyorsun "

demesiyle yediğim lokma boğazıma kaçmış öksürmeye başlamıştım .  Delimiydi bu kadın . burda devranın babası, amcası ve dedesinin yanında söylenecek lafmıydı. Sırtımda bir el hissetmemle oraya döndüm.  Devran bir eliyle sırtımı sıvazlıyor diğeriylede su bardağını ağzıma tutuyordu. Suyu içmemle oda annesine dönüp

" kurban olayım nil anne  söylenecek lafmi o?"

Diye ikazda bulunmuş . anneside omuz silkmiş

"oda  sana iyi baksaymış "

diyip bir nefes alıp tekrar konuşmuştu

" merak etme annen geldi oğlum artık yemeklerini ben yapacağım "

demişti .  resmen pimi çekilmiş bombayı üstümüze atıp çekilmişti...  ne yani bizimlemi kalacaktı sonsuza kadar ,yok daha neler . Bi şey demesi için devranın gözlerinin içine baktım o ise ben halledicem  der gibi gözlerine yumup açtı.  Sonunda musa beyin devranın dedesi

intikamın koynundaWhere stories live. Discover now