pişmanlık

381 6 4
                                    

(Kitabi ed sheeran perfecti dinleyerek okursanız cok sevinirim)

Büyük bir yorgunlukla açtım yine  gözümü.  Devranın göğsünde uyanmayı beklerken ensemde bir nefes,belimde iki kolla uyandım. Bunuda sevmiştim aslın da. Gülüp, o kollar arasında, devrana döndüm o kadar güzel ve masum uyuyordu ki? Sadece bir an bu evlilik gerçek olsaydı? Hiç şüphesiz  her sevişmemizden sonra  gidip haplarımı içmem gerektiğini degil de ,aceba bu sefer hamile kalırmiyim diye düşünürdüm ve eminim bu ikimizide mutlu ederdi  . Ama bizim durumumuz ondan hamile kalmamaya çalışan ben , onun yüzünden hamile kalmayacağımın vicdan azabını çeken bir devrandan ibaretti.  Kaç saattir uyuyorduk aceba? Komodinin üstündeki telefonuma uzandığımda? Yeni bir mesaj bildirimiyle oraya tıkladım tıklamamla sanki devran bana bakmıyormuş ,hissine kapılıp .hemen arkamı döndüm neyseki uyuyordu . Mesaj babamdandı.  Telefona dönüp mesaji açtım

-kızım  devranin inşaat dosyası şirket ofisinde

  derin bir nefes aldim mesaj saati gece 03:00' idi neyseki biz o saate çok meşgulduk ve devran mesajı görmemişti. Ama sinirim hala yerindeydi .beklemden babama yazdım .

-kafayimi yediniz ya devran mesajı görseydi?

cvp beklemeden gelmişti

- merak etme  çocuk değilim.  O yüzden üçte attım

-biz o saate uyanıktık

Yazmamla gözlerimi açıp kapattım, o kadar sinirliydim ki babama,o mesajı nasil yazıp atmıştım ? . neyseki  oraya takılmamış 

-devran görmediyse sorun yok, bir daha atmam merak etme. Demesiyle rahat bir nefes almış
- Tamam halledicem ben  . Yazıp göndermiştim . Sonra tüm mesajları silip ,telefonu yerine bıraktım. Devrana dönüp hala uyuduğunu görünce yanağına kocaman bir öpücük bırakıp banyoya girdim . Üstümde bir sey olmadığı için hemen  önce  banyodaki  temiz havlu bölümünde gizlediğim ilaç  kutusunu alıp içinden bir ilacı yuttum ardından  duşa kabine girip duş almaya başladım. O kadar mutluydumki ? Içimdeki tüm kelebekler canlanmıştı.  İlk  defa bir adam bana değer vermişti . Ve bu beni çok mutlu ediyordu .devran sorgusuz suailsiz sevişmek yerine  masumluğunu kanıtlamış  sonrası ise tüm gece bana işkence çektirmişti. Memnuniyetsiz de değildim . Daha fazla düşünmeden bornozumu  giyindim ve çıktım . Hemem giyinme odasında gidip bej rengi bir tayt ve üstüne de     siyah bir sweat giyinip odaya döndüm. Hâlâ yatakta uyuyan devranla kaşlarımı çattım. İşe gitmeyecekmiydi bu ? ayakta  dikilmeyi bırakıp, yatağa ilerledim ve ellerimi iki yanına koyup yanaklarını öpmeye başladım . Aklıma gelen şeyle durup düşünmeye başladım.   Fulya haklıydı, gerçekten değişiyordum .daha fazla düşünmeden herşeyi akışına bırakmaya karar verip tekrar öpmeye başladım yanaklarını.  Rahtsız olup yüzünü buruşturunca gülüp işe gitmeyecekmisin sevgilim?".diye sordum.  "Hayır bu gün evdeyim"  demesiyle  yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuş,  " hade o zaman birlikte kahvaltı kuralim " diye sordum.  Sadece arkasıni dönüp
" uykum var uyuyacağım " demesiyle yüzümü astım , ne yani   tek başıma mi kahvaltı hazırlayacaktım . Tam cevap verecekken kapının çalmasıyla dikkatimi oraya vermiş hemen aşağa inmiştim.  Kapıyı açar açmaz karşımda yaşları 19 ,20 ve 22 yaşlarında 6 kişi vardı .bu kaş çatmama neden olurken " sizde kimsiniz?" Diye sormuştum.  İçlerinden biri "yenge devran abi evdemi ?" diye sormuştu.  Bunlar kimdi? Devranı nerden tanıyorlardı,?  Ve Abi dediklerine bakılirsada baya samimilerdi. Düşünmeyi bırakıp ", niye sordunuz  ?" Demiştim  onlara bakarken bu sefer baska bi tanesin " onunla konuşmamız gerek " demişti. Hiç bir şey anlamadan " devran uyuyor bu günde evde kalacak ,yarın şirkete gittiğinde konuşursunuz " demekle yetinmiştim. Giderler diye beklerken " bu sefer baş bi tanesi konuşup "yenge abi şirkete girmemize izin vermiyor ,o yüzden eve geldik " Demesiyle kaş çattım.  Aceba devran bunların parasini falnmi yemişti yada isten de çıkarmış olabilirdi sebebsiz yere. Dahada merak ederken çocuklara dönüp "hadi içeri girin ve bana her şeyi detaylıca anlatin" diyip hepsini içeri almış kapıyı kapatmıştım, devran hemen uyanmaz ümidiyle hepsine birer çay doldurup koltukta karşılarına oturdum "şimdi anlatin. Devran neden sizi şirkete almıyor? Sebepsiz yere işten mi çıkardı? " dememle içlerinden bir "hayır yenge siz bizi yanlış anladiniz " demişti . Ne yani şirkete almıyor demişlerdi bir insan başka ne içini birini şirketine almaz ki ?  Sinirlenip " bir  anlatsın artik "dememle  esmer uzun boylu konuşmaya başlamıştı " yenge biz altı kişi geçen yıl ıslah evinden  çıktık.  Daha sonra  hayal otelde işe girdik hepimizin evine ekmek götürmesi gerekiyor du bu yüzden otelde yarı fiyatına çalışıyorduk.  Ama adamlar  beş ay çalıştırp sonraki ay verilecek maaşlar diye diye tam beş ay bize tek kuruş vermediler . Besince ayda paramızı isteğimizde de önce iftira atıp hırsız dediler . Daha sonrada  dövüp polise giderseniz tekrar o hapishaneyen dönerdiniz diye tehtit ettiler ve bizi o halde yolun kenarına attılar devran abi ve adamları bulmuştu bizi önce tedavi ettiler  sonra da devran abi bize söz verdi oteli alacak ve hepimize ordan kıdemli yerlerde iş verecekti,  biz istemedik yenge ama o ısrar etti yapicam dedi geçen hafta kaybetmiş ihaleyi , işte mahcup olduğu içinde bizimle konumak istemiyor  .bizde haftalardır konuşmaya çalışıyoruz,  onunla konuşup ona kızmadiğımızı  alınıp gucenmedigimizi  anlatmak istiyoruz bu konuda bize yardım edersin dimi yenge?"
"Yenge...yenge" demeleriyle onlara döndüm ve yüzümde hissetiğim ıslıkla ağladığımı fark ettim . Neler yapmıştım ben öyle ,nelere sebep olmuştum,  bu nefret  nasıl gözümü karartmıştıda ben tüm bunları göremedim,  içimde bir anda filizlenen pişmanlık beraberinde vicdan azabını da getirmişti.  Nefes almakta zorlanınca oturmak yerine "lavubaya gidicem " diyip onlari orada bırakıp ,hızla ortak banyoya girip kapıyı kilitledim sonra sırtımı kapıya dayayıp yavaşça yere çöktüm. Neler yapıyordum ben öyle .surekli masumların canını yakıyordum.  Önce bebeğim şimdi de onlar . Bir anda midemin kasılmasıyla hemen kalkıp lavaboya eğilip midemden ne var ne yok çıkarmış yüzümü ve boynumu ıslatmistim.  Biraz daha kendime gelince salona geri dönmüş hala oturan çocukları görünce" ben şimdi kahvaltı hazırlayacağım, sonra da devran abinizi çağrır sizinle konuştururuz olur mu?" Dememle hepsi olur diyip birde "aslan yengem " diye tezahurat yapmaya başlamışlardı.  1 saatlik sürenin sonunda kahvaltı hazırdi. " Siz oturun ben devrana alıp geliyorum " dememle hepsi beni başlarını sallayarak onayladı. Beklemden mmerdivenler yöneldim ilk adımımi atmamla durup gözlerimi kapatıp bir süre bekeledim. Toparlanmam gerekti, toparlanıp sakinleşmem.  Bi şekilde babamı ikna  edip o otel ihalesini devrana  vermeleri gerekiyordu.  Beklemeden üst kata adımladım.  Odamızın kapısına geldiğimde ? Önce derin bir nefes verdim ardından da kapıyı açtım . Açmamla gülmem bir oldu ,devran yatakta yüz üstü uzanmış saçları ise yüzüne dağılmıştı o kadar tatlı görünüyor du ki ? Eğer aşağıda çocuklar olmasaydı şimdi beşinci belki altıncı sevişmemiz olacakti, tatlılığı yetmezmiş gibi birde örtü beline kadar kaymış, tüm sırt kasları resmen beni kötü yola sürüklüyordu,  daha fazla dusunmeden ona adımlayip yatakta üstüne eğildim önce sırt kaslarını öptüm  ardında yavaş yavaş omuzlarını, ensesini , yanaklarını en sonda dudaklarinin bitiş çizgisinden öptüm. Hoşuna gitmiş olacakki  gülümsedi, daha ben ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup beni altına çekti, yüzüme doğru "ne o tüm gece altımda inleyip, bi daha seninle sevişmicem tehtitlerini çabuk unutmuşsun?" Demesiyle omuz silkip "banane kocam değilmisin?akşam tehtit ederim sabah yanaşırım " dememle yüzünde kocaman bir gülüş peyda oldu . Yaklaşıp dudaklarımı öpecekken engel olup "misafirlerimiz var , aşağa inelim " deyişimle ? küçük bir oflamayla, geri çekilmiş bana özgürlüğünü vermişti . O banyoya girerken bende giymesi için dolaptan ona kot siyah pantolon ve beyaz bir gömlek ayarlayip yatağına bıraktım.  Kemer ve saat ayarlarken? elinde  yüzünü kurutmak için aldığı havluyla girdi içeri,. Yatağa ilerleyip ayarladiklarimi üzerine geçirirken de, "misafirler kim?" Diye sormayida ihmal etmedi "sürpriz " dememle bana bakmış "süprizleri sevmem , hele bu sürpriz bir misafir ise"  demesiyle ona yaklaştım.  Ve düğmelerini iliklemeye başladım o ellerini belime yerleştirirken"bence seveceksin bunları " dememle kaş  çatıp,  ellerimi tutarak hızlı hızlı alt kata inmişti, son basamakta gördüğü kişilerle duraksamış, bana dönmüştü,bende hadi der gibi kafamı salladım. El ele masaya geldiğimizde devran kırık bir tonda hoşgeldiniz gençler" demişti içlerinden birinin hızla devrana yaklaşıp sarilmasiya "nerdesin bee abi? Kaç gündür kafayı yedik .neden şirkete almıyor bir yanlismi yaptık diye ?" Çocuğun lafını bitirip devrana satılmasıyla,gözlerim tekrar dolmuştu.  Bu devran hiçde bahsettikleri gibi değildi.  Yada pisliklerini çok iyi gizliyordu.  Eğer onun gördüğüm yüzü gerçek yüzü ise ben daha fazla başka birinin hatasını başka birine ödetemezdim . Buna hakkım yoktu. Bu intikam da sadece canı yananlar,masumlar olmamalıydı. " Hade sevgilim?" Diyen ses ve koluma dokunan elle ,düşüncelerim dağıldı . Hep beraber kahvaltı sofrasına oturmamizla , çocuklardan biri söze girdi
"Devran abi ... biz sana gönül koymadık yada kazanmadığın için kızmadikki . Biz hepimiz adimiz kadar eminiz ki o ihaleyi kazanmak için ne kadar çabaladığını ama olmayınca olmuyor abi zorlama bizim için bu kadar harap etme kendini.  Biz bile bize yapılanı kabul ettik , aslında sana destek vermicektik bu konuda ama...?" Demesiyle devran hızla çocugun gözlerine bakmıştı ama çocuk beklemden , sözlerine devam etti " sen o gün gelip oteli alicam ,ve sizi aşağalayıp paranızı vermeyenlere patron müdür yapicam diyince sevindik sende emin konuşup istekli olunca , alır abimiz dediğini de  yapar.  Dedik ama hiç bir zaman almazsa ortada kalırız demedik .birakmazssin sen bizi .baksana paramızı vermeyen adamlara rağmen biz hala sigortalı işte çalışıyoruz . Ve bu senin sayende . Biz başka bir şey istemiyoruz.  Sen abimiz kal yeter "demesiyle., hem vicdan azabının, hemde duygusal konuşmanın etkisiyle benim ağzımdan bir hıçkırık,  çıktı  ve ben hüngür hüngür ağlamaya başladım.  Ağlamamla tüm gözler bana dönmüş, hatta koşan çocuk "abi yanlış bir şey mi söyledim " diye devrana soru bile yöneltilmişti.  Devran ise "yok abim sizin yengeniz şu aralar fazla duygusal" demişti.  Bu beni sinirlendirirken "isteyerek mi ağlıyorum? Geliyorlar gözyaşlarım işte  ne yapim? Ağlamak için izinmi isteyeyim senden? " diyip , onu gözlerinin içine baktım. Vicdanımın sesinden dolayı ağlıyordum, Pişmanliğımdan yana ağlıyordum ve bu kesinlikle duygusal değildi,  tekrar devranın gözlerine baktım.  Bütün pisliklerime rağmen gelip sarılsın ,teselli etsin beni istiyordum.  Ve çok bencilceydi.  Ne istediğimi anlamış gibi devran hemen kalkmış ve bana sarılmıştı.  Bi kaç dakika bana sarılıp sakinleştirdikten sonra çekilmiş ,beraber güzel bir kahvaltı etmiştik.  Çocuklara ne kadar "öğlen yemeğine kalın berbaber yeriz " diye ısrar etsemde onlar gitmiş, kapidan ugurladıktan sonra hemen salona dönmüş,  koltukta oturan devrana beklemden gidip sarılmıştım.
              ********************
     Not:  Burdan sonrasını  (ed seheeran perfect) şarkısını dinleyerek yazdım sizede dinleyerek okumanızı tafsiye ediyorum
         **************

intikamın koynundaWhere stories live. Discover now