Acı

39 6 1
                                    

 Selam gençlik. Nasıl gidiyor? 

Şu sıralar medyadaki şarkı dilime dolandı. Bölümü dinleyerek de okuyabilirsiniz. 🎵🎵🎵🎵

 Sizleri bu bölümdeki bir konuşma için uyarmak istiyorum. Eğer rahatsız olacak olursanız ⏳'den sonrasını okumayın direkt son paragrafa geçin. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Takip ederseniz de sevinirim millet.

İYİ OKUMALAR DIR KUTULARIM❤️



Suskunluk güçsüzlük değildi suskunluk sabırdı.

Bekleyiş kolay değildi en zordu bekleyiş.

Dayanmak bir his değildi bir güçtü dayanmak. 

Ve acı bir duyguydu hem de an ağır hissedilendi acı.


YELİZ'DEN

Ekin'i çıkardıklarında yüzünde yaralar doluydu. Kılıç'ı aradıktan sonra deponun önüne gelmiştim hızla. Uzun zamandır takip ettiğim ve sevdiğim adam babasının yüzünden yine bir yara almıştı. Ama bu sefer yarayı benim adamlarımdan biri vermişti. Bilmeden de olsa ona zara verenleri asla affedemezdim. Ben yanına gidemezken dokunmak kimsenin haddine olamazdı. Bugün Kılıç'ın adamları arasında bir hain olduğunu da öğrenmiştim. Adamlarım sabah Ekin'in takip edildiğini söylemişlerdi ve bunun Kılıç'ın adamı olduğunu söylemişlerdi. Kılıç'ın adamları arasında adamlarım vardı ve onlara haber göndermiştim. Fakat buna rağmen takip etmeye devam etmişlerdi. O hain her kimse öğrenip cezasını vermeliydim. Kılıç'a da dikkatsiz olduğu için ve Ekin'e zarar verdiği için ceza verecektim. Ki aradığım zamanda anlamıştı zaten o da bunu. Ama bunlardan önce bir toplantı yapıp herkese Ekin'in dokunulmaz olduğunu söylemeliydim.

Mekana girdiğimde içerideki herkes ayağa kalktı. Saygıyı bu zannediyorlardı ama değildi. Aralarından bazıları cidden saygı duyduğu için ayağa kalkıyordu ama çoğunun saygısının yalan olduğunu da biliyordum. Hepsi merakla bakıyordu çünkü uzun zamandır toplanmamıştık. Kılıç telaşla bakıyordu, anlamıştı. Ona karşıma gelmesini söyledim ve gelir gelmez yüzüne tokadı yapıştırdım.

"Sen benim olana nasıl el kaldırırsın lan!" Gözleri şaşkınlıkla doldu. Belli ki kafasına bazı şeyler yeni oturuyordu. Onu aradığımda Ekin'in değerlim olduğunu anlamış olmalıydı ama sevdiğim için değerlim olduğunu düşünememişti. Ağırca yutkundu. "Yeliz Hanım cidden bilmiyordum değerliler listenizde olduğunu, bilsem asla dokunmazdım. Siz aradıktan sonra elimi dahi sürmedim." Tam da düşündüğüm gibiydi. Hain olan adamı ona haber vermemişti. Bu benim sinirimi azaltmak yerine daha da çoğalttı. Onun Ekin'e vurduğu gibi yüzüne vurdum. O orada Ekin'i döverken yanlarında olan adamım her şeyi anlatmıştı bana. Kılıç'ın Ekin'e ne dediğini nasıl vurduğunu her şeyini öğrenmiştim. Şimdilik sadece vurduklarının hesabını alacaktım. Sözlerinin cezasını daha sonra çekecekti. Hem de en ağır şekliyle. Ben Kılıç'a ardı ardına yumruklar vururken kimse bir şey diyemiyordu. Diyemezdi de zaten. Hepsi gücümün farkındaydı. Fiziksel bir güç değildi bu keza fiziksel olsa çok başkaldıran olurdu. Onları benden uzak tutan ve bana boyun eğmelerini sağlayan bana kalan en kötü miraslardı. Herkes miras için birbirini öldürürken ben bana kalan miraslar yüzünden her gün ölümle el sıkışıyordum. Gülünçtü. Galiba bu da benim hayatımın trajikomik tarafıydı. Elimdeki silahlardı onları korkutan hem de hiç kullanmamama rağmen. O silahları kimsenin bilmediği bir yere saklamıştım. Belki yerleri çok tehlikeliydi ama kimsenin tahmin edemeyecek olması bakımından iyi bir yerdi burası.

KARA KUTUOnde histórias criam vida. Descubra agora