Kara Bulutlar

178 8 3
                                    


Medya: Ekin Talha Karmen

Hepinize merhaba Wattpad okuyucuları . İlk kurgum Kara Kutu sizlerle. Bu kurgumu hayatın her zorluğuna rağmen gülmesini bilenler için yazıyorum. Herkesin zorluk yaşadığı bir anısı vardır ve o andan kurtulurken yanında birilerini ister. Bir dost ya da arkadaş. İşte o dost ya da arkadaşı bulamayanlar için hayat zorlaşır. Zaten zorlu olan o süreç değildir. Kiminle ve nasıl elde edilir. 

Ben de zorlu olmasa da bir süre giriyorum. Kara Kutuyu yazmak benim için pek kolay olmayacak çünkü ona hayatın çoğu kesimini ekleyeceğim. Bu eklemelerde sizde bazı ricalarım olacak. Örneğin size saçma gelen yerler ya da eleştireceğiniz sözler olabilir. 

Sizden ricam tatlı dilli bir eleştiri yapmalısınız. Bir de bol bol yorumla oy verin.

İYİ OKUMALAR SIR KUTULARIM.




Yine sokaklar evim olmuştu

Puslu kaderim beni muhafazatu

Ölsem gitsem arkamda kalanlar

Yine döner bu yalanlar dolarlar

                           (...)

Sokaklar topluluğu boş gelen, anlam veremiyordum. Onun çıkışında kimseler vardı. Zaten her gün yaşıyordum da. Bir insan hayata bu kadar erken atılmalıydı. Gerçi ben aldığımın tekme tokat atılmıştım. Hiç hayallerimi soranım ya da gerçekleştirenim olmamıştı. Başımı okşayanım da olmamıştı. Sorgularımın başında da bu ikisi vardı zaten. İnsanın kendi evlediğini sevmez mi? Bir insana eziyet çektirmek zevk mi veriyordu. Kendi evladı olmayı geçtim biz insan değil saldırganlar de bunları reva görüyordu bize. Ben Ekin Talha, aklı erdi ereli bağımlısı ve alkolik bir adamın elinde eziyet gören o insan. Hiç kimsenin yaşamaması gereken o şeyleri yaşayan biri. Kim 14 yaşında çalışmaya zorlanırdı ki? Okuyup hayallerini gerçekleştireceği yerde hem de. Hani bir de bunu öz babamı almayı . Anlam veremiyordu ki insan, daha doğmadan ne suç işleyerek böyle bir insanın çocuğu olduğunu bilir. Küçükken güneşe baba diyeni görmüş müydünüz peki? Her gece yıldızlarla konuşur mu insan? Evet, konuşuyordu. Yalnızlık insanı öyle bir delirdi ki kendini nereye açacağını bilemezdi. Benim hayatım bu kadar boştu işte. Kendi kendime hayal kuruyordum her gece. Bir keresinde yıldızlardan birine bana kendin kadar parlak bir eş bul ama sen kadar uzak olmasın demiştim. Ve o anda yıldızın hafiften yanıp söndüğünü gördüm. Belki bir yanılsamaydı belki de hayal ürünü ama beni umutlandıran bir şey olduğu kesindi. Kendi kendime kurduğum bir cümleydi bana umut etmeyi hatırlatan. O gün bugündür sadece kendi kurduğum cümlenin umuduyla yaşıyorum. Her gece o yıldızla konuşuyordum. Sanki beni dinliyormuş gibi olacaksın. Sabah girdiğim sonraysa bir şekilde kovulduğum ya da çıktığım işin yorgunluğunu ve hatta elde edemediğim günün sızılarını azaltıyordu. Bir nevi benim zihnimdi.

Her gün olduğu gibi bugün de girdiğim bir işe atılmıştım. Gururuma yediremiyordum. Babamın böyle olması tabi ki de benim hatam değildi ama benim böyle olmam benim hatamdı. Kendime kızdığım çok nokta vardı. Lise sonda zorla, nefret ederek okuldan alınmıştım. Neymiş eve para yetmiyormuş. Kendine içkisini buluyordu ama! Şu anki tek şansımız kırık dökük de olsa bir evimizin olmasıydı. Kira falan olursa hayatta ödeyemezdik çünkü. Sağ olsun babam sabah işe diye çıkar sonra kumar oynar borçlanır, içip eve gelirdi. Çoğu kez sarhoşken dayakta yemiştim. Hoş, değilken de dövüyordu zaten. Artık kendimi not ediyorum ki tek derdim kardeşlerim doysun annem razı olsundu. Bazı günler eve geldiğinde mutlu bile olabilirsin. Bugün de o günlerden vardı. Ülgen'im ve Soner'imi mutlu edecektim. Ülgen henüz 4 yaşındaydı. Benim biricik prensesimdi o. Soner'

KARA KUTUNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ