⌏♡ ⎯ öpücüklerini reddetmek !
HEESEUNG
sen ve heeseung arka planda oynayan televizyonda bir program izliyordunuz. siz ikiniz sesin üzerinden konuşurken, sonunda sizi gelişigüzel bir şekilde öpmek için başını çevirdi, ama siz onu şaşırtarak, öpücükten kaçınarak ondan uzaklaştınız.
kaşlarını çattı ve gözlerini şüpheyle kıstı.
tekrar eğildi. ve bu sefer sen ayağa kalkıp kaçmaya başladın.
yani tabii ki seni kovalamak zorunda kaldı.
ikiniz evin içinde koşmaya başladınız, sizi yakalama girişimlerinden kaçınmak için elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. ancak, kolunuzu tutup sizi sıcak kucağına çekerken bu on beş saniye bile sürmedi.
"Bu hiç komik değil," dedi alayla gülerken.
Başınızın yan tarafıyla buluşmak için eğilirken sırtınız göğsüne bastırılmıştı, kulağınıza alçak sesle, "sen benimsin" derken seni sıkıca sıkıyordu.
Sözleri üzerine tüyleriniz diken diken oldu ve başınızı hafifçe ona doğru çevirdiniz.
ve kolları seni hâlâ arkandan tutarken, sen farkına varmadan dudaklarını seninkine bastırdı ve seni derinden öptü.
JAY
"Tamam, sonra görüşürüz, seni seviyorum," dedi jay, veda öpücüğü için eğilirken aniden geri adım attın.
Tepkisi "ne-" oldu, orada durup gözlerini küçük, büyüyen bir gülümsemeyle kıstı.
ama birkaç saniye sonra hala kıpırdamayınca dudakları aşağı doğru kıvrıldı ve kaşlarını çattı.
"neden öpücüğümden kaçmaya çalıştın?"
bir yanıt vermeye çalışırken, bunu yapmak için kendi içinizde bulamadınız. onun için çok zayıftın ve teslim oldun.
"Şakaydı, özür dilerim," gülümsedin ve ona yaklaştın ve kollarını ona doladın.
Eylemin karşılık bulduğunu hissetmeyerek geri çekildin ve onun gözlerine baktın ama onlar sana boş boş, etkilenmeden bakıyorlardı.
"Üzgünüm, tamam mı?!" savunmada ağzından kaçırdın "Sadece tepkini görmek istedim - bu arada gerçekten çok tatlıydı."
gösterisine devam edemeyince, sana sarılmadan önce gerçek duygularını açığa vuran bir gülümsemeyle patladı.
"Çok komik," dedi gülümserken başını sallayarak. "Öyleyse şimdi öpücüğümü alabilir miyim?"
Onu yakasından çekip dudaklarını onunkilere bastırırken, cevabın kelimeler gerektirmedi.
JAKE
Jake öpmek için eğiliyordu ki sen aniden kafanı uzağa fırlatıp ona baktın ve kafanı hayır anlamında salladın.
kaşlarını çattı ve sana 'neden tuhaf davranıyorsun?' bakışını attıktan sonra küçük bir gülümsemeyle sildi.
"Ne yapıyorsun?" O sordu.
Yanıt olarak verdiğiniz tek şey "hiçbir şey" oldu.
sonra tekrar denedi, dudaklarına doğru eğildi.
ama sen yine ondan kaçtın.
"Dur," kaşlarını çattı. "Seni öpmeye çalışıyorum."
ama senin tek yaptığın, başını diğer yöne çevirerek gülmeni bastırmaktı.
