-18-

1.2K 102 105
                                    

''Merhaba.''

İki yıl önce tam da bugün ellerimden kayıp giden umudum, merhaba. 

Bugün burada bulmuştum kendimi. Evet, belki hiç atmamıştı küçük kalbi. Belki hiç hissetmemiştim ama bir mezarı da ona çok görmemiştim. Görmediği birini özler mi bir insan? Onu özlüyordum. Onun olduğu hayaller kuruyordum. Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek hayaller.

Onun mezarına güller dikiyordum. 

''Baban, gelemedi. Bilse gelirdi. Affet olur mu? O bizi hatırlamıyor. Gerçi seni ben bile bilmiyordum ama..''

Diktiğim gülleri suladım. Geçen sefer getirdiğim papatyalar solmuştu. Solmayan ne kalmıştı ki papatyaların solduğuna şaşacaktım?

''En azından artık benim varlığımdan haberdar ama seni söyleyemedim. Söylemeyeceğim de. Özür dilerim. Onun üzülmemesi her şeyden önemli. Hem bilmesi bize bir şey kazandırmayacak ki. Ben gelirim arada baban görmeden, duymadan.''

Gözlerimdeki yaşları sildim elimin tersiyle.

''Affet beni. Seni koruyamadım. Babanı korumam gerek. Babanı acı veren her şeyden uzak tutmam gerek. Bu sen olsan bile.'' Ellerimi isminin olmadığı taşta gezdirdim. ''O zaman isminin ne olacağına karar vermediğim için böyle yaptırmıştım taşını ama bir ismin olsa Umut olurdu. Kız ya da erkek fark etmez. Benim umudumu aldılar elimden. Seni aldılar benden. Her şeyimi aldılar sanmıştım. Sen varmışsın meğer ama onu bile çok görmüşler.''

2 yıl önce..

Karnımın ağrısından uyuyamazken kıvranıp duruyordum. Verdikleri ağrı kesicinin de bir etkisi olmuyordu. Suratlarını bile görmek istemiyordum ama Buğra dışarıda bir yerdeydi ve ölmek istemiyordum. 

Yatağımın baş ucundaki düğmeye bastım. Çok geçmeden nöbetteki hemşireler geldiler yanıma. ''Neden geçmiyor bu ağrı?'' dedim karnımı tutup yatakta küçülerek. Hemşirenin biri bir şey görmüş olacak ki telaşla battaniyemi çekti üstümden.

''Aman Allah'ım.'' dedi şaşkınlıkla. Gözlerimi baktığı yere çevirdim. 

Kan.

Nerem kanıyordu? Neden hissetmiyordum?

Bilincimi kaybederken fısıldadım, ''Uyursam geçer..''

..

Gözlerimi açtığımda yine kendi odamdaydım.

Kan yoktu. Ağrım da yoktu ama halsizdim. Neler oluyordu? 

Kapım açılıp içeri 1 doktorla beraber 2 hemşire girdi. Hemşire koluma taktıkları serumu yenilerken doktor, ''Nasıl hissediyorsunuz Gölge Hanım?''

''Bana ne oldu?''

Doktor, elinde tuttuğu kağıtlara baktı. ''Şuanda gayet iyi bütün değerlerin. Aslınd,''

''Bana ne oldu doktor?'' diyerek böldüm sözünü. Yutkundu. ''Bunu hafifleterek nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, inan.'' Sanırım yutkunma sırası bendeydi.

''Düşük yaptın, Gölge.''

Düşük yaptım.

Ondan bana kalan son şeyi koruyamadım. Hissedemedim. Nefesim bana yetmedi. Dayanamadım toparlayamadım. Son duyduğum ses yine doktorunkiydi.

''Hasta şoka giriyor.''

.

Doğru o gün şoka girmiştim. Sonra aklımı bir daha kaybetmedim. Karnımın birden ağrıması. Tahlillerimden hamile olduğumu anlamamaları.. Tesadüf değildi. Ağrı kesici diye bana yutturdukları şey her neyse bugün seni benden aldı. 

Git Başımdan | TextingWhere stories live. Discover now