final bölüm, yeni kırmızı mektup

1.1K 149 40
                                    

Jeonghan onu karşısında gördüğünde adeta dona kaldı. Önce bunun bir sanrı olmadığına inandı ardından da gerçek olduğunu anladı. Gözleri dolduğunda tamamen istemsizce konuştu.

"Bir kere bile açmadın."

Gözyaşları tamamen gözlerini bulanıklaştırdı. Sesi ağlamak istediğinden değil hüznünden titriyordu.

"Bir kere bile geri dönmedin aramalarıma."

Bacaklarının titrediğini hissediyordu.

"Hiç mi özlemedin?"

O kadar kırılgan hissediyordu ki kendini biri üflese tamamen toz olup çöle karışacak gibiydi.

"Hiç mi düşmedim aklına?"

Seungcheol şimdiye kadar put gibi duruşunu bozup kendisine doğru bir adım attığında Jeonghan toz olacağından korktu. Onun dokunuşuyla çölün tamamen toz dumanına dönüp uçacağından korktu. Bunun bir hayal olduğunu görebileceğinden korktu.

Kırıldığı yerden ayıldı. Elinin tersiyle gözlerini sildi. Bunu yapamazdı. Onu böyle, bu hâlde görmeye ne hâli ne takati vardı. Çok aniydi ve çok savunmasızdı. Ondan duyacağı tek bir sözcük bile deli ederdi kendini.

Şaşkınlıktan ne yapacağını bilememiş, kapana kısılmış gibi hisseden Cheol'ün yanından usulca geçip gitti. Eve gidip Wonwoo'nun karşısında durana kadar idrak edemedi gerçeği. Ev arkadaşı ona dikkatlice bakıyordu.

"O muydu?"

Jeonghan kafasını olumsuz anlamda salladı. Titreyen bacakları yüzünden yere oturdu usulca.

"O değildi ama geldi."

Wonwoo da yanına çöktü.

"Nihayet bu özlem sona erdi."

Ona baktı. Daha şimdiye kadar hiçbir şey bilmeyen ev arkadaşına parça parça her şeyi döküldü. Onun tepkisi ise bambaşka oldu.

"Bunca zamandır ağladığın Choi Seungcheol müydü?"

Seungcheol'ün ününün diğer liselerde de yayıldığını biliyordu ancak Wonwoo'nun onu tanıdığını düşünmemişti hiç. Ya da hiç aralarında böyle bir sohbet geçmemişti.

"Onu tanıyor musun?"

Wonwoo cebinden telefonu çıkardı ve onun numarasını gösterdi.

"Evet, bir iki defa aynı ortamda bulunduk ama sürekli haberleşecek kadar yakın olmadık hiç."

Jeonghan telefonuna bakındı bir süre. Aklında beliren fikir ile arkadaşından ufak bir ricada bulundu.

"Onu arar mısın?"

Şimdi tam anda istediğini anlamasa da yaptı Wonwoo. Arayıp sesi hoparlöre aldı. Telefon iki kere çaldıktan sonra açıldı.

"Alo?"

Jeonghan'ın yüzünde gerçekliğin acı tebessümü vardı. Daha fazlasını duymaya ihtiyacı yoktu. Yerinden kalktı. Bunu idrak etmek çok zordu. Dayanılmazdı.

Odasına gidip sesini daha fazla duymamak için kapısını kapattı. Sürekli olarak başvurduğu bir kaçış planı olarak uykuya sığındı. O gün onun için o kadar ağır geçmişti ki uyku hemencecik açtı kollarına ona.

Gece yarısına kadar uyudu Jeonghan. Gözlerini açtığında Wonwoo kapısında dikiliyordu. Uyandığını fark edip gelmişti.

"Daha iyi misin?"

Jeonghan arkadaşını endişelendirmemek adına sakince kafasını salladı. Yatağındam kalktı ve Wonwoo'nun yanında geçip salona çıktı. Salonun ortasında öylece dikilen Seungcheol ile bakıştı.

Rock With You | JeongcheolWhere stories live. Discover now