"Şifreyi yanlış girdim diye... Abi nasıl?! Şifre bu gösteriyordu ama!"

"Efe bir bok yapamıyorsun!" diye bağırdı Azra. "Geri zekalı mısınız ya? O dosyalarda neler vardı haberiniz var mı?"

"Yedeklememiştik bile!" dedi Atlas'da.

"Niye?"

"Sen izin vermemiştin. Artık bu dosyalarda ne saklıyorsan..." diye homurdandı Efe.

Gözlerim kapıyla onlar arasında mekik dokurken gözüme yerdeki parlayan cisim çarpmıştı. Bu Atlas'ın boğazıma dayadığı çakıydı.

Hızlıca yere eğilip aldığımda Mina'nın telefona baktığını fark etmem bana avantaj sağlamıştı. Sessiz adımlarla aramızdaki küçük farkı da kapatarak yanına yaklaştığımda hala beni fark etmemiş, gülerek telefonuna bakıyordu.

Çakıyla boğazına küçük bir çizik bıraktığımda hiç de derin yapmadığını biliyordum ama bu onun ağlamasına engel olmadı. "Ah!"

Kapıyı hızlıca açtığımda arkamdan geleceklerini biliyordum ama daha tuvaletlerin olduğu koridordan dışarıya doğru gitmemişlen bir el bileğimi tutup beni kameranın odak noktasından çıkarmış ve karanlığı içine çektiği o duvar kenarına çekmişti.

Ve kokusunu aldığım anda hissettiğim tedirginlik, rahatlamayla yer değiştirmişti.

"Aras..." dediğimde beni susturmuş, sessiz olmamı işaret etmişti. Ayak sesleri duydum, büyük ihtimalle beni arıyorlardı.

Ayak sesleri kesildiğinde Aras, bedenimi kendisiyle beraber yasladığı duvardan geri çekmiş, kaşları çatık bana bakmaya başladı.

"Aras?"

"Onlarla ne işin vardı Eliz?" dedi ondan beklemediğim bir sakinlikle. Ancak ifadesi bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunun tam kanıtıydı. "Senin onlarla ne gibi bir bağlantın olabilir? Bir hacker grubuyla?"

"Ankara'da... neyse. Sen onları nereden tanıyorsun?"

"Her yerde aranıyorlar," dedi dişlerini sıkarak. "Farkında değil misin?"

Bu bilgi aklıma geldiğinde bedeni ürperdi. Gerçekten de öyleydi. Çok bilinmese de aranıyorlardı çünkü devlet işlerine bile -bilmiyordum ama belki bir ihtimal- sızmış olabilirlerdi.

"Biliyorum ama..."

"Eliz," dedi. Sesini sakin tutmaya çalıştığı belliydi. "Onların sana ne yapacaklarını hiç düşünmedin mi?"

Cevap vermedim.

"Bir de onlarla çalışmışsın ya! Aklım almıyor, nasıl böyle bir şey yapabildin?"

Yine cevap vermeden yüzüne baktım.

"Allah'tan kapıyı dinlemişim de başına bir şey gelmedi... Ya gelseydi he? O zaman ne olacaktı hiç düşünmedin mi?"

"İlla bırakırlardı peşimi..." diye mırıldandım.

"Sen öyle san!" dedi sinirle. "Neyse ki şimdi polisler onları tutukladı. Yürü. Gidelim."

Omuz silktim. "Geceyi de berbat ettim."

"Berbat edilecek bir gece yoktu zaten," dedi ve cebinden iki bilet çıkardı. "Tatile gidecektik normalde bu gece. Sürpriz yapacaktım ama..."

Gözlerim hızlıca ona döndü. "Ne?"

O da gözlerini kaçırarak omuz silkti. "Annemlere de haber vermiştim. Sınavdan 1 hafta önce bir tatile çıkalım diye..."

"Baş başa mı?"

Gülerek göz kırptı. "Baş başayız ama annemler kuzen kuzene olduğumuzu sanıyor."

_________________________

zaten olayı pek fazla uzatasım yoktu, kitabı kaostan çok eğlence amaçlı yazmıştım. hayal dünyamdaki tatlı çiftlerrrr

tabi aras'ın libidosu ne kadar tatlı olabilirse...

neyse, yine de siz bana pek güvenmeyin. aniden ne yapacağım belli olmaz çünkü benim ÖCMSÖMFSÖNF

ayyy sonraki bölüm ❤️‍🔥 ben

hatta şu tatilli bölüm 😍😍😍😍

aras'ın libidosuyla 1 hafta tatil 😘😘😘

neyse emojiler ironi onu da söyleyeyim. ZATEN TÜM EMOJİLERİM İRONİ SONRA SAÇMA SAPAN ŞEYLER YAZMAYIN ÇOK ÜZÜLÜYORUM 😭

yine saçma konuştum neyse bölüm en geç yarın gelir bb

-okularına aşık olan yazarınız

18.05.202:

DERT | Yarı TextingWhere stories live. Discover now