3.2

21.3K 806 61
                                    

İnsanın bazen bir şeyin gerçekliğinden emin olması lazımdı. Birisine güvenmeden sözlerine inanamayacağı gibi.

Aynısını yaşamıştım. Eski sevgilimin sevgisinin gerçekliğine inanmıştım, hissettiriyordu ama sevgisinin bana değil parama olduğunu bilmiyordum.

Oysa ki kendisinin de parası vardı. Cimrinin tekiydi sadece.

Şu anda yaşadığım şeyde aynı şeye gelirdi tam olarak olmasa da. Kalbimin ritminin niye hızlı attığını bilmiyordum. Tek düşünebildiğim elimin altındaki kalbinin hızının benimle yarışacağı, belki daha da hızlı attığıydı.

Bu yalan olamazdı. Söylediği her şey yalan dahi olsa kalbinin hızının yalan olması imkânsızdı.

Zihnime aniden yıldırım gibi düşen iç sesim, afallamama ve sertçe yutkunmama neden olmuştu. Ona güvenmiyorsun.

Haklıydı. Kimseye güvenmiyordum.

Ailemin "Seni asla bırakmayacağız," sözlerinden, Sanaç'ın "Seni seviyorum"una kadar hiçbir söze inanmıyordum.

Çünkü yalan söylemişlerdi, sözleri yalandı. Güvenim onlar yüzünden bir bir sarsılmış, her şeyi içime atmaya başlamıştım.

Hayatımda öyle çok derdim var sayılmazdı. Ailem öldükten sonra bende arkalarından gitmeyi düşünmüş, sadece 1 kez denemekle kalmıştım. Anlık bir üzüntüydü, öfkeydi ya da her neyse. Daha sonra cesaretim de kırılıp gitmişti zaten.

Anlatacak kimsem yoktu; kimsenin aptal dertlerime katlanacak zihniyeti yoktu. Tektim, onun kalbine kadar da tek kalmıştım.

Ama şu anda avucumun içinde hızla atan kalbi bana sanki aksini kanıtlamak istercesine tek değilsin diyor ve ona güvenmemi istiyordu.

Bunu tekrar yapabilecek miydim bilmiyordum. Güven dikilmesi zor, yıkılması kolay bir kule gibiydi. Tek bir sözle ya da hareketle kulenin yavaş yavaş betonları parçalanırken aynı şekilde dikiledebilirdi.

Bunu bu sefer kendim kendime değil Aras bana kanıtlayacaktı. O bilmese de şu an ona güvenip güvenmemem onun elindeydi.

Boğazımı temizleyerek kendimi geriys çekip üzerinden kalktım ve koşar adım salondan çıkarken, "Ders çalışacağız. Kitaplarını getir." demeyi ihmal etmedim.

Homurdandığını duydum arkamdan ama pek umursamadım. Onun yerine odama girip sırtımı kapıya yasladım ve derince soluklandım.

Siktir. Az önce ne olmuştu öyle?

Aklıma aniden Aras'ın tuvalette sırtımı duvara yaslayarak öpmesi geldiğinde kafamı iki yana sallayarak o görüntünün gitmesini sağlamaya çalıştım. Gözlerimi açıp kapatıyordum ama bir işe yaradığı yoktu. Görüntü zihnimden gitmiyordu aksine Aras'ın hareketleri sertleşiyor ve bu sırılsıklam terlememe neden oluyordu.

Ellerimin tersini yanaklarıma koydum. Sıcacık yanıyordum. Kapım tıklatılıp aniden açıldığında sırtımı daha sert bir şekilde yasladım ve "Soyunuyorum!" diye bağırdım. Gerginlikten olsa gerek sesim biraz yüksek çıkmıştı.

Aras'ın kapının arkasından "E bunda ne var?" diyen sesini duyduğumda ise sanki Dünya'nın ısısına Güneş yetmiyormuş gibi Aras'ın ısısı beni daha da sıcaklatmıştı.

Yanıyordum.

Pencereyi açarak içerinim havalanmasını sağladım. Kafamı dışarı çıkarttım ve rüzgarlı havanın saçlarımı savurmasına izin verdim. Daha sonra geriye çekildim ve makyajlarımı koyduğum masanın üzerinden parfümümü alıp sıktım.

Ne yapıyorsun?

Ne yapıyordum?!

Niye parfüm sıkmıştım ben şimdi? Aras'a güzel kokmak mı istiyordum? Siktir, hayır. Bu olamazdı. Kesinlikle terlemiş hissettiğimden olsa gerekti.

Aras'la ders çalışacaktık ve yakın olacaktık. Az önce sıcaklamıştım ve terlemiş olabilirdim. Onun için miydi?

Bir saniye, bir saniye. Ben cidden onun için mi parfümümü hızlıca sıkmış ve şu an aynanın karşısında saçlarımı düzeltiyordım?

Yoksa ben Aras'tan mı hoşlanıyordum yoksa bu sadece etkilenmek miydi?

Sanaç'ı düşündüm aniden. Ona karşı nasıldım? Ona tutumum nasıldı?

Onu arkadaşlarımdan farklı görmediğim aklıma geldi. Çıkma teklifini okulda derslerimi daha da yükseltmek için kabul etmiştim çünkü babası müdür yardımcısıydı. Devamsızlıklarımı silmesi ve düşük notlarımı yükseltmesi için de kabuk etmiş olabilirdim.

Bende çıkarlarım için hareket etmiştim ve bu o an olmasa da şu an büyük bir pişmanlık yaşamama neden oldu. Yine de içimi Sanaç'ın beni sevmediği, sadece gönül eğlendirdiğiyle rahatlatıp, şu anda bir sürü kız arkadaşı olduğunu düşünüyordum.

Allah aşkına çevresi kız kaynayan bir sevgiliyi ben ne yapabilirdim? Böyle düşününce de çok mantıksız geliyordu onunla çıkmam ama bir hata yapmıştım ve şu an düşünebileceğim şey bu değildi.

Şu an düşündüğüm şey Aras'ın odama girmesinin neden beni bu kadar heyecanlandırdığıydı.

_______________________

kısa bölümler benim hoşuma gidiyor bu yüzden uzun bölüm yazmak hem sarmıyor hem de sıkıcı oluyor okuması da. neysee

şimdi tekrar bölüm atabilirim BELKİİİ. ama böyle diyince genelde atamıyorum bu yüzden ben susma hakkımı kullanayım siz de yorumlarımı güzelce doldurun <3

Eliz'de sonunda hislerine şekil verebildi açcmsmfms

DERT | Yarı TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora