Bölüm-39

134 22 1
                                    

Odada dayımı görünce çok şaşırdım. Kapının orada öylece kalakaldım.

"Ama nasıl.....?"dayım gülümsedi.

"Gel otur şöyle."Selim Albay dayımın karşısındaki koltuğu gösterdi.

Kapıyı kapatıp aklımdaki sorularla oturdum.

"Komutanım, siz....?"

"Ben her şeyi başından beri biliyordum Gökalp."

"Tam olarak ne kadar başından komutanım ?"önce dayıma sonra da Selim Albay'a baktım.

"Aslına bakarsan ben de yaklaşık bir yıl önce öğrendim. Senin bir tim kurup özel görevlere gönderilmende dayının çok büyük bi' payı var. O zamandan bu yana iletişimdeyiz. Ha eğer bildiklerimi merak ediyorsan, sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum."

"Ama dayım bana bundan hiç söz etmedi ?"

"Bunu ben istedim."

"Anlamıyorum komutanım, neden ?"

"Senin bu konuda dayın olduğu için duygusal mı, yoksa profesyonelce mi hareket edeceğini öğrenmek içindi. Binevi sana ailen mi, vatanın mı diye sordum."

"Peki ne sonuç aldınız komutanım ?"

"Aslında benim için sonucu kestirmek zor değildi, ama yinede öğrenmek istedim. Her zaman bir Türk Subayı olduğunu gösterdiğin gibi şimdi de aynı kanaate vardım."

"Böyle düşünmeniz beni bir kez daha onurlandırdı lakin, böyle bir teste tâbi tutulmama gerek var mıydı onu bilemedim."

"Dediğim gibi ben sonucun farklı olacağını düşünmemiştim zaten. Ama benim bu durumu üslerime izah edebilmem için gerekliydi."

"Siz nasıl uygun görürseniz komutanım."

"Güzel, bende öyle düşünmüştüm."

"Şimdi ne olacak peki komutanım ?"

"Görev emri gelmesi yakındır. Bugün değil belki ama yarın gelmesi muhtemel. Sen timini yavaştan toparla, kaldığımız yerden devam ediyoruz."

"Emredersiniz komutanım."

Dayım konuşma boyunca sessiz kalmıştı. Şimdi sessizliğini bozdu.

"Bugün hastanede bir şey oldu mu Gökalp ?"galiba öğrendi.

"Nasıl bir şey ?"

"Hiç bilmezlikten gelme biliyorum bugün dört tane adamın seni almaya geldiğini."

"Önemli bir şey değildi. Adamların geldiğini biliyorsan hallettiğimi de biliyorsundur."

"Biliyorum halletmişsiniz Kürşadla, ama bir dahakine halledemeyebilirsiniz."

"Dayı yapma Allah aşkına. Ben bunun için eğitim aldım."

"Anlıyorum kanın deli akıyor. Manasoğlu ve Karacabey soyundansın ne de olsa. Ama her şeyi tek başına halletmeyi bırak."

"Uyarın için sağ ol dayı, deneyeceğim."galiba pekte ciddiye alınmıyordum.

"Bu çocuk iflah olmaz."

"Çok üstüne gidiyorsun Yavuz. O, görev ve sorumluluklarının gayet bilincinde olan birisi ve kendi timinin komutanı. Ne yapıp ne yapmaması gerektiğini en az senin benim kadar iyi biliyor. Tabi yapmaması gerekenlerin sonucunu da. O yüzden bunları tekrar dile getirmenin onda bir değişiklik göstermeyeceğinin üçümüzde farkındayız."işte beni çok iyi tanıyan biri daha.

"Sağolun komutanım."gülümsedim.

Dayım hayıflanmanın bir işe yaramayacağını bir kez daha anlamış olacak ki konuşmasını kesti ve birden ayağa kalktı. Saygı gereği ben de kalktım.

KURTALPWhere stories live. Discover now