Bölüm-30

183 19 0
                                    

Allah'ım, sen bize bu kör kuyudan sağ sağlim, zayiatsız çıkmayı nasip et Ya Rabbim.

İçimden dualar ediyorum. Ne zaman böyle bir his doğsa içime hep kötü bir şey oluyor. Bu sefer izin vermeyeceğim.

"Komutanım yemek arabası göründü."Boran dürbünle yola bakıyordu.

"Anlaşıldı. Kürşad sen timini al çık. Sen işini bitirince biz iniyoruz. Çok dikkatli olun."

"Anlaşıldı. Tim, avlanmaya çıkıyoruz."onlar arabanın önünü kesmeye gittiler. Ben de uzaktan izliyordum.

Gelen adamları arbadan indirdiler. Biraz sonra telsizden ses geldi.

"Kurtalp, bunlar sivil. On kilometre uzaktaki köydenlermiş."

"Onları güvenli bir şekilde geri gönderin. Biz de iniyoruz. Tim, kurt ininden çıkıyor toparlan."hava aydınlanmıştı.

Hapishanenin önüne geldiğimizde kapıdaki askerler bize durmamızı işaret ettiler.

"Antazir, la tatakhidh khatwatan' ukhraa !"

"Ne diyor komutanım ?"Erdem sordu.

"Durun diyor ne diyecek."

"E o da haklı, nereden bilsin durmayacağımızı."yanağımda ufak bir tebessüm oldu.

"Asaf, karargaha bilgi geç izlemede kalsınlar. Ben ileriye iki adım atınca elektiriği kessinler. Diğer tim operasyona başlasın, anlaşıldı mı ?"

"Emredersiniz komutanım."dediğimi yapmaya başladı.

"Ahda, lay ladayna nawaya sayiyata. Atasal bi mudirika.(Sakin ol, kötü bir niyetimiz yok. Bana müdürünü çağır.)"bir kaç asker içeri girdi. Az sonra başlarında müdür olduğu çok belli olan bir adamla geldiler.

"Limadha'atayt, turki, ghadir hadha almakan ealaa alfur. Wa'iilaa falan yakun dhalik mfydan lak walilbiladi.(Neden geldin Türk, hemen burayı terk et. Yoksa senin ve ülke için hiç iyi olmaz.)"

"İkimizde Türkçe bildiğini biliyoruz. Kendi dilimi konuşmayı tercih ederim."

"Niye geldin ? Savaş mı istiyorsun ?"

"Orası size kalmış. Biz sadece Müslüman kardeşlerimizi sizin hapishanenizden çıkarmaya geldik."

"Burası bir ceza infaz kurumu, burada suç işleyen kalır. Eğer sizin dindaşlarınız buradaysa bir suçları var demektir."

"Kime göre, neye göre ?"

"Filistin devletine göre."

"Komutanım, bu dindaş mevzusu oyalamak için sanırım."Almila anlamış.

"Aynen öyle, bırakalım da böyle bilsinler."

"Demek Filistin devleti, kendi canına sahip çıkmak ne zamandan beri anayasalara suç maddesi olarak kondu ?"

"Bizim görevimiz sorgulamak değil, biz işimiz neyse onu yaparız Türk."

"Benim işim de dindaşlarımı, soydaşlarımı korumak. Şimdi söyle, veriyor musun onları, yoksa ben kendim girip alayım mı ?"

"Bu ne cesaret Türk ? Siz Türklerin deli olduğunu bilirdim de, geri zekalı olduğunuzu bilmezdim."

"Ona geri zekalılık denmez. Bilmezsin de, Yavuz Sultan Selim'in bir sözü vardır çok severim:'Cesaretiyle yaşamayan, esaretiyle ölür.'. Umarım anlamışsındır. Fulyaya düştüysem çok üzülürüm bak."gülümsedim.

"Sen çok oluyorsun Türk !"sesi yüksek çıktı.

Öne iki adım attım. İşte şimdi asıl operasyon başlıyordu.

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin