52. Bölüm

75 9 24
                                    

(jk)

5 hafta sonra

Beraber alışveriş merkezinden seçtiğimiz takım ile Taehyung'un gerekli tüm ekipmanlarını almıştık.Sıra bana gelmişti...

Tüm gözlerin bende,daha doğrusu bizde olmasını istiyordum.Düğün benimdi,en güzeli ben olmalıydım.Hiçbir masraftan kaçınmayı düşünmüyordum.Gerekirse 7/24 çalışacaktım masraflar için ama en güzel de ben olacaktım.

Mağazaya girdiğimizde birkaç çalışan hemen başımıza üşüştüler.Yüzlerinde,mağazanın itibarının sebep olduğu sahte ve samimiyetsiz bir gülümseme vardı.Bu gülümsemeye karşılık biz de başımızı eğip selamladık onları.Ellerimiz birbirinden ayrılmazken katalogların arasında dolanıp kendime uygun bir kıyafet seçmeye çabalıyordum.Sade ama şık derdim fakat hiç de sade olmasını istemiyordum.Alışılagelmişin dışında,siyah bir takım elbise almak istemiyordum.Bu yüzden en canlı duran renkteki takımı almak istiyordum.Taehyung'a da böyle almıştık.Düğün salonu konseptimiz sıradan beyazlarla bezenmiş bir salonda değildi.Açık bir alanda yapacaktık.Etrafta beyaz,sıkıcı aksesuarlar yerine rengarenk,gökkuşağı renklerindeki eşyaları tercih edecektik.

Aynı ona aldığım pasta gibi...

Düğünümüzde ise sıradan çalgıcılar yerine sırayla tüm davetlilerin çıkıp birer kuple söylemesini rica edecektik.Böylece daha genç bir ruhu sembolize edeceğimizi düşünmüştük.

"Sevgilim,bu nasıl?" dediğinde elindeki yeşil takıma bakmıştım."Takım oluruz."

Ona zaten yeşil almıştık,yeşil yeşil göz sıkar diye reddetmiştim.

"I-ı,daha güzel renkler bulalım!"

"Emrine amade prensim." dediğinde kenetlenmiş ellerimizi ayırmadan gülümsemiştik birbirimize.Gözlerimi karşıya çevirdiğimde ise gördüğüm manzara ile şoka girmiştim.Birleşmiş ellerimizi hemen ayırıp karşımdaki kataloğa doğru koşmuştum var gücümle.Çocuksu bir heyecan dolmuştu içime.

"Taehyungie!"

"Güzelim düşeceksin yavaş!"

"Ah,Tanrım!Şunun güzelliğine bir bak..." dediğimde elimdeki takımı gösteriyordum.

Mor renkliydi,düğmeleri mor parlak taşlarla bezenmişti.Cep kısımlarında da aynı taşlardan vardı.Göğüs cebinde ise mor bir tüy vardı takımın tonundan daha açık bir tonda.Üstünde,lila rengi işlemeler vardı.Bazı kısımları ise parıltılarla döşenmişti.Öylesine güzel,öylesine göz alıcı gözüküyordu ki bununla bırak düğünü,her yerin starı olacağıma emindim.Hem,en sevdiğim renkti mor!

Hem yeşil ile mor pek de kötü durmazdı ha?

"Çok güzelmiş..." dediğinde bana hayran gözlerle bakan sevgilime döndüm.Gülümsemek istiyordum fakat elimdeki takıma bakmadığı için sinirliymiş gibi yapıp omzuna vurdum hafifçe.

"Ah,acıdı!" dedi sahte bir şekilde.

"Aish!Elimdekine baksana Taehyung!" dediğimde gözlerini benden zar zor ayırıp elimdeki mor göz alıcı takıma baktı.Normal takımlardan bir tık(!) daha süslüydü bu yüzden tek tek incelemesi biraz zaman almıştı."Çok güzel değil mi~?"

"Evet,cidden güzelmiş.Zarif vücudun,bununla daha da güzelleşecek eminim."

Gülümseyerek ağzımı araladım."Şapşal."

Yanaklarıma birer öpücük kondurdu ve ellerimi tutarak kabine doğru götürdü.Kollarını göğsünün altında kavuşturduğunda duvara yaslanmış beni izliyordu.

"Denesene." dediğinde kabine girip kapıyı kapatmıştım.

Tam kıyafetlerimden sıyrılmışken aynada bedenime baktım.Seksi gözükmüyordum.İnceciktim.Kaslarım yoktu.Taehyung nasıl severdi ki benim gibi cılız bir adamı?

Hard Love/TaekookOn viuen les histories. Descobreix ara