43. Bölüm

116 10 37
                                    

(yazar)

Taehyung,dişlerini sıkarak zorla da olsa gülümsemeye çalışsa bile yaşadığı stres ve gerginlik sebebiyle rahatça hareket edemiyordu.Gerginlikten sonucu oluşan eylem yüzünden daha da geriliyordu.Karşısındaki beden ise birçok duygu karmaşasının içinde kaybolmuş gibiydi.

Jungkook,karşısına dalmış bir biçimde bakıyordu.Taehyung'u çok seviyordu,hatta aşıktı.Öylesine aşıktı ki tüm dünyayı feda edebilirdi,tüm dünyayı ayakları önüne serebilirdi.Fakat yaşanmışlıklar vardı,birtakım yaşanmışlıklar kabul etmesinin önüne taş koyuyordu.Can atıyordu Taehyung ile sevgili olabilmek için fakat yapamazdı.Her ne kadar onun için ölebilecek olsa bile bir gururu vardı.Yıllarca gururunu ezmişti,ezdirmişti.Artık biraz da olsa o süründüren taraf olmak istiyordu.Ama bunu,sevdiği adama zarar vermeden tatlı tatlı yapmak istiyordu.Gözleri Taehyung'un kahvelerine tırmandığında alnından süzülen her bir ter damlacığını görebiliyordu.Oturduğu,daha doğrusu ayakta kaldığı yerden kan ter içinde kalmıştı.

"Ee,cevabın ne Jungkookie?"

Jungkook bir süre dudaklarını büzüp havaya baktı.

"Hmm,ne desem...?"

Taehyung daha da gerildiği anda Jungkook onun bu haline dayanamadı ve gülümseyerek ağzını araladı.

"Hey!Sakin ol hyungie.Ben diyorum ki...Biraz daha mı zaman tanısak birbirimize?Evet,ben seni 8 yıldır tanıyorum ve tanımaktayım ama sen beni sadece birkaç hafta önce tanımaya başladın,daha doğrusu görmeye.O yüzden biraz daha vakit istiyorum,hm?"

Taehyung,reddedilmemenin verdiği rahatlamayla beraber aynı zamanda kabul edilmemenin verdiği üzgünlükle beraber kafasını salladı onaylar gibi.

"Sen ne zaman hazır olursan güzelim,ama bil ki her zaman yanında olacağım.Seni de bekleyeceğim.Bana hep gelebilirsin,daha doğrusu hep gel bana Jungkook."

Taehyung,kollarını bir anda Jungkook'un beline sarmaladı ve çenesini ise omzuna gömdü.Jungkook ise eskisi kadar şaşırmıyordu,sonuçta çok olmasa da birkaç kez sarılmışlardı.Kendisi de gülümseyerek kollarını karşısındaki bedenin boynuna sardı ve burnunu ise mis kokulu olan boynuna gömdü.İkisi de birbirlerinin kokusunu ciğerlerine doldururken tarif edilemez bir huzur içindeydiler.

"O zaman,el ele?"

"El ele ne Jungkook,birinci sınıf okuma yarışması mı yapıyoruz?Hyunjin Felix el ele,Felix topu tut."

İkisi de kıkırdarken Taehyung,sevdiği adamı kırmayarak ellerini diğerinin parmaklarının arasından geçirdi.

"Taehyung!Sana bir şey söylemem lazım."

Taehyung'un kalbi aniden hızlanmıştı içine dolan gerginlikle.Dudaklarını dişlemeye başlamıştı.Biliyordu ki böyle başlayan hiçbir cümlenin sonu iyi bitmezdi.

"Söyle birtanem dinliyorum."

Kendisine edilen hitapla gülümsemesi kat kat genişleyen Jungkook,lafına devam etti.

"Benim bir arkadaşım vardı eskiden,gerçi hala arkadaşız ama yurt dışında olduğundan anca sanal ortamdan görüşebiliyoruz.Zaten tek arkadaşım o.Bu hafta sonu geliyor,beraber karşılamaya gidelim mi?Hem onu oradan almışken tanışırsınız."

Taehyung,Jungkook'un heyecanlı şekilde anlattığı şeylere tebessüm edip kafasını onaylar şekilde aşağı yukarı sallamıştı.

"Gidelim güzelim,hem dediğin gibi tanışmış oluruz.Sana daha fazla yakın olmak istiyorum."

"Ne?"

"Ya-yani yakın derken şey anlamında şey etmiştim hani seninle ilgili olan her şeyi bilmek istiyorum yani şey manasında hani önemlisin sonuçta."

Taehyung gerildiğinde çok sevimli oluyordu,bu yüzden Jungkook ne demek istediğini anlasa bile bilerek onu germişti soru sorarak.

"Ah,sakin ol!Seni yemek istiyorum ama benden büyüksün.Bu arada,bugün bir kombolar yapıyorsunuz Taehyung Bey,bunu neye borçlusunuz?"

"Ne kombosuymuş bu Jungkook Bey?"

"Sürekli bir iltifatlar,güzelimler birtanemler falan."

"Ah,bu güzellik karşısında başka n'apabilirim ki?Seviyorum ama kimi,en tatlı birisini...Gerisi neydi lan?"

"Salak!Ben de hatırlamıyorum ki..."

"Boşverelim o zaman,gidelim mi eve?Ya da tek takılmak istersen ben seni bırakayım evine,hm?"

Jungkook gülümseyip cevap verdi hemen.Bu esnada el ele yürümeye devam ediyorlardı.

"Taehyung,benimle yatsana bugün."

"Ne?"

"Ya-yani demek istediğim şey hani beraber sarılarak yani sarılmak da masumca yani-Hey!Bilerek yaptın."

"Belki,gerilince tatlı oluyorsun."

"Biliyor musun,ben de senin için aynı şeyi düşünüyordum."

"Evet,tescilli şekilde ruh eşiyiz.Bir dakika,aslında daha tescillenmedi.İleride tescilleneceğine söz veriyorum."

"Tanrım!Çok tatlısın Taehyungie."

"Biliyorum."

"Egoist p*zevenk."

"Rastgele birinden yeseydim bu küfrü,şuanda koluyla bacağını arıyor olurdu.Ama sen edince küfür bile güzelleşiyor."

"Saçmalıyorsun."

"Senin yanında kafam yerinde mi oluyor ki?Sarhoş ediyorsun beni.Ama bu sarhoşluktan memnunum.Bu arada,teklifini kabul ediyorum."

"Sevindim.Of ya ne boş yaptın,önüne bak yürü işte!"

"Minik ve öfkeli hm?"

"Ne miniği ya?!"

"Boy meselesi abiden bulaşma sanırım,genetik."

"Ah Tanrım!Seninle konuşmayacağım Taehyung.Kalma da benimle,istemiyorum!"

"Hmhm kalmam."

Kısa süren(?) atışma sonrasında Jungkook,yapay bir sinirle ellerini Taehyung'un ellerinden ayırmış,kolları göğsünde birleşik şekilde hızlıca önden yürüyordu.Taehyung ise ellerini cebine yerleştirmiş,gülümsüyordu bu tatlı hallerine.

¬¬¬¬¬¬¬

Oy ve yorumu unutmayınnn💕

Bu arada gerisini yazcaktim ama kardesimle kuzenim korktukları icin odama geldi ve susmuyolar cildirmak uzereyim

O yuzden kisa kestim

Sonraki bolum birtakim yakinlasmalar olabilir

AMA BELKİ

espriyi de kouam

espriyi de kouam

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.
Hard Love/TaekookΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα