11. Bölüm

259 41 124
                                    

(yazar)

Taehyung,Jungkook'u bulamadığı her saniye daha da endişeleniyordu.İçinde binbir ihtimal vardı ve bu ihtimallerden biri bile gerçekleşirse kendini asla affetmezdi.

Daha birkaç gün öncesine kadar umrunda olmayan adamı,şuan sebebini bilmediği bir şekilde umursuyordu.Kendi haline bile şaşırmıştı.

Düşünüyordu,nereler olabilirdi Jungkook'un bulunabileceği?

Tüm ara sokaklara girmişti,umudunu yavaştan kaybediyordu.

Son bir ara sokak kalmıştı.

"Burada da olmayacağına eminim"

İç geçirdikten sonra ara sokağa saptı.Etraftan kötü kokular geliyordu.Sebebini bilmediği bir şekilde aniden umutla dolmuştu ve onun buralarda olabileceğini seziyordu.

Biraz daha yürüdükten sonra yerden gelen kan kokuları yüzünden adımları hızlandı.Yavaş adımları bir anda koşmaya dönerken etrafına bakınıyordu.

Bankın yanında yatan birini gördü,kanlar o bedenin altında birikmişti.Kanın kaynağı bu adamdı.

Ses çıkarmadan yerde yatıyordu.Tamamen ıslaktı.

Taehyung adımlarını sessizleştirdi ve adamın yanına parmak uçları ile gitmeye başlamıştı.Adam yüz üstü yatmıştı ve kendi içine çekilmiş bir pozisyonda yatıyordu.Sırtına baktı yaşam belirtisi almak için.Nefes alıyordu ama sık değildi ve kısa kısaydı.Adamın yanına biraz daha bakındığında beyaz kremşanti kalıntıları görüyordu.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
(kth)

Etrafta gördüğüm kalıntılara ilk başta anlam verememiştim.Adamın yanına yaklaştım ve tam sırtını bana döndürecekken her şey anlam kazandı.Tüm parçalar yerine oturmuştu.

Bu beyaz parçacıklar,Jungkook'un üstüne bulaştırdığım pastanın kalıntılarıydı.

Eğer söylediklerimde yanılmıyorsam,kendimi affetmezdim,affedemezdim.

Korkarak adamı kendime doğru çevirdim.Yüzündeki saçlarını çektikten sonra simasını görmemle beraber donakaldım.

Jungkook,ne yaptılar sana?!

Kalbim hızlanmıştı,yerinden çıkacakmışçasına atıyordu.

Onu kaldırmak için yeltendim ama başarısız oldum.

Onu bu halde gördükten sonra bedenimdeki güç tamamen tükenmişti.

Bu halde araba kullanamazdım,cebimdeki telefonu bir çırpıda çıkarıp ambulansı çaldırdım.

Sesim ne kadar yüksek çıkabilirse o kadar yüksek çıkmıştı.

"Alo!Ambulans lazım.X sokağı,acil lütfen!"

Hayatımda bu kadar endişelendiğimi hatırlamıyordum.Titreyen bedenimi kontrol edemiyordum.Sinirden mi üzüntüden mi titriyordu onu da bilmiyordum.

Tek umursadığım Jungkook'tu.

"Jungkook,uyan.Uyan Jungkook!"

Sesim titriyordu,kekeliyordum.

Narin bedenine dokunmaya kıyamazken kim onu nasıl bu hale getirmişti?

Kıyamadığım bedenine pasta atmıştım,narin kalbini defalarca kırmıştım,belki de parçalamıştım.Kendimi asla affetmeyecektim.

Önümdeki bir çift göz zar zor açıldı.Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken binbir tarifsiz duygu içerisindeydim.

"Taehyung..."

"Ne yaptılar sana?!Kim ne yaptı sana Jungkook!?"

Konuşamıyordu,çenesindeki morluklar bunun sebebini gayet iyi açıklıyordu.

Jungkook yine yalnız kalmıştı,yine onu kimse kurtarmamıştı.Yine hayat ona bir darbesini vurmuştu.

"Taehyung,canım çok acıyor..."

Bunu demesiyle beraber patlamıştım.Gözyaşlarım tamamen boşalırken ellerimin daha fazla titrediğini hissediyordum.Bedenim hareket edemiyordu,çığlıklar atmak istiyordum.

Ama jungkook korkardı.

Tüm çığlıklarımı içime hapsetmeyi zor da olsa başarmıştım.

Çok acı çekmişti Jungkook,küçücük ve güçsüz bedeni ne çok acıya göğüs germişti.

Belki de benim bildiklerim onun yaşadıklarının çeyreği bile değildir.

Hayat ondan ne çok nefret ediyormuş...

¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Anlafim ki texting de yapamiyomusum duz yazı da yapamiyomusum biraksam mi acaba hikayeyi neyse birakmiyim ugrastım sonucta neyse gorusuruz yorum atin

Hard Love/TaekookWhere stories live. Discover now