A.

161 10 16
                                    

Sonunda Adrien için Axel ile yaptığı çizimi bitirdiğinde, yanındaki Axel'a döndü ve teşekkür edercesine baktı, Marinette.

Resimde Adrien, Marinette'e şemsiye uzatıyordu, seneler öncesinde yaşandığı gibi.

Axel'a sarıldı.

"Axel, biz bunu çizdik fakat ne diyip vereceğim?"

Axel, elini çenesine koydu ve düşünüyor gibi bir tavır yarattı.

"Onun evine kargo ile yollayabilirsin. Tabii birde not ile."

"Kabul edecek mi dersin?"

Axel onaylarcasına kafasını salladı. Marinette sevinçle sandalyeden kalktı ve dolabına gitti.

Heyecandan zor nefes alıyordu bu yüzden dolabından sakinleştirici aldı ve su almadan yuttu. Axel, Marinette'in bu hallerine gülümsedi.

O gün heyecanla evine döndü Marinette. Bu heyecanı ve mutluluğu uzun sürmedi.

Acıktığı için fırından aldığı kruvasanlarla beraber bir ses duydu. Annesiydi bu.

"Ödeyeceksiniz değil mi, Bayan Marinette Dupain-Cheng?"

Marinette dolan gözlerini annesinden kaçırarak kruvasanı yerine bıraktı.

Odasına gitti ve oturdu. Midesi bulanıyordu. Ağzına gelen sıvı ile koşarak banyoya gitti. Kafasını lavaboya soktuğunda içini boşalttı. Boğazı acıyordu ama duramıyordu.

Bir süre sonra yavaşça etrafı temizledi ve banyodan çıktı.

Telefonu eline aldı ve çizdiği resmi, Agreste Malikanesi'ne götürmeleri için kargocu aramaya başladı. Baktı ki, güvenilir yok, kendim götürüm dedi.

İnstagram'a girdi ve Adrien'ın hesabını inceledi. Yeni attığı bir post bildirimi vardı. Açtığında gözlerinin yandığını, kalbinin acıdığını hissetti.

Adrien, postunda Marinette'in bir fotoğrafını almış ve bunu karalamaya başlamıştı. Palyaço kılığına sokmak istercesine karalarken bunuda videoya almıştı.

Gülümsedi. Bu mutluluk gülümsemesi değildi. Uzun süredirde böyleydi zaten.

Hem üzgünlük, hemde kırgınlıkla yatağına uzandı. Kendini uyumaya zorluyordu. En sonunda pes edip Adrien'ın fotoğraflarına baktı.

Güzeldi, fazla güzeldi. Belkide, Tanrı'nın yarattığı en kusursuz canlıydı, O.

Arkasını dönüp bu sefer Axel ile çizdiği ama Adrien için olan resme baktı. Bu resimde aynı siyah şemsiye gibi orada kalacaktı.

Asla sahibine verilemeden.

Yataktan doğruldu ve yastığı arkasına koydu. Bir anlık hırs ile telefonu eline aldı ki, yazmayı planladığı kişidsn mesaj geldi.

Adrien Agreste:
Marinette lütfen kapıya çıkar mısın?
Konuşmalıyız.

Marinette Dupain Cheng:
Adrien...

Adrien Agreste:
Marinette biliyorum!
Ama lütfen gel, tokat at, vur, söv ama diyeceklerimi diyeyim sana.

Marinette Dupain Cheng:
Peki.

Telefonu yanına koydu. Titriyordu ve gözleri fal taşı gibiydi. Ne diyecekti? Ona iğrenç şakalarından mı yapacaktı?

Yavaşça odasından çıktı ve evin kapısına geldi. Evin kapısına baktı bir süre. Açıp açmamakla tereddüt içerisindeydi, açtı.

After Rain | adrinette auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin